Ses

20.bölüm

Deniz' in ağzından
Babam tüm ciddiyeti ile Nefes'e bakıyordu. Nefes de yazık garibim. Sandalyeye sinmiş yemeğini ağzına tıkıyor. Annemle biz de onları izliyoruz. En sonunda babam sessiz olmaya çalışarak ama tüm dünya duyacak şekilde anneme "Hanım bu çocuk nefes alıyor mu?" dedi ve kahkaha attı. Off babam da Melodi stayla davranıyordu. Annem gülmemek için kendini zor tutuyordu. Ben alıştığım için tepki vermedim. Nefes de öyle ama yüzü asılmıştı. Masanın altından elini tuttum. Bana gülümsedi sonra yemeğimizi yemeye devam ediyorduk ki babam yine bu sessizliği bozdu. "Yavrum sen niye yeşil eriğe benziyorsun. Gördükçe yüzümü buruşturasım geliyor."dedi babam. Hepimiz şok olmuştuk. Nefes de hemen "Teşekkürler efendim." dedi ve gülümsedi. Salak iltifat sanmıştı. Babam yeşil erikten nefret ederdi. "Oğlum niye teşekkür ediyorsun ben sana iltifat etmedim ki kötü bir şey söyledim. " dedi şaşkınlıkla. Nefes de "Benim aşık olduğum kızın babası ne derse desin ben onu iltifat olarak algılarım efendim." dedi ve ona içten bir şekilde gülümsedim ve çenemi tutamadan babama "Thug life." dedim ve yemeğime döndüm. O da "Tövbe tövbe bu kız nereden öğreniyor bunları yaa."dedi babam ama her şey güzel gidiyordu en azından şimdilik...

Melodi' nin ağzından
İçim içimi yiyordu. Masaya oturduk. Annemle iki dakikada yemeği hazırladık. Babam ve Bulut sessizce oturuyorlardı. Aaa iki kanka küstü mü? Kapı çaldı bende koşarak kapıyı açtım. Güneş karşımda sırıtarak bana bakıyordu. "Selam." dedi ve içeri girdi. İçeride babam ve Bulut ve de annemi görünce tabiki şaşırdı. Bana soran gözlerle baktı. Ona tepki vermedim. Hemen yemek masasına oturup yemeği yemeye başladı. Herkes normal karşılıyordu çünkü Güneş hep böyleydi. "Bulut sen Melodi'yi seviyor musun?" dedi babam. Nedense gerilmiştim. "Evet onu seviyorum hemde tahmin ettiğinizden de fazla." dedi sefgilim. Ona gülümsedim. "Valla seviyorsan al götür. Ömrüm bunun kıyafeti ,ayakkabısı falan filan ödemekle geçti. Al oğlum ben izin veriyorum para kalmadı artık. " dedi babam. "Baba!" dedim uyarıcı bir tonda. Annem bu halimize gülüyordu. Bulut hemen "Benim için hava hoş. " dedi ve bana sırıttı ve hemen ardından babam bana "Al işte Thug life!!!" dedi. Ben bile şu lafı söylememişken bu adam nereden öğreniyor. Ilkokulda da mı konuşuluyor bu konu dostum??? Bir süre sessizlik oldu ama babam "It feels good to be a gangster." diyene kadar. Babam Bulut'a "Çak kanka!" diye bağırdı. Bulut da "Tamam kanka." dedi ve babama çaktı. Bende ikisine bir tane çakacaktım ama nyss. Sakinim ben. Gelecekteki damadıyla kim böyle konuşur be. Hani tamam babam belki de Bulut nasıl cesaret edebiliyor????? Biranda aklıma Bulut ile bizim evli olacağımız annemin koltukta örgü ördüğü ve Bulut ile babamın beraber maç izlediklerini gördüm. Ben ne yapıyorum bir tahmin edin. İkisine de çay yetiştirmeye çalışıyorum. Ah hayır bu olmayacak. Olamaz yani imkansız. Sessizce yemeğimi bitirdim. Güneş bana sırıtıp duruyordu. Yanıma çektim hemen ve mutfağa gittik. "Neyin var senin?" dedim merakla. O da "Hiiiç sadece Mert ilk öpücüğümü aldı o kadar." dedi ve ikimizde aynı anda çığlığı bastık. Sonra sarıldık dans ettik. Güneş dedi ki "Çok garipti böyle sanki tüm hücrelerin mezdeke oynuyor gibi hissediyorsun çok fantastik oluyor. Ayy çok mutluyum. " dedi. Bende hemen "Bulut beni öptüğünde valla benim tüm hücrelerim mezdeke değil de halay çekiyorlar. " dedim ve ikimzde kıkırdadık. Sonra telefonu çıkardım ve Deniz'i aradık. "Alo Melodi yardım et. Babam Nefes'e içki içirdi. Tabi kendiside içti ama ikiside çok sarhoşlar. Birbirlerine saydırıyorlar. Kahve içiremedik. Bir şey yapamıyoruz işte. " dedi. Güneş de bende kahkaha attık. Sonra içeri girdik herkes yemeğini bitirdiği için Güneş evine gitti. Bulut da kapıdan çıkarken yanağımı öptü ve kulağıma "Odanın camını açık bırak." diye fısıldayıp gitti. Annemler yatmaya gidince bende odama çekildim ve heyecanla camımı açtım. Sonra yatağıma oturdum ve kitap okumaya başladım. Birden bir tıkırtı duydum yanıma döndüğümde camdan aşağı bir bez parçası düştü. Hey bir dakika bir dakika o o d d don mu??? Ürkek adımlarla pencerenin oraya giderek elime kalpli paçalı donu aldım. Üstünde kalemle göz kırpan yüz yapılmış ve üstüne paçalı don yazılmıştı. He sanki bilmiyorum ben bunun paçalı don olduğunu bende kalem sanmıştım. Ya sabır. Pencereye iyice yaklaştım. Ve merdivenle tırmanmaya çalışan Bulut'u gördüm. Üstünde mavi bir t shirt ve altında da eşofman vardı. O merdiven bana tanıdık geliyordu çünkü onu hafize nine cam silmek için kullanıyordu. Apartmanın önüne bırakır işi olunca alırdı oradan. Üstümdeki ayıcıklı pijamalara baktım. Kızarmanın sırası değildi ama napayım? Bulut bana artist ve havalı modunda merdiveni tirmanirken sırıttı. Ona şaşkınlıkla bakıyordum. Bulut artistlik peşinde iken merdiven sallanmaya başladı. İkinci kattaydık ama düşerse kolu veya ayağı incinebilirdi veya direk ölürdü. Ona endişeyle baktım. "Melodi elini uzat." diye zorlukla fısıldadı. Allah allah beni kurtaracak oydu. Rapunzel bendim onun beni kurtaracağı yerde ben onu kurtarıyordum. Kolum yetişmediği için ona paçalı donu uzattım. O da yavaş çekimde bağırdı "Hoyooor eloonoo uzoooot!" dedi bende "Olom yotosmoyo bolott!!" diye bağırdım. Paçalı donu tuttu çünkü elime uzanamadı ama tuttuğu gibi düşmesi de bir oldu. Çığlık atıp bağırdım "Poçoloo dooon!" diyerek kendimi pencereden here attım. Ve kesinlikle kalça kemiğimi kırmıştım. En azından Bulut'un üstüne düşmüş sayılırdım. Bulut inledi ve "Aaah Melodi neden bukadar safsın güzelim." dedi. Güzelim demesi ne kadar çok hoşuma gitse de bunu göz ardı ettim ve "Napayım paçalı dona zarar geldi." dedim. O da "Ah tek düşündüğün o paçalı don değil mi?" dedi. Bende "Salak şey paçalı dondan beni kıskanamazsın çünkü paçalı don sensin. " dedim. Sonra ikimizde dışarıda donduğumuz halde kipirdamadik daha doğrusu kıpırdayamıyorduk. Birbirimize aynı anda aynı şeyi söyledik. "Seni seviyorum." ...
Evet yeni bölüm gözlerimden uyku akıyor. 15 vote olmadığı halde yazdım. Lütfen vote ve yorum yapın. Sizleri çok seviyorum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Sınır 12 vote. Sefgilerrr...