10. Bölüm

31 12 1
                                    

Multimedya : Elf sarayı

- Sarina Malawi Krallığında.

- Ne! Nasıl?

- Kraliçenin dediğine göre küçük bir saldırı olmuş daha sonra Kraliçe sihirli bir portal açıp Sarina'yı yanına ışanlamış ve Sarina o portal ile Malawi Krallığına ışınlanmış.

- Madem Kraliçe portal açabiliyor. Bizi neden portal ile ışınlamıyor.

- Bu portal sadece acil durumlarda açılır. Sarina da zor durumda olduğu için bu portal açıldı.

- Bu portal sadece özel durumlarda açılan bir portalmış. Yani bizim için açılamaz.

-Yani kendimiz bulacağız öyle mi?

- Evet.

- O zaman hemen bulalım şu çiçeği de gidelim artık.

İki saatlik aramadan sonra nihayet o pembe çiçeği, sonra Kristal gölünü bulup Kraliçenin talimatları ile Malawi Krallığına varmıştık. Saraya girdiğimizde bizi altın kaplı  geniş bir hol karşıladı. Holün sonunda ise taht odasına girdik. Kral, Kraliçe olduklarını tahmin ettiğim kadın ile adam altın kaplı tahtlarında oturmuşlar. Kraliçe'nin hemen yanında Prenses olduğunu düşündüğüm kız ayakta durmuş bizi bekliyorlardı.

- Hoşgeldiniz Prenses Amperle Rose sonunda sizinle tanışabildik. Ben Kraliçe Victoria, eşim Kral Harry ve kızım Prenses Lily, bakıyorumda bayağı bir kalabalıksınız.

Diye kendisini ve ailesini tanıştırdı.

- Hoşbulduk Majesteleri. Evet biraz öyle oldu. Takım arkadaşlarım Palau(Ateş) Krallığından Prens Ares Dawson, Gaston Miller ve Paula Parker, Nauru(Su) Krallığından Kevin Allen, Marco Roden ve Merlia Roden, Guernsey(Toprak)
Krallığından Betany Foster ve Steven Barnes, Vanuatu(Hava) Krallığından Vini Robinson ve Meredet Robinson.

Diyerek bende arkadaşlarımı tanıttım.

- Öncelikle Sarina'yı görebilir miyiz?

- Elbette.

Muhafızlarına bakıp Sarina'yı çağırmalarını söyledi. Muhafızlardan  biride taht odasından çıktı. Yarım saat  sonra Sarina topallayarak içeri girdi. Meredet ve Vini koşarak Sarina'nın yanına gittiler. Onlar Sarina ile konuşurken bende buraya gelme sebebimizi Kral ve Kraliçeye açıkladım. Onlar ise hiç tereddüt etmeden kabul ettiler. Ne olursa olsun bizim yanımızda olacaklarmış. Açıkçası biraz şaşırdım. Elfler hiç cana yakın değillerdir. Teklifi kabul etmezler diye düşünmüştüm. Ama ettiler. Şimdi ise Kraliçenin bizim için hazırladığı odaya gidiyorduk. Benim için ayrılan odaya girdiğimde büyük bir şokla katşılaştım. Çok büyük bir odaydı. Tam bir Prenses odası... O kadar yorgundum ki bu yorgunlukla bu koca odaya göz atamadım. Kocaman olan yatağıma girip uykuya daldım.

Sabah birinin elini yüzümde gezdirdiğini hissettim ama gözümü açınca etrafta kimseyi göremedim. Biraz tuhaftı ama birinin varlığını hissettiğime yemin edebilirdim. Ama odada kimse yoktu. Daha fazla oyalanmadan yataktan kalktım. Banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Daha sonra üzerimi değiştirmek için dolabı açtığım da bir elbise bütün ihtişamıyla beni karşıladı. Yanında da beyaz topuklu bir ayakkabı vardı. Bunu hiç beklemediğim için kısa bir an duraksadım. O an istemsizce bu durum hoşuma gitmişti. Kendime geldikten sonra elbiseyi inceleme fırsatı bulabildim sonunda. Beyaz, straplez bir elbise idi. Bel kısmında ince bir kemeri vardı. Yere kadar uzanan eteği ise uçuş uçuştu. Elbiseyi nazikçe dolaptan çıkarıp yatağın üzerine sermiştim. Ayakkabıları da dolaptan çıkarıp yatağın yanına bıraktım. Ardından yavaş yavaş hazırlanmaya başladım. Elbisemi ve ayakkabımı giyince, saçlarımı ve makyajımı da halledip odadan çıkmak için kapıyı açtım ve kapıda elini kaldırmış bir Ares ile karşılaştım. Beni görünce eli havada kalmıştı.

Kayıp Kader (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin