35. Bölüm

13.8K 887 301
                                    

Öpüyorum Güllerim....

(hatalar varsa affedin)

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

"Sevişecek miyiz?" dedi Süleyman. Sevişme kelimesi bile Asya'dan beri girmişti kelime haznesine.

Yeşil elbisesini çıkardı kendini izleyen adamdan gözlerini ayırmadan ve hemen sonra iç çamaşırlarını. Yalın, tertemiz ve paktı. Yatağa girmiş kocası her kıvrımına, her zerresine uzun uzun bakarken hep olduğu gibi sağ tarafa geçti ve yatağa girdi.

"Ne sevişeceğiz, ne seks yapacağız Mardinli... Bugün sadece yanımda soluklan. Madem çok yorgunsun, dinlen. Benim kocama yorulmak hiç yakışmıyor."

Sarı saçları yastığa döküldü, sol kolu Süleyman'ın yatabilmesi için onun olduğu tarafa doğru açıldı. "Gel Mardinli."

Süleyman ne zaman birilerinden şefkat görmüş, ne zaman birilerinin anlayış dolu sofralarında doymuştu bilmiyordu. Ömür buysa eğer; bu ömür Asya'nın ellerinden taşan şifayla kederden uzaktaydı.

"Mardinli'nin gülü öldür beni, çıksın şu can daha iyi. Benim sana veremediklerimi niye veriyorsun bana? Kederden geberip gitmem için mi?"

"Sözümü tutuyorum sadece. Sana sevmeyi öğretiyorum öğrettiklerimi bana geri ver diye. Belki bir gün sen görürsün beni olmaz mı? Sen çekersin beni o karanlıktan..."

Odadaki ışıkları kapattı, karısının koynuna koydu başını. Başını koyar koymaz Asya eklem yerinden kolunu bükerek başını göğüs hizasına çekti. Boşta kalan eliyle İran'da yara alan kola dokundu hep yaptığı gibi. "Canını acıtıyor mu hâlâ?"

"Yok, geçti gitti. Hem zaten her gün baktın." Asya'nın göğüs oluğuna dudaklarını dokundurduğunda taze çıkan sakalları süt kadar beyaz teni çizikler içinde bırakıyordu. "Sevişmekle seks başka şeyler mi? Niye öyle söyledin?" Bu yaşta bu tecrübesizlik...

"Farklı," dedi Asya kaderi kadar kara olan saçları öperken. "Mesela ilk beraberliğimiz muhteşem bir sevişmeydi ama banyoda olanlar muntazam bir seksti. Seks iki tarafın derin ve sert hazlarını dökmesi, yaşaması durumuyken, sevişmek ise iki tarafın sonsuz şefkatini birbirlerine gösterme şeklidir. Sevişirken yumuşak, seks esnasında hoyrat ve sert olursun. Yani, bence öyle."

İri parmakları Asya'nın sırtında daireler çizerek dolaşırken konuşulanları idrak etmeye çalışıyordu. "Sen nereden biliyorsun bu kadar şeyi? Bunlarda mı yazıyor o kitaplarda?"

"Analiz ediyorum, Mardinli. Örneğin sen; yorgun değilken seks yapmayı seviyorsun, yorgunsan sevişmek. Ama sanırım bugün her ikiside senin bedenine misafir zihnin yorgun, bedenin diri. Demem o ki, ben kendi tecrübelerimden haberdarım ve tabii seninkilerden." Kendinin bile bilmediği özelliklerini çırılçıplak vaziyette yanında yatan kadından işitiyor olmak ruhundaki çıplaklığı hissettirdi. Ya Asya çok derindi, ya kendi çorak araziydi...

"Ben hep seviştiğimizi sanıyordum." Süleyman'ın dilinden safça dökülen cümleye kıkırdadı az evvel Diyar'ın saçlarını eline dolayan kendi değilmiş gibi. "Sekste güzeldir," dedi hemencecik Asya. "Doğru insan ve doğru zaman olmak kaydıyla."

Suskunluk süsledi taş duvarlarını.

Sonra bu suskunluğu baltayla yaran ses Asya'nın ninni gibi anlatmaya koyulduğu hikayeyle yarıldı.

"Bir gün bir balık kuşa aşık oluyor," dedi iki göğsünün arasında nefes alıp veren Süleyman'ın kara saçlarını okşarken. "Kuşu görmek için yüzeyde yüzmeyi göze alıyor. Günlerce, belki haftalarca bu böyle sürüyor ve nihayet istediği oluyor. Gözü yükseklerde olan kuş aptal balığı farkediyor. Kuşun kanatları var, kuş uçuyor, kuş özgür. Balığın kendine olan aşkını anlıyor ve artık ayrılmak istemiyorlar."

KAMBUR  [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin