17/ Sonsuza kadar kaçamazsın

570 44 42
                                    

İyi okumalar 🌈

Yanlış anlamayın dilenci değilim sadece yorum istiyorum 👉👈




Min Yoongi, gövdesinin halıda ayaklarının ise çıplak zeminde olduğu yerden tutulmuş sırtı için küfürler savurarak gözlerini açtı. 

Kalçasının üzerinde biraz gerileyerek sırtını koltuğa yasladı ve başında ağrı ile kafasını geriye atarak gözlerini tekrar kapadı. ''Ne boka yaradı bu kadar içmek'' diyerek saçlarını karıştırmaya başladığı sırada mutfaktan cam kırılma sesi geldi. Birkaç saniye sonra gürültüyle bir şeylerin düşme sesi yankılandığında ''Kırın kırın ortalığın anasını sikin'' diyerek olduğu yerde bağırmaya başladı fakat merak edip de bakmadı. 

''Kaç defa söyleyeceğim sana sadece kenarda dur ve izle diye'' 

''Sen çok biliyorsun çünkü'' 

''En azından bir şeyleri kırıp dökmüyorum'' 

İkilinin kavgasına daha fazla tahammül edemeyen Yoongi, yere savrulmuş battaniyeyi yan koltuktaki Jimin'in üzerine örterek mutfağa gitti.

''Namjoon elinin ayarı olsun bir kere de ya'' 

Yoongi alaycı gülüşüyle yerdeki kırılan porselen parçalara bakarak konuştu. Namjoon, ''Hemen de bana at suçu'' diyerek göz devirdikten sonra sandalyesine doğru gittiğinde Hoseok ve Yoongi aynı anda birbirlerine bakarak göz kırptıktan sonra tekrar Namjoon'un asık suratına döndüler. ''Burada senden başka sakar mı var oğlum'' 

Hoseok gece bir türlü uyuyamamış sıcak bastığını bahane ederek bahçede dışarıdaki -10 dereceyi önemsemeden tişörtle oturmuştu. Çarpan rüzgar onu ayıltmış bir daha da uykuya dalamamıştı. Sabaha karşı, oynamaktan bıktığı telefonunu savurup Namjoon'u uyandırarak kendisine eşlik etmesini istedi ve şanslıdır ki birkaç seslenişle uyandırabilmişti.

Namjoon, diğerleri uyanana kadar kahvaltıyı hazırlama fikrini sunmuş Hoseok da fazlasıyla aç olduğu için bunu memnuniyetle kabul etmişti. Şimdi ise kırdığı tabağın parçalarını toplayarak işine devam etmeyi düşünüyordu. 

Namjoon telefonuna gelen mesajla şirkete gitmesi gerektiğini söyleyince Hoseok'un da kendisiyle gelmesini istemiş fakat gece boyu uyumamış olan kızıl saçlı buna pek olur gözüyle bakmamıştı. ''Aslında ben eve gitsem daha iyi olur duş alır büyük ihtimal uyurum yarına dek beni uyandırmazsanız sevinirim'' diyerek kahvaltıyı unutmuş vaziyette mutfaktan ayrıldı. 

Yoongi, Namjoon ve Hoseok'a kahvaltıyı hazırlamadıkları için kapıya eşlik etmedi, bir nevi trip atıyordu. Mırıltılarla bir şeyler sayıklayan Jimin'in yanına dizlerinin üzerinde çömelerek uyandırmaya çalışıyordu belki ona yiyecek bir şeyler hazırlayabilirdi.

''Jiminie...'' Ağzını şapırdatarak diğer tarafa dönmeye çalışan sarışının karşısında gülmeden edemedi. Aynı tatlı sesiyle, ki bu sesi normalde asla duyamazlardı, saçlarını karıştırarak uyandırmaya devam etti. ''Jiminie.. Jimin-ah hey'' karşılığında tekrar mırıltılar aldığında bu sefer sinirlendi ''Jimin uyansana!'' 

''Durun ben masumum vurmayın artık!'' 

''Masum değilsin Jimin!'' 

Çığlıkların ardından ''Yoongiyaaa'' diyerek boynuna sarıldı. Bu sırada Yoongi onu korkutmanın mutluluğunu yaşıyordu. ''Ah ölüyorum sandım''

Telepathy | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin