"Siz naptığınızı sanıyorsunuz?!" dedi Nefes kızgınlıkla. Kafam 300 500 olduğu için kahkaha attım. Bana garip garip baktı. "Esas sen naptığını sanıyorsun! Hemen git buradan!" diye bağırdı deniz bende hemen "Deniz team törki forever!" diye bağırıp kahkaha attım. Nefes sinirle "Deniz bu hâliniz ne tamam bu delirmiş ama bari sen saçmalama!" diye bağırdı. Sonra ben "Heytt kimse herkesin hayatına karışamaz!!" dedim ve kahkaha atmaya başladım. Busefer ikisi de güldü ama sonra eski hallerine geri döndüler. "Belki de sinemaya gelseydin bu halde olmazdık! Sakın bana akıl vermeye kalkma Nefes! Ve gelme peşimden!" diye bağırıp dışarı çıktı Deniz. Nefes derin bir nefes aldı. Asdasdasdas ve Deniz'i dinlemeyerek peşinden gitti. Salak işte bunlar Deniz benim evime gidecekti. Nefes de kendi evine yani bu nasıl bir mantık. Kanepeye yayılıp uyumaya başladım. Sabah kalktığımda başım zongır zangırdı. İçinde filler tepiniyorlardı sanki. Kim bilir neler saçmalamıştım. Ama Deniz'in notunu gördüm. "Ben sizin eve koştum. Dün gece kötü bir şey olmadı. Ama sen Bulut'u aradın. Kahvaltını etmeyi unutma!" yazıp gitmişti. Ama dünya başıma yıkıldı. Bulut'a ne demiş olabilirdim ki??? Hemen telefonumu açtım ve son aramalarda Maviş vardı. Olamaz hayır!! Bulut'u Maviş diye kaydetmiş olamam dimi!!! Veya bu Bulut olamaz. Hemen numarayı aradım ve uykulu çok tanıdık bir ses telefonu açtı. "Ne var Melodi?" dedi uykulu uykulu. Yani sesi öyle geliyordu. "Bulut okulda buluşalım." dedim. O da "Melodi bugün Cumartesi ve uykum benim için önemli. Bence kendine gelmen gerek. Pazartesi buluşuruz." dedi sıkıntıyla. "Bulut önemli!" diye bağırdım. Yüzüme kapattı. Sinirle dışarı çıktım. Okulun müzik odasına girdim ve havalılar grubundan bir kızın yanına gittim. Ismini bilmiyordum ama bu kızı çok kez grubun içinde görmüştüm. "Bana Bulut'un ev adresini verir misin?" dedim kıza. Kız önce bir afalladı. "Kızım hey verecek misin başka birinden alayım mı?" dedim sıkıntıyla. Kafasını salladı ve adresi kağıda yazıp verdi. "Teşekkür ederim." dedim ve hemen bir taksiye atladım. "Amcacım daha hızlı gider misin??" dedim o da başını salladı. Ve evin önünde durduk. 15 TL verdim ve indim taksiden. 5. Katta 12.numarada oturuyordu. Asansörle çıktım ve kapının zilini çalmaya başladım. Kapı açıldı. Bulut uykulu gözleriyle bana bakıyordu. Sonra şaşkınlıkla "Sen nasıl geldin buraya?" dedi. Hemen onu ittim ve içeri girdim. "Bir cevap bekliyorum." dedi bende "Esas ben bir cevap bekliyorum." dedim. Yanıma oturdu. "Ne cevabı?" dedi bende "Bak ben sana dün telefonda ne dedim?? Her şeyi anlatmanı istiyorum." dedim ve kahkaha attı. Endişelenmeye başlamıştım. "Ne dedim söylesene!" dedim. O da "Gözlerimin çok güzel olduğunu söyledin. Gözlerime bakınca sanki denizin derinliklerine daldığını söyledin." dedi sırıtarak bende kızardım. "Yaww he heeee." dedim. O da "Valla ister İnan ister inanma. Anlat dedin anlattım."dedi gayet ciddi. Sonra ayağa kalktı ve odasına gitti. Arkasından bakakaldım. Sonra peşinden gittim. "Şey kusura bakma ben özür dilerim. Dün kendimde değildim." dedim o da "Biliyorum hem özür dilemene gerek yok. Biliyorum gözlerim çok güzel. " dedi ve sırıttı. Sonra göz kırptı. "Öküz!" dedim. Ve hemen kapıya doğru gittim. Zaten doğru düzgün bir şey anlatmamıştı. Ayakkabılarımı giymeye başladım ve kapıyı açtım ki kolumdan sertçe tuttu ve ona yapıştım resmen. "Napıyorsun?" dedim sinirle. "Bana kahvaltı ısmarlaman gerek. Uykumu bölmenin cezası." dedi sırıtarak bende "Son paramı taksiye verdim." dedim o da "Nasıl gitmeyi planlıyorsun?" dedi bende "Yürüyerek." dedim ve kolumu ondan çektim hızlıca merdivenleri indim ve dışarı çıktım. Yavaş yavaş yürümeye başladım. Kulaklıklarımı taktım. "Ayna ayna anlat onaa.." diye mırıldanıyordum şarkıyı. "Neyi anlatsın ?" dedi o sesini duymak istemediğim şahıs. Kulaklıklarımdan birini çekti ve kulağına taktı. "Senin ne kadar öküz olduğunu anlatsın." dedim sinirle o da "Yoo şarkıda öyle demiyor." dedi gayet rahatça. Sustum. Çok gıcıktı. Bana baktı ve sırıttı "Yalnızlığın başa bela olduğunu anlatıyor." dedi bende "Biliyoz." dedim o da "Tabi tabi biliyordun benim öküz olduğumu anlatsın diyordun. Yalnızlığın başa bela olmasıyla ne alaka??" dedi ve sırıttı. Yumruklarımı sıktım "Valla yumruklardan birini geçiricem suratına. Sadece şarkıyı dinle!" dedim ve karşıdan karşıya geçiyordum ki araba korna çaldı. Bulut hızla belimden tuttu ve beni geri çekti. Korkudan kireç gibiydim kesin. Ikimizde Nefes nefeseydik. İyi ki Nefes burada değil asdasdasdas. "İ i iyi misin?" dedi endişeyle. Kollarımdan tutmuştu. Bende başımı salladım. Bana sarıldı. Nedense bende ona sarıldım gerçekten korkmuştum. "Tamam korkma geçti." dedi. Sarılmak ne garip bir duyguydu. O kişi kankan veya ailen olmayınca garip geliyordu. Rakibime sarılıyordum. Derin bir nefes verdi ve hiç duymak istemediğim birinin sesini duydum. "Melodi!!" Hemen kafamı çevirdim hızla nefes alıp veren ve kaşlarını çatmış bir Nefes ile karşı karşıyaydım. Bu sefer gülemeyeceğim çünkü ben öldüm...
Evet yeni bölüm umarım beğenmişsinizdir. Sizi çok seviyorum yorum ve vote lütfen yapın. Buradan Özgecan Aslan'ı anmak istiyorum. Onu unutmayacağız ve Türkiye'deki kadına şiddet ve cinayet olaylarının azalması için elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Çünkü başka bir kadın cinayeti ve böyle bir facia gerçekten kaldıramayız. O üç kişi cezalarını öbür tarafta çekecekler. Onlara yazıklar olsun! Tekrar teşekkürler ve sevgiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ses
Teen FictionSesi çok güzel olan bir kişinin yeteneğini o kişinin korkusu ve heyecanı etkiler mi??? Aslında bu heyecan ve korkunun miktarına bağlı. Melodi arkadaşları için bu korkusunu yenebilecek mi? Korkusunu yenmeye çalışırken bir insan nefret ettiği rakibine...