ÇOK DA GÜZEL İYİ OLDU.

bu iş karakolda biter.....

- abiiii nolaaaaaaaar......

- nehir, sen her abi dediğinde kıllanır oldum lan ben. ulan senin zaten bana abi demen gerekirken, ben bu durumdan kıllanır oldum. hem ne demek ayazın abisi aras. sen nerden tanıyosun onları ? bak kırarım bacaklarını. ne demek vakit geçirmek istiyolar ? nehir benim tepemin tasını attırma. ne işler karıştırıyosun sen ? aile buluşturması gibi o ne öyle ? ( deniz )

- aaaaa !!!! çıldırıcam şimdi !! ayazın abisi aynı sizin gibi tamam mı ?!?!? bak tamam belki tam olarak sizi gibi değil. bebekleri için ailelerini reddetme noktasına gelmiş insanlar. hatta aras reddetmiş. şu an mutlu mesut bebekleriyle yaşıyolar. haa onlarla nasıl tanıştığım konusuna gelicek olursak; senn bana toprağın hamile olduğunu söylediğin gün ayaz beni onlara götürdü. ne diye düşüncem sabahtan akşama değişti sanıyosun ? onlarla konuşunca mantıklı düşünür hale geldim. ve o insanlar sizin durumunuzu biliyolar. bildikleri içinde sadece sizinle vakit geçirmek istiyolar. ladinle vakit geçirmenizi istiyolar. kısacası size öğüt verip, bi zamanlar onlarında geçtiği süreci atlatmanızda size yardımcı olmak istiyolar. ne diye anlamıyosun ?!?!??!

kesin sesim kısılacak yarın. söyler söylemez denizden aldığım itirazlar sonunda iyice delirip bağırmaya başladım. tamam. belki aras abi böyle bi amacı olduğundan bahsetmedi ama amacı zaten çok belli. denizlere yardımcı olmak. ama abim neler düşünüyo.... en sonunda toprak oturduğu yerden kalkıp denizin yanına gidip elini denizin oomzuna koyup gülümseyerek son noktayı koydu.

- yarınki davetlerine gidiyoruz tabiki nehircim. saat geç oldu. hadi yarın için dinlenelim artık. ( toprak )

kafamı olumlu anlamda sallayıp gidip toprağa sarıldım. denizde dilçıkarıp kapıya koştum.

- hey !! sen !! küçük sıçan !! orda dur. ladin kim ? ( deniz )

- hahah yarın görürsün. toprak sakın söyleme hahaha

- nehiiiiiir !! ( deniz )

odama koşup hemen yatağıma girdim. yarın herkes için olmasada benim için zor bi gün olacak.....

- nehir o ne öyle yaa ? elbise giysene kızım. ( yaren )

- ne elbisessi la ? etrafta ladin varken elbise giymek çok yanlış bi adım olur. bana kalırsa sende o elbiseyi çıkar.

- saçmalama lütfen. ( yaren )

- saç malanmaz.

- taranır. ( ayaz )

kapıya kafamı çevirince içeri giren ayazı gördüm. gidip yanağına kocaman bi öpücük kondurdum.

- nehir hadi sende giyinde çıkalım artık. ( ayaz )

- giyindimya işte.

tek kaşını kaldırmış baştan ayağa üzerimi incelemeye başladı. yarende arkada kıs kıs güşlüyo. ulan ben bunlar kadar hain arkadaş görmedim. insan bi destek çıkar be.

- ben niye göremiyorum acaba ? ( ayaz )

- ayyy kıyamam ben sanaaa. gözlerin mi bozuldu acaba ?

- nehir sence ben şaka mı yapıyorum ? ( ayaz )

- sence ben şaka mı yapıyorum ? benim babam cerrah, abim tıp öğrencisi. sağlığın şakaya gelmeyeceğini en iyi bilen kişilerden biri benim. doktora gidelim ister misin ? bi dakka lan ? sen demin gyindiğini göremedim dedin. sapık mısın ayaz sen ya ? ne demek giyindiğini göremedim ? tövbe tövbe....

ulan üstümde kot bi tulum, içindede beyaz sporcu atletim var. altada çektim kırmızı vansları. ohh mis. tam ladinle oynamalık.

- ahahahaha kanka ben sana ayazı tercüme ediyim; '' az eğilsen kıçın gözükecek. o nasıl tulum ? '' ahhahahaha ( yaren )