16/ Arkadaşın olmak istemiyorum

620 44 60
                                    

Taehyung'tan;



Bilmem kaç saattir sırt üstü uzanmış bir kolum başımın altında gözlerim yarı açık şekilde tavanı izliyorum. Elimi hızlıca şakaklarıma götürerek sanki ağrım dinecekmiş gibi oval çiziyorum. En sonunda dayanamayarak yanımdaki komodinin ilk çekmecesinden çıkardığım migren ilaçlarımı yarı dolu su bardağı yardımıyla kafamı dikerek tek seferde yutmayı başardım.

Jungkook'un geleceği günü iple çekerken onu havaalanında gördüğümde ilk defa boynuna sarılma isteği gelmedi içimden. En ufak bir heyecan dolmadı ezberlediğim yüzünü gördüğüm için, bana doğru yürürken kafamın içinde bir kapı kapandı tıpkı, beni bırakıp gittiği gün çarptığı kapı gibi. Her adımımda ona yalvarışım, gözümden düşen damlalar aklıma geldi. Ben o geceyi hatta ondan sonraki hiçbir geceyi sabah edememiştim ve onun rahatça uyuyabildiği düşüncesi beni bin parçaya bölmeye yetmişti.

Onun fark etmediği zamanlar gözüm hep üzerindeydi. Uzamış saçlarının tıpkı benimki gibi kaşlarının üzerine dökülen tutamları içimde bir şeylerin kıkırdamasına engel olamadı. Jungkook beni parçalara ayırsa da beni tekrar birleştirecek tek kişiydi, bunu inkar etmeyi uzun zaman önce bırakmıştım fakat şöyle bir gerçek vardı, şimdi ki kırgınlığım öyle hemen düzelecek gibi değildi.

Kendi dairesine geldiğimizde ise onunla mümkün olduğunca diyaloğa girmemekle kararlıydım. Ondan ayrı kaldığım günler zarfında kendi çapımda öfkemi dizginlemeye çalışmıştım. Asla evimden çıkmadım hatta yatağımdan bile çok az çıktığımı söylesem yalan olmazdı. Birkaç kitap okudum, diziden diziye atladım yeni filmlere göz attım. Bazen de dondurmamı yiyerek ağladım ne için ağladığımı bilmeden. Arkadaşlarım bu halime üzülerek evime geldiklerinde bile tek kelime etmemiştim hiç kimseyle konuşasım yoktu o kadar yorgun hissediyordum ki sanki konuşsam nefes darlığından bayılacakmışım gibi geliyordu.

Boş gözlerle etrafı izlediğimde bir ara Hoseok hyung'un ''Terapi almak ister misin?'' sorusuna dolu gözlerimle kendimi yatağa atarak cevap vermiştim. Bu sırada yataktan çıktığım zamanlar bir şeyler atıştırıyor onun dışında yemek hazırlamaya üşeniyordum sanırım bu yüzden dört kilo vermiştim. Çelimsiz vücudum iyice eridiğinde kendimi çirkinleşmiş hissettiğim için tekrar bir depresyon batağına düştüm üstelik bunun sebebi ''Jungkoook'un yanına yakışmıyorum!'' diyerek ayna karşısında mızmzılanmamdı.

Bilerek yapıyordu şimdi de, sanki çok umurundaymışım gibi gözlerini sürekli üzerimde tutuyor dediklerine karşı bir tepki vermemi bekliyordu. Ben ise onun yüzüne baktığımda duvar dibindeki halimi görüyordum. İçimdeki ağlama isteğini bastırarak olabildiğince kaçmıştım ondan. Konuşmayacağım işte! Biraz da onun gözlerinde kırgınlık görmek istedim. Bana davrandığının çok daha kötüsünü yapmaya kararlıydım ta ki göğsünde başım yer edene kadar.

Elini belimde hissettiğim an içimden bir şeylerin gürültüyle koptuğuna yemin edebilirim. Kalbimin üzerindeki yara bantlarında mor çiçeklerin açtığını gördüm gözlerimi kapattığımda. İçimdeki her bir hasar sarmaşıklarla bir bir kapandı o dokunduğunda, o hiç fark etmeden iyileştirdi beni, ben ise tedaviye muhtaç gibi sarıldım bir bir kollarına. Benim kızgınlığım o bana dokunana kadarmış, bu kadar iradesiz olduğum için kendime ne kadar kızsam azdı. Neden ayrılamıyorsun Kim Taehyung? Neden kalbini susturamıyorsun?

Jimin'in aniden direksiyonu kırıp ''Jungkook'' demesiyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü ona zarar gelme ihtimali beni yerle bir ederdi. Gözümde biriken yaşların dökülmemesi adına çok çaba sarf ettim o gün. Yerde yatan bedenini görünce ellinci kattan aşağı atılmış gibi hissettim tir tir titreyen bacaklarımla yanına nasıl koştuğumu hatırlamıyorum bile. O güzel yüzünün kanlar içindeki görüntüsünün beni günlerce uykusuz bırakacağına emindim. Ona pansuman yaptığımda, yine konuşmamaya kararlıydım. Ne geçmiş olsun diyebildim ne de neden bu hale geldiğini. Agrasif birisidir ama bu onun yapacağı tarzda bir iş değildi yine de Jimin'in ben sormadan bana anlatacağını bildiğimden bilerek tek kelime etmedim. 

Telepathy | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin