Ikimizde şaşkınlıkla bakıyorduk hocaya. O da bize çatık kaşlarıyla. "Evet. Bana durumu açıklayacak olan?"dedi hoca bende hemen "Hocam arkadaş geldi kolumu morartacak kadar sertçe tuttu. Hatta bakın koluma. Ve sonra da üstüme suyu boşalttı intikam almak için. Hocam bende hakkımı aradım bende onu ıslattım yani kısacası tüm suç onun."dedim hoca da başını salladı. "Melodi canım sen git üstüne kuru bir şeyler bul. Bulut ile biraz konuşucaz yanlız ilk önce senden özür dileyecek."dedi ve sinirle Bulut'a baktı. Bulut bana deminki ifadesi ile bakıyordu. Çok garipti."Özür dilerim Melodi." dedi donuk bir sesle. Bende hemen sınıftan dışarı çıktım. Hemen tuvalete koştum. Nereden bulacaktım kuru kıyafet??? Beden dersi bittikten sonra herkes evine gidiyordu ve demin Deniz mesaj atmıştı. Bugün parka gideceklermiş Nefes ile. Güneş'e sabah mesaj atmıştım o da yarın okulda seninle konuşuruz önemli bir şey anlatmam gerek yazmıştı. Yardım isteyeceğim biri yoktu yani. O nedenle herkesin okuldan çıktığına emin olunca. Yavaşça tuvaletten dışarı çıktım. Etraf boştu. Adımlarım koridorda yankılanıyordu. "Kıyafet bulamadın demek." dedi duymak istemediğim gıcık şahıs. Arkamı dönmeden yürümeye devam ettim. Okul bahçesine çıktım. Zaaa bana yetişemedi. Yürümeye başladım. Anneme ne diyeceğimi bilmiyordum. Durdum ve birkaç dakika üstümün nasıl ıslandığı hakkında bahane üretmeye çalıştım. Olmuyordu. Kolumdan hızla tuttu. Aaa ama tabi ben salağım niye duruyorsam????!!!! "Yaa bırak!"diye bağırdım o da "Tahmin ediyim eve bu halde nasıl gireceğini düşünüyorsun? "dedi. Ona sinirle"Evet senin yüzünden."dedim. O da "Tamam bu gecelik benim evimde kal." dedi bende "Yaw heee hee." dedim. O da "Ben ciddiyim."dedi. Bende başımı salladım. Gerçekten bunu kabul ettiğime inanamıyordum. Ama annemlere açıklama yapamazdım. O nedenle mesaj attım. "Ben bu akşam Güneş'in evinde kalıyorum annecim." diye mesaj attım. Taksiye atladık. Ve evine gittik. Kapının önüne geldik. Anahtarı çıkardı ve içeri girdik. Herzamanki soğuk ifadesi ile "Sen istersen kendine yemek hazırlarsın ben odamdayım." dedi ve yine boş boş bakıp gitti. Gıcık oluyordum ona. Hep soğuktu ama soğuk olması daha iyi. İnşallah Nefes anlamaz burada olduğumu. Anlarsa kim bilir ne anlar??? Nefes almaya devam ettikçe Nefes hep peşimde olacak.asdasdas.Neyse kurt gibi aç olduğum için mutfağa gittim ve bir baktım buzdolabında zeytinyağlı yaprak sarması var. Hemen sırıttım ve bir çatal buldum. Sonra da neşeyle yemeğe başladım. İçinde beş tane falan kalmıştı. Bulut odadan çıktı ve bana boş boş baktı. Sonra mutfağa gitti ve bir tane daha sarma kutusu ile döndü ve kendisi de yemeğe başladı ama benim gibi sevinçle değil boş boş bakarak yiyordu yemeğini. Canım sıkılmıştı. Onunla yakın olmamam gerekti ama konuşmadan duramıyordum. "Bulut doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım mı? "dedim o da kahkaha attı. Ama tabiki alay içeren bir kahkaha. Hiç gerçek gülmemişti beyefendi. Başını salladı. Oha normalde ergen misin sen falan derdi. Hemen çantamdan onu ıslattığım şişeyi çıkardım. "Cesaretlik denildiğinde yapmayan bir gün boyunca kazananın kölesi olur." dedi sırıtarak. Başımı salladım. Ve başladık. Ben ona soruyordum. "Doğruluk mu cesaretlik mi?" dedim o da " Doğruluk." dedi hemen sırıttım ve ona ne soracağımı düşünmeye başladım. "Neden böylesin?"dedim. O da boş boş bakmayı sürdürdü. "Nasılım?"dedi bende "Çok soğuksun neden böylesin?"dedim. O da gözlerini halıya çevirdi. Biran içim sızladı belki de gerçekten özel bir durumu vardı ve ben çenemi tutamamıştım. Sustu bende hemen "Bulut ben özür dilerim. Yani düşünemedim. İki haftadır tanıdığın birine anlatmak durumunda değilsin. Bana güvenmediğini biliyorum. Hangi insan rakibine güvenir ki?" dedim bana çok garip baktı. "Beni nasıl görüyorsun?"dedim yeni bir soru sorarak. "Sen daha iyi bilirsin."dedi bende "Bana kesin cevap ver." dedim Bulut da gerginlikle "Az önce kendin söyledin Melodi. Rakibiz biz. Ve seni rakibim olarak görüyorum her ne kadar kadın ve erkek sesi karşılaştırılmasada." dedi sanki kalbim sıkıştı. Noluyordu bana anlamıyordum. Ondan bunu beklemiyordum. Ama ne diyebilirdi ki Bulut bu. Hep parçalı bulutlu ona bazen paçalı don demek istiyorum tabi sinirlendiğimde. Yoksa demem ne alaka onu da bilmiyorum ama neyse. Başımı salladım. Şimdi sıra ondaydı. "Hiç sorma doğruluk sıktı. Cesaretlik diyorum." dedim. O da boş bir ifade ile "Tamam öp beni ozaman." dedi ve çığlık attım. Bu hareketime şaşırdı. Sonra boş ifadesine geri döndü. "Ne dememi bekliyordun duvarı yala falan mı?" dedi ifadesizce hemen yastığı kafasına fırlattım. "Sapık salak!!! Oyun oynuyoruz burada sapık sapık isteklerde bulunma." diye kızdım ona o da "Tamam bir günlük kölem ol ozaman." dedi bende sinirle ayağa kalktım ve şişemi çantama koydum. "Hayır ben oynamıyorum ve bu oyun burada biter." dedim sinirle. Sonra da çantamı aldım ve kapıya yürümeye başladım. "Senden çok basit bir şey istedim. Beni kucağına al falan demedim. Neden yapmıyorsun?" dedi ifadesizce. Bende ona yerdeki yastığı fırlattım havada tuttu tabi. "Çünkü ilk öpücüğümü senin gibi nefret ettiğim birine yani bir öküze vermek istemiyorum." dedim. Gözümden bir damla yaş aktı. Aahh neden bukadar duygusalım ki!!!!??? Şaşırmıştı ama her erkek gibi o sen hiç öpüşmedin mi diye salakça bir soru sormadı. Omuz silkti. Kapıyı açmaya çalıştım ama kapı kilitliydi. Kolumdan hızla kavradı ve burnuma bir öpücük kondurdu. Gıdıklanmıştım o nedenle kıkırdadım. Sanki gülümsedi ama sonra hemen eski haline döndü. Sinirle "Ne yapıyorsun sen?" dedim o da "Madem sen öpmedin o nedenle ben öptüm. İlk öpücük burundan da olabilir ama siz kızlar çok büyütüyorsunuz olayı." dedi ifadesizce. Nereden gelmiştik bu konuya bilmiyorum ama beni kızdırmıştı. Biz kızlar onlar gibi umursamaz değildik. Ama o tabi umursamaz ve ruhsuz bir öküz olduğu için. Dolaptaki anahtarı hızla aldım. "Öküzün tekisin!" diye bağırdım. Ve anahtarı ona fırlattım. Sonra gecenin karanlığında dışarı çıktım. Arkamdan koşuyordu. "Melodi bu saatte yalnız bırakmam seni! Başına neler gelebilir bilmiyorsun!" diye kükredi resmen. Ama bende sinirliydim. Neymiş olayı biz kızlar büyütüyormuşuz bla bla bla bal asdasdasdas. Arı bal yapar ayı yer. Pepenin mavileri çoğalır ve Nefes nefes alır Melodi de hep koşar. Bu da hayat tekerlemem. Koşuyordum ki gördüğüm iki kişi ile şok oldum. Barın önünde Mert Güneş'in kolunu sertçe tutmuş Güneş ise yüzünü ekşitmiş ve ona "Bırak beni!" diye bağırıyor. Biran sanki kan beynime sıçradı ve hemen Mert'in yüzüne yumruk geçirdim. Güneş'i bıraktı. Güneş'e kızmıştım çünkü bana anlatmamıştı. Hemen iki üç yumruk geçirmeye devam ettim. "Sen kimsin lan!!! Benim kardeşimin canını yakanın bende canını yakarım! " diye kükredim. Burnu kanamaya başladı. "Melodi yanlış anladın onun bir suçu yok cidden. Sana söz veriyorum anlatıcam." dedi ve biranda güçlü iki kol beni geri çekti. Bulut bağırdı "Melodi kendine gel!" dedi. Boş boş yere bakıyordum. Kendimi bir garip hissediyordum. Mavi gözlerinde endişe gördüm sanki. Güneş yanıma geldi ve bana sarıldı. "Yaw ahey ahey ahey ne oldi bana da??" dedim bağırarak. Hepsi bana uzaylı görmüş masum köylü gibi baktılar. "Ne bakaysunuz öyle? " dedim merakla. Sonra Güneş "Bulut bu iyi değil bayılacak herhalde birazdan. Gözleri kayıyor." dedi Güneş endişeyle Bulut beni kucağına aldı en son şunu dediğimi hatırlıyorum. "Dokunme bana paçalı don!!!"....
Evet yeni bölüm bence gayet uzun oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen vote ve yorum yapın. Sınır 6 vote. Sizi cok seviyorumm sefgilerrr♡♡♡...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ses
Teen FictionSesi çok güzel olan bir kişinin yeteneğini o kişinin korkusu ve heyecanı etkiler mi??? Aslında bu heyecan ve korkunun miktarına bağlı. Melodi arkadaşları için bu korkusunu yenebilecek mi? Korkusunu yenmeye çalışırken bir insan nefret ettiği rakibine...