13. SİNİR HASTASI

164 51 102
                                    

Multimedya: ESİLA DEMİRAN

Gözlerimi hiç açmak istemesem de açmıştım. Hâlâ uyumak istiyordum, hep uyumak istiyordum. Çünkü rüyalarım da annemi görüyordum, sanki hâlâ yanımdaydı, sanki hâlâ bana sarıla biliyordu...

Sanki hâlâ birbirimize sarıla biliyorduk...

Ama gözlerimi açtığım an bütün büyü bozuluyor du, annem kayboluyordu ve ben yine tek kalıyordum...

Üzerimdeki yorganı bir çırpıda üstümden attım ve ayağa kalkarak esnedim. Banyoya gitmem lazımdı ama bu banyoya bir daha giremezdim. Dün olanlar tekrarlanırsa kafayı yerdim.

Evin alt katındaki banyoya gidip bütün kişisel rutin işlerimi hallettim ve sonra tekrar odama çıkarak üstümü değiştirdim. Beyaz bir tişört ve gri bir eşofman giydim saçlarımı toplayarak tekrar alt kata indim.

Telefonumu elime aldım ve bir çok arama, mesaj bildirimleri gelmiş olduğunu fark ettim. Telefonu açarak önce Siya'nın mesajlarına sonrada Mert'in mesajlarına cevap verdim.

Karnım da resmen bir davul çalıyordu, gerçekten artık yemek yemem lazımdı yoksa hiç intihar etmem gerek kalmayacak direk olarak açlıktan ölecektim.

Mutfağa girdim ve kendime yicek bişeyler hazırlayarak tekrar solana geçtim, kanepenin üstüne yayılarak hazırlamış olduğum tostu yemeye başladım.

Sonunda tostu mu bitirdim, ama doymadım... Yani evet doymadım. Şuan evde kimse yok zaten bir tane daha yapa bilirim? Kim görecek ki yani dime?

Oturduğum kanepeden kalkarak mutfağa doğru ilerlediğim sırada kapı zili çaldı ve derin bir of çekerek elimdeki tabakları tezgaha bırakarak kapıyı açmaya gittim. Hayır yani biri bana beddua mı etti, 'Her yemek yediğinde kapı zili çalsın!' diye?

Kapıyı açtığımda Siya biranda boynuma atladı ve sıkıca sarıldı. O kadar sıkı sarılmıştı ki resmen boğulacaktım. Vakit kaybetmeden bende kollarımı onun beline sardım. Kokusunu derin derin içime çektim.

Çok özlemiştim...

"Nasılsın aşkım?" Dedi kollarını boynumdan ayırarak. Bende kollarımı belinden ayırdım ve "Seni gördüm ya, bebek gibiyim şuan." Dedim ve onu içeri alarak kapıyı kapattım.

Söylediğim şeye tebessüm etti ve "Aslında dün gelecektim ama Asrın iyi olduğunu ve bu saatte tek başına gelmen tehlikeli olur falan demişti, bende o yüzden gelemedim. Sabahta gözlerimi açar açmaz direk hazırlanıp geldim," Üstündeki palto ve çantasını çıkardı ve fotmantoya asıp salona doğru ilerledi. "İyisin öyle değil mi?" Diye bitirdi cümlesini.

"İyiyim canım merak etme, iyiki de dün gelmedin-" diye konuşmaya başladığımda çoktan kanepeye yayılmıştı, ve sözümü keserek,

"Düşündüğüm şey mi?" Dedi ve oturduğu yerde ellerini birbirine bir kaç kez vurdu. Ben daha neyden bahsettiğini bile anlamamıştım... "Teyze oluyorum!!" Diye çığlık attı ve oturduğu yerde oynamaya başladı.

"Saçmalama Siya!" Diye bağırdım ve hemen yanına oturdum. Dediğim şey Siya'nın oyun havasını yarıda bırakmıştı.

"Hadi be!" Diyerek of çekti. "Bende teyze olucam diye sevinmiştim," bakışlarını benimkiler den kaçırdı ve "Gerçi siz ne anlarsınız çocuk yapmakta-" dediği sırada bacağına bir tana yapıştırdım. "Ağh" diye bağırdı. Acı dolu bir şekilde kahkaha atmıştı.

Ama hak etmişti yani, söylediği şeyler çok ayıptı ayrıca Asrın ve benim çocuğumuz olması imkansız gibi bir şeydi. "Hak ettin." Diyerek kollarımı bedenime sardım bakışlarımı odada boş boş gezdirip trip moduna geçiş yaptım... Çok geçmeden bedenimde Siya'nın kollarını hissettim. Çenesini omzuma yasladı,

BEŞ BUÇUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin