3.bölüm

259 31 5
                                    

Sabah kalktığımda başım çok ağrıyordu. Aklımdan Bulut denen o pislik çocuk çıkmıyordu. Görüşeceğiz demişti. En fazla napardı ki?? Aklımı yormamalıydım. Hemen iki saattir çalan telefona uçarak gittim. "Annecim ben okula vardım. Kahvaltını hazırladım. Yemek ye öyle çık. Eğer yemezsen kızarım. Haydi öptüm!" dedi ve kapattı. Yemek yiyesim yoktu. O yüzden yemeyecektim. Okuldan gelince yerdim. O nedenle saçlarımı açtım. Üniformamı giyinip dışarı çıktım. Deniz yoktu. Nefes de o nedenle direk dolmuş durağına yürüdüm. Kulaklıklarımı taktım. Ve Cem Özkan dinlemeye başladım. "Eğer bir gün görmezsem seni yeniden şu hayatta..." diye mırıldanıyordum şarkıyı. "Ee devam et." dedi bir ses ve nedense bu ses hiç yabancı gelmiyordu. Arkamı döndüm ve alayla bana bakan mavi gözlerle karşılaştım. "Sen beni mi dinliyordun?? Hem sen neden buradasın?" dedim sinirle. "Seni dinlemesem şarkı sözlerini duymazdım ve burası bir dolmuş yani herkese açık bir yer." dedi ve sırıttı. Ellerimi sıkıyordum. Sinirlendiğimde verdiğim ilk tepkiydi. "Ne o ? Yumruk falan mı atacaksın bana?" dedi ve sırıttı. Bende sinirle "Biraz daha sinirlenirsem evet atacağım. Hemde tam o mavi gözünün üstüne." dedim tıslayarak. "Dün gözlerime bakarken Oha diyordun." dedi ve sırıtışı genişledi. Verecek cevabım yoktu. Hemen önüme döndüm. "Sesini tam duyamadım ama rakibimiz olduğunuz için sesini merak ediyorum. Benim sesimi geçmen imkansız. Ama ben yinede sesini merak ettim." dedi. Ona cevap veremiyordum. Tamam resmen beni gaza getirmeye çalışıyordu. Ama daha sahneye çıkabileceğinden bile emin değildim. Korkaktım "Tahmin etmiştim." dedi ve dolmuştan indi. Okula gelmiştik arkasından bende indim. Bunu yapmak zorundaydım. Kendimi kanıtlamak zorundaydım...
Nefes'in ağzından
Melodi okula gelmemişti. O yüzden yapayalnız dolaşıyordum. Güneş de gelmemişti. Deniz'i aramaya başladım. Kantine gittim ve onu gördüm ama yanında okulun şaplağı ve Deniz'in sıra arkadaşı Mert vardı. Bu çocuğa gıcık kapıyordum. Onun etrafında dolaşan tüm çocuklardan nefret ediyordum. Her neyse. Hemen yanlarına gittim. "AA Nefes." dedi Deniz ve ayağa kalktı. Kollarımı açtım ve ona sarıldım. "Günaydın." dedim ve gülümsedim. O da "Günaydın." dedi. Yüzü kızarmıştı. "Ee Deniz ne dersin cuma günü yemeğe geliyor musun?" dedi ve sırıttı. Mert salağı. Deniz boş boş yüzüne baktı. Nedense sinirleniyordum. "Hayır gelmiyor." dedim. Deniz şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Onun o eşek gözleri ne tatlıydı. "Niyeymiş?" dedi Mert. Bende "Çünkü cuma günü Deniz ile sinemaya gidiyoruz da ondan." dedim ve Deniz'in elini tuttum. Iyice kızarmıştı ama gülümsüyordu. Mert bozuldu. Yüzünden belliydi. Hemen yanımızdan uzaklaştı. Deniz elini elimden çekti. "Saol Nefes. Beni büyük dertten kurtardın." dedi ve gitmeye başladı. Hep böyleydik biz. Deniz ile hiç Melodi gibi olmamıştım. Hep yanında gergindim. Melodi'nin yanında rahattım. Deniz'in kolundan tuttum. "Ee artık cuma görüşürüz. Ama sen hangi filmi istiyorsan bana söyle. Erkenden bilet alırım." dedim ve gülümsedim. Deniz'in de yüzünde bir gülümseme oluştu. Sınıfa yürümeye başladım. Arkamı döndüğümde Deniz salak salak ama çok tatlı bir şekilde gülümsüyordu. Sınıfa girdim. Daha dersin başlamasına 10 dakika vardı. Güneş gelmemişti. Muhtemelen müzik odasındaydı. Melodi sınıftaydı. Ama Bulut ile kavga ediyordu. Hiç şaşırmadım. Kaşlarını çatmış Bulut'a bakıyordu. Bulut ise alayla sırıtıyordu. Yetti bu çocuk. Tam dövmelik çocuk ha! Tüm kızlar zaten onun peşinde birde en yakın arkadaşımı benden çalıyor beyefendi. Gerçi tüm kızların onun peşinde olması umrumda değil. Deniz var. ;) Tamam neyse. Melodi'nin yanına gittim. Bulut denen çocuktan uzak durmalıydı. O rakibimizdi. "Melodi konuşmamız gerek." dedim. Nalat olsun sesim gergin çıkmıştı. Başını salladı ve sınıfın kapısının oraya yürüdü. Bende yanına geldim. "Bulut denen o çocuktan uzak dur." dedim kesin bir dille. Bana sinirle baktı ve "Bana kimse emir veremez. Ayrıca çok yakınız sanki Bulutla. Allah allah salak salak konuşma Nefes. Boşuna nefesini yoruyorsun." dedi ve gidiyordu ki onu kolundan sertçe tuttum. "Bir kere lafımı dinlesen olmuyor değil mi? Melodi iyiliğin için konuşuyorum. Ayrıca ismimden nefret etmemi sağlıyorsun. Bir insan 5 yılın her günü nasıl bir isimle dalga geçer." dedim sinirle. O da sırıttı ve "Onu annen ve babana soracaktın. Görevimi yapıyorum ben." dedi ve gitti...
Deniz'in ağzından
Ayy çok mutluyum. Off mutluyum hemde çok mutluyumm! Hayallerim gerçek oluyor. Elimi tuttu yaa. Hemen tuvalete girdim ve şarkı söyleyip dans etmeye başladım. "Bilmeni isterdim bir şey! Söylemek isterdiiim bir şey! Seni ne çok sevduğimiii!" diye söylüyordum ki kapıda bana şok olmuş bir biçimde bakan Melodi ile karşılaştım. Kaşlarını çattı ve yanıma geldi." Kimi seviyorsun be sen?" dedi bende "Kimseyi. Şarkı söylüyorum." dedim. O da "Denizz sende bir haller var." dedi bende gözlerimi kaçırdım. "Yok bir şey." dedim o da "Bana bak eğer benden bir şey saklıyorsan seni 17 yerinden pıçahlar,gelinlik giydirip,halıya sarar ve uçurumdan aşağı atarım seni." dedi. Bende "T-tamam bu akşam bize gel. Her şeyi anlatıcam." dedim. Off sesim titredi. O da "Pekala bakalım neyin varmış. Sonunda öğreneceğim." dedi ve gitti. Evet sırrımı ilk ve son öğrenecek kişi olacaktı Melodi. Sadece ona güveniyordum çünkü. Haydi bakalım şimdiden kendime şans dilemekten başka şansım yok...
Beğendiyseniz vote ve yorum yapın. Sefgilerrr...

SesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin