14. Bölüm

27 7 0
                                    

Gecenin karanlığında, ormanın ortasında bana doğru gelen Kumiho' yu bekliyordum. Artık yaşamak için hiç bir sebebim yoktu. Her şeyimi kaybetmiştim. Ailemi, dostlarımı, kimliğimi her şeyi... Ben kim miyim? Bende bilmiyorum. Ailem kim mi bilmiyorum. Neden buradayım? Kimim ben? Adım ne? Bana ne oldu? Hiç bir şey bilmiyorum. Tek bildiğim şey 2 yıl önce bir kaza olmuş ve ailemi kaybetmiştim. Başka da bir şey bilmiyorum.

Ben geri gittikçe Kumiho bana daha çok yaklaşıyordu. Suratında beni yiyecekmiş gibi bir ifade vardı. Korkmuyordum. Nedense önceden çok acı çekmiş gibi hissediyorum. Üzerime atladı. Kuyrukları ile derimi yüzmeye başladı. Acı çekmiyordum ama yinede çığlıklarım ormanı sarmıştı. Koca ağzını açmış beni içine çekiyordu. Her şey son bulmak üzereydi. Ta ki o ses beni çekip alana kadar

- Aç mısın?

Dedi arkamdaki ses arkama döndüm. Ve o adamı gördüm. Beni kurtardığını iddia eden adamı... Beni düşümden çekip aldı. Ne orman vardı ne de Kumiho... Yine ve yine beni kurtarmıştı. 2 yıldır bu bilmediğim yerde kalıyordum.

- Hayır sağol.

- Emin misin? Bak ablam çok güzel sara ( yosun çorbası ) yapar.

- Gerek yok dedim. Aç değilim. Hem zaten sara'yı sevmem biliyorsun.

- Peki sen bilirsin.

Yerimden kalkıp ormana girdim. Düşümde gördüğüm ormandı burası. O kadar da korkunç değildi. Etrafı incelerken arkamda duyduğum ses ile incelemeyi bıraktım. Asil ve Mika yine beni takip ediyorlardı. Beni korumak için herşeyi yapan iki dostuma döndüm. Asil yanıma gelip kafasını elimin altına koydu. Onu okşamamı istiyordu. Onu sevmemi istiyordu. Eğilip Asil'e sıkıca sarıldım. Yere oturup ikisinide yanıma çektim. Oturmuş gökyüzünü izlemeye başladım.

- Burada olacağını tahmin etmiştim. Yine mi düş gördün?

- Evet.

Dedim kısaca o da gelip yanıma oturdu. Hiç bir zaman beni yalnız bırakmıyordu. O da sürekli bayılıp durduğum için peşimden geliyordu. Neden bayıldığım ise çok büyük bir gizemdi.

- Bak Eva seni bulduğumda çok kötü durumdaydın. Ağır yara almıştın. Ne oldu? Kim seni bu hale getirdi? Bilmiyorum. Ama izin ver sana yardım edeyim. Kim olduğunu beraber bulalım.

- Bilmiyorum Jack. Zaten ne yapacağımı nereden başlayacağımı da bilmiyorum. O yüzden bana yardım edemezsin.

- Peki sen öyle diyorsan öyle olsun. Ama sana bir şey göstermek istiyorum benimle gelir misin?

Ayağa kalkıp elini uzattı. Bende elini tutup ayağa kalktım. Ve onu takip etmeye başladım. Ormandan çıkıp eve doğru yürüdü. Eve girmeden arka tarafa geçti. İlerde bir mağara vardı. Hiç merak edip o mağaraya girmemiştim. Ama sanırım artık o mağaraya girme vakti gelmişti. Jack mağaraya girince bende girdim. Biraz uzun bir yürüyüşten sonra mağaranın diğer çıkışına gelmiştik. Mağaradan çıkınca gördüklerim ile kalakaldım. Bir sürü insan taşa dönüşmüştü.

- Bak Eva bunlar benim ailem, halkım, dostlarım. Hepsi taşa dönüştü. Neden biliyor musun? Çünkü çok güçlüydüler. Hepsinin özel güçleri vardı. Ve bu güçlere sahip olmak isteyen kötü kalpli insanlar ailemi bu hale getirdi. Annem, babam, kardeşlerim... Hepsi taş oldular. Sadece ben, ablam Mia ve abim Ethan kaldık. Ve ailemizi nasıl kurtaracağız bilmiyoruz. Düşündüm de belki sen bana, ben de sana yardım edebilirdim.

Kayıp Kader (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin