4.bölüm

268 29 4
                                    

Deniz karşımda duruyordu. Onun odasında oturmuş konuşmasını bekliyordum. "Deniz konuşmayacaksan gidebilirim." dedim o da "Tamam tamam söylüyorum. Hazır mısın?" dedi bende başımı salladım. "Ben.." dedi ve sonra. "Melodi özür dilerim yapamayacağım." dedi. Bende sinirlendim ve "Sana yazıklar olsun be! Bana güvenmedin. O yüzden anlatmıyorsun. Anlamadım mı sırrın ne sanıyorsun?! Deniz sen beni salak falan mı sandın. Tanıyorum seni ve Nefes'i sevdiğini biliyorum! Gayet de ortada! Ben gidiyorum!" dedim bağırarak. Gözünden bir damla yaş aktı. "Melodi özür dilerim. Nolur affet beni. Güvenmediğimden değil. Ben ilk defa böyle bir şey yaşadım. Nasıl anlatılır bilemedim. Tek sana söyleyecektim ama olmadı işte." dedi. Off ağlamasına dayanamıyordum. "Offf gel buraya salak." dedim ve ona sarıldım. O da bana sarıldı ve kıkırdadı. Sonra uyuduk. Üniformamı buraya getirmiştim. O nedenle sabah hemen üniformalarımızı giydik. Saçlarımızı açtık. Aynanın önünde dumptis dumptis dans ettik ve dışarı çıkıp dolmuş durağına yürümeye başladık. Sessizce yürüyorduk. "Sence napmalıyım?" dedi bende "Bak kanka Nefes bilirsin öküz biridir. Ama aslında çok iyi çocuktur. Kalbi temizdir yani. Ama tabiki de eğer seni seviyorsa o sana bir şey demeden sen ona bir şey demeyeceksin. Bu işler böyledir." dedim o da kıkırdadı ve "Sanki hiç sevgilin oldu da." dedi bende patlattım bir tane kafasına. "Eşek çocuk madem bilmiyorum ne soruyorsun." dedim ve dolmuşa bindik. Bulut en arkada oturuyordu. Göz göze geldik ve sırıttı. Bende göz devirdim ve önündeki yere oturdum. Deniz de yanıma oturdu. "Bugün prova yapacağız hazır mısın?" dedi Deniz. Biranda kasılmıştım sanki. Yüzüm bembeyazdı. "Noldu kızım hortlak gibi oldun?" dedi bende "Yok hazırım." dedim o da gülümsedi ve " Tamam öğle teneffüsü konferans saolunda çalışıcaz. Geç kalma kanka." dedi ve koşarak dolmuştan indi. Okula gelmiştik. Dolmuştan iniyordum ki Bulut bana omuz atıp kendisi önden geçti. Hızla dolmuştan indim ve çantamı kafasına geçirdim. Neye uğradığını şaşırdı. "Aaah amacın ne senin!" dedi bağırarak. Bende ona "Bana bak kimse bana omuz atarak önüme falan geçemez. Hayvansal hareketler yapma! " diye bağırıp hızla sınıfa yürüdüm. O da yanıma oturdu ve bana sinirle baktı. Bende ona alayla gülümsedim. Sonra havalılar grubunun gıcık kızları Bulut'un yanına geldiler ve ona sarılarak ağızlarını yaya yaya konuşmaya başladılar. Bu nasıl bir iğrençlikti resmen kusacaktım. Öğğğğğggh diye öğürdüm. Sonra yanıma Nefes geldi. "Bugün çalışma var geç kalma ." dedi ve gitti. Sinirleniyordum. Ne bu arkadaş. Trip atıyor birde. Derslerde uyudum ve öğle teneffüsünde konferans salonuna uçtum. Hepsi beni orada bekliyordu. "Geç kalma demiştim ama 5 dakika geç kaldın." dedi Nefes. "Sonuç olarak geldim. Uzatmayın." dedim ve hepsi sustu. Şarkıyı çalmaya başladılar. Gözlerimi kapattım. Ve şarkıyı hissetmeye başladım. "Bir bayağı kuzgun gelir aslında, yoktur bedenine bak, hayaller ne güzel ayazda, ardında sığmıyor yeniden bu taraf,senden başka kuzgun savaştır, dediğime bak koştursana ,hayattır..." diye söyledim ama müzik çalmıyordu. Arkama baktığımda hepsi ağızları açık bana bakıyorlardı. Alkış sesleri duyuldu. Bulut ağzı açık bir şekilde beni alkışlıyordu. Gülümsemeye başladım. Bizimkilerin farkı yoktu ondan. Nefes gülümsüyordu ve baya şaşırmıştı. Herkes şaşırmıştı. Salak salak gülümsüyordum. "Bu kadar çalışma yeter. Benim karnım acıktı tost almaya gidiyorum." dedim ve konferans salonundan sırıtarak çıktım. Merdivenleri inmeye başladım ki biri kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi. Mavi gözlerinin hala içinde şaşkınlık vardı. "Sesin çok ilginçti."dedi. O gözlerine bakmaya devam ediyordum. "Böyle cadı bir kişiden bu sesin çıkacağını düşünmemiştim." dedi. Hala ona boş boş bakıyordum. "Kısacası sesin büyüleyici." dedi ve gitti. Salak salak gülümsemeye başladım. Tamam öküzlükle iltifat etmişti ama sonuç olarak iltifat etti. Ve ne biliyim çok tatlıydı. Aman tanrım öküzün teki işte. Hemen kantine inip tost aldım. Yürüyerek yemeye başladım. Nefes tostumu elimden aldığı gibi koşmaya başladı. Açtım ve açken sen sen değilsindir. Tost açlığını yok et! Onu kovalamaya başladım. Hızlı koşuyordu. Aramızdaki fark açılmıştı. Çünkü çok yorulmuştum. "Dur artık!" diye bağırdım. Önüme bakmadan koşuyordum. Ki birden birine çarptım. Off neden hep aynı kişi. Ama bu sefer kollarımdan tutmuştu beni. Dışarıdan sarılıyor gibi görünüyorduk. Koşmaktan ve Nefes yüzünden nefes nefeseydim (asdasdasdasdas) . Yüzüm kesinlikle kireç gibi olmalıydı. Bukadar koşmanın ardından hep böyle olurdu. Mavi gözleri ilk defa bana yumuşak bakıyordu. Benim için endişelenmiş miydi? He he ya heee. Kendi kendime gülmeye başladım. O da şaşkınlıkla bana baktı. Sonra ona baktım ve bu bakışma sonsuza dek sürdü. "Şey sen iyi misin?" dedi bende öksürdüm ve kollarının arasından çıktım. Rakibime iyi davranamazdım. Onlar bizi ezik olarak görüyorlardı. "Sanane!" dedim kızgınlıkla. O da kaşlarını çattı. "Doğru diyorsun sürekli gelip bana çarpıyorsun. Ama tabiki banane?" dedi sinirle ve yanımdan uzaklaştı. Salak salak bakmaya başladım arkasından. Yanlış bir şey mi demiştim ki??? Offf aman! Bir tane daha tost almalıyım hiç Nefes'i kovalayacak nefesim yok...

SesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin