8.Bölüm

29.2K 1.2K 244
                                    

Bir anda ortamda ki neşeli havanın yerini Ankara'nın gri bulutları örtmüştü sanki. Harun bey ve Neşe hanım Burak'a çevirdiler aynı anda bakışlarını Asya ise Süleyman'nın şaşkınlığını izliyordu.

"Süleyman'ın Ayfer hanımdan haberi var, telaşa kapılmayın." Lakin Süleyman içinden çıkamadığı bocalamadan kurtulmalıydı. Derin bir nefes alıp "Tam olarak bilmiyorum aslında," derken o da Asya'ya bakıyordu. Bu konuşmanın uzayacağı ve derinleşeceği her halinden belliydi.

"Neşe, sen Burak ile içeri geç" dedi Harun bey. Karısı ve oğlu itirazsız evlerine geçtiler.

"Kafan karıştı anladığım kadarı ile Asya'da, Burak'ta benim öz evlatlarım Süleyman."Ellerini dizlerine koyup bakışlarını kızına çevirdi. "Bu anlatacaklarım sadece bizim aramızda kalsın olur mu? Kızıma birinin bile kötü bir yakıştırma yamasını istemem."

"Bunu söylemenize bile gerek yok."

"Ben askerliğimi Diyarbakır'da yaptım. Gençtim ve tabi cahildim. Ayfer ile sevdik birbirimizi. Ailem istemeye gelmedi Trabzon'dan. Oralardan kız almayız dediler. Ne dedimse  dinletemedim. Babasının karşısına çıkıp kızını istedim. Başlık parası diyerek, eline elimde ki tüm paramı verdim. Askerlik bitincede Ayfer'i alıp götürcektim oralardan. Sonra duydum ki, babası Ayfer'i vermiş hemde yaşlı başlı bir adama. Kapılarına dayanıp alayım desem kimsem yok. Malum oralarda aşiret denen illet var. Mardin'e gittim peşinden belki son kez görürüm diyerek. Neşe Mardin'de hemşireydi o sıralar, ondan haber yollamış bana 'Harun'dan hamileyim, çocuk doğar doğmaz alsın çocuğunu gitsin buralardan' demiş. Neşe'm ile o şekilde tanıştık zaten, doğumuda Ayfer'e o yaptırdı. Kısacası Ayfer'e borçluyum" Süleyman'ın eli göğüs kafesine gitti anında. Biran nefes alamayacakmış gibi hissetti kendisini. Bu gerçeği kendisinden başka kimsenin öğrenmemesi için elinden geleni ardına koymayacak, ne olursa olsun Asya'yı yanında tutacaktı. İliklerine kadar sızan korku illetli bir hal almıştı. Kanla yazılmıştı töreler, kan akıtmadan bitip gitmezdi. Süleyman'da toprağa koyacak bir can bile kalmamışken, Asya ona can simidi olmuştu bilmeden. Yıllarca pişmanlığını, hüznünü yaşadığı bir olayın asıl yüzünün gün yüzüne çıkması bedbah durumunu bir nebze hafifletmişti.

             Bir Ay Sonra Mardin
Bahçedeki konuşmanın üzerinden neredeyse dört hafta geçmişti. Bugün resmiyette de tekrardan dini nikahlada birbirlerine görünmeyen düğümlerle bağlanacaklardı.

Asya kuaförde son hazırlıklarını yaparken, yanıdaki arkadaşları hüzünle, kuzenleri işin gerçeğini bilmedikleri için gıpta ile bakıyorlardı.

Küçük taşlardan oluşan oldukça gösterişli bir gelinlik giyip, saçlarını balerin topuzu şeklinde abartısızca topladılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük taşlardan oluşan oldukça gösterişli bir gelinlik giyip, saçlarını balerin topuzu şeklinde abartısızca topladılar. Mardin'e ailesi ve arkadaşları ile geldikleri için Süleyman'ın başka bir evine yerleşmişlerdi. Midyat'ın en büyük aşiretinin, en güçlü ağası evleneceği için Diyarbakır'dan, Urfa'dan, Siirt'ten pek çok aşirette katılacaktı. Berdel olayını Asya'nın ailesinin duymaması ve bozulmaması için Süleyman elinden gelen herşeyi yapmıştı. Kimsenin ağzından berdele dair tek laf duymayacağını garantilemişti, fakat bunun için ödemesi gereken bir kaç bedel olmuştu; mesela Mahmut'u ve ailesinide düğüne çağırmak durumunda kalmıştı.

KAMBUR  [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin