Amerikaya gelmeden 1 ay önce
Jimin, yeni şarkılarının çıkışı üzere kendi aralarında bir kutlama yapılmasını teklif etmiş ve her birinden olumlu tepki alınca ''O zaman akşam bendesiniz'' diyerek hazırlık yaptı.
Arkadaşları için muazzam bir masa ayarlayıp evini de abartı olmayan süslemeler ile canlandırmıştı. Yiyecekler, içecekler, mumlar, balonlar, konfetiler hatta parti şapkaları bile almıştı. Tek eksik arkadaşlarıydı. Saatini kontrol ettikten sonra yavaştan mumları yakmaya başladı çok değil beş dakika sonra zilin varlığını bilmeyen Yoongi kapıyı yumruklamaya başladı.
''Vazgeç şu huyundan hyung''
''Sana da merhaba Jimin-ah''
Evdeki hazırlığı ve donatılmış masayı gören altı arkadaş hep bir ağızdan beğendiklerini belirten sesler çıkartıyor ıslık ve alkışlar eşliğinde Jimin'in yanaklarının kızarmasına sebep oluyorlardı. ''Abartmayın ya ufak bir hazırlık'' diyerek kıkırdayan Jimin, arkadaşlarının oturmalarını isteyerek eliyle masayı gösterdi.
Havadan sudan biraz da yeni şarkılarına gelen tepkilerden konuşarak keyifle yemeklerini yediler. Bir an bile kahkaha uzaklaşmayan masadan bir kişinin gözleri uzaklara dalıyor tekrar arkadaşlarının arasına dönüyordu.
''Daha fazla yiyemeyeceğim'' diyerek sızlanan Taehyung, ''Sen seversin benimkini yiyebilirsin'' diyerek tabağını Jungkook'un önüne doğru yavaşça sürükledi. O an çatalının ucuyla tabağındaki bezelyelerle uğraşan Jungkook arkadaşının dediğini duymadı bile. Hafifçe sarsılan koluyla başını sağa çevirerek şaşırmış bir şekilde Taehyung'un yüzüne baktı.
''Tatlıyı diyorum sen seversin yesene'' dedikten sonra göz ucuyla tabağını göstermiş ve yüzünü buruşturmuştu. Kulağına eğilerek sessizce ''Neden yemedin yemeğini? Beğenmedin mi?'' dedikten sonra tekrar doğruldu. Jungkook kafasını hayır anlamından sallayarak ''Pek aç değilim sadece şarap içeceğim'' diyerek gülümsedi.
''Ellerine sağlık Jimin her şey mükemmeldi.'' Namjoon'un iltifatlarından sonra masadan memnun yüz ifadeleriyle kalkan çocuklar kendilerini L koltuğa attılar.
''Jimin sadece salata yedi gözümden kaçmadı bilerek bizi tıka basa doyurdu.'' diye karnını ovuşturan Seokjin'i gülerek dinliyorlardı. O sırada Jimin masadaki tabakları hemen yanındaki tezgaha yerleştiriyordu. Jungkook da ''Sana yardım edeyim'' diyerek işe girişmişti.
''Niye öyle bakıyorsun?''
''Hiç, sadece yemeğini yememişsin o kadar mı kötüydü?'' diye yalandan nazlanarak konuşan Jimin saniyesinde ciddileşerek yanına sokuldu ''Bir şey mi oldu?''
''H-hayır cidden çok lezzetliydi sadece aç değildim'' diyerek tabağı sudan geçirdi. Bu sırada sıkıntıyla nefes alıp veriyor elinden düşürdüğü her tabak için özür diliyordu. Jimin'in otur dinlen demesini önemsemeden mutfakta uğraşmaya devam ediyordu en sonunda buz gibi suyu boğazına yolladıktan sonra karşısında çerezleri hazırlayan arkadaşına seslendi. ''pşt Jimin''
''Hmm?'' diyerek mırıldandı Jimin
''Senden bir şey isteyeceğim ama nedenini şimdilik sorma'' derken mutfak kapısını kapatarak arkadaşının yanına gitti. Elindeki çerez tabağını alıp tezgaha koydu ve sessizce konuşmaya devam etti. ''Senin şu avukat arkadaşın vardı ya hani... şey ee''
''Taemin'inden mi bahsediyorsun?'' diyerek sözünü tamamladı karşısında kıvranıp duran küçüğünün.
''Bana numarasını vermen gerekiyor acil şimdi neden diye sorma inan açıklayacağım şimdilik bizimkilere de söyleme olur mu?'' diyerek cılız ses tonundan kötü bir şey yapmış gibi mahcup halde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telepathy | Taekook
FanfictionJeon Jungkook dalgalı bir okyanustu, ona böylesine akmaktan korktuğum için olmuştu her şey. Ben şimdi korkmuyorum, nefesi nefesime karışırken bana can veren sevgilimle dünyayı karşıma alacak kadar korkusuzdum artık. Dolmasın o gözlerin bebeğim, gözl...