Multimedya: Siya SOYLU
Gözlerimi araladığım da Siya'nın kapalı gözleri ile karşılaştım. Çok tatlı uyuyordu, kıvırcık saçları her yerine dağılmıştı. Onun bu halini görmek beni mutlu etmişti. Bu kadar saf ve masum bir kızı kim neden üzmek isterdi ki?
Cidden merak ediyorum, kalp kırmak bu kadar kolay mı?
İnsanlar bu kadar mı insafsız olmuştu? Kendi çıkarları için bir başkasının kalbini bu kadar kolay nasıl kurabilirler di?
Ben onu incitirim diye dokunmaya kıyamıyorken kim ona böylesine kötü bir niyet ile dokunur? Kalbinde lanet olasıca bir iz bırakabilir di?
Aklım almıyor!? Gerçekten böyle insanlar hâlâ var mıydı? Onlara yaşama hakkı sunuluyor muydu gerçekten?
Siya ile aramda ne kadar yaş farkı olsada onu kardeşim gibi korumaya çalışıyordum, -daha çok o beni koruyordu- kendi öz kardeşim olsaydı bu kadar severdim sanırım. Ona olan sevgim rakamlar ile söylenemezdi.
Annem öldüğünden beri 'sevgi' sözcüğünü çok nadir kullanırdım. Kullanma sebeplerimden biride Siya dı.
Kaya denen lanet olası herifi gördüğüm yerde öldürmek istiyordum. Umarım dünkü karşılaşmamız ilk ve son olurdu, yoksa gerçekten çok kötü şeyler olucaktı. Bundan emindim. Belki kendimi savunamadım, ama Siya'yı sonuna kadar savunacaktım. Haklı ve ya haksız olmasını umursamadan bütün konularda onun arkasında olacaktım.
Siya karşımda o kadar masum, o kadar saf bir şekilde yatıyordu ki uyandırmaya kıyamadım.
"Hatırlıyor musun?" Dedim fısıldayarak. "Ortaokul sekize giderken, sana bir söz vermiştim," yutkundum "Seni tüm kötülüklerden koruyacağım hakkında. Hatırladın mı?" Gözlerimden akan yaş yanaklarımdan süzüldü. "Özür dilerim, sözümü tutamadığım için gerçekten özür dilerim." Söylediğimi ben bile zor duyuyordum.
Dudaklarımı kemirmeye başladım. Eğer tutamayacağımı bilseydim yinede o sözü verir miydim? Büyük ihtimalle veremezdim...
Oysaki o sözünü tutmuştu, mutlu anımda, üzgün anımda her daim yanında olucaktı. Öylede olmuştu. Gülerken, ağlarken hatta panik atak ya da ismini hatırlayamadığım bir çok kriz anımda yanımda olup beni sakinleştiren ondan başkası değildi.
Benimle güldü, benim ile ağladı.
Yıllardır beraber olmamıza rağmen ona karşı yaptığım iyilikleri saysam bir iki tane anca vardır. Onun bana yaptıkları sayılara yetmezdi...
Siya'nın kıbırdanması ile direk gözyaşlarımı sildim ve kendimi tobarlamaya çalıştım. Hemen ardından gözlerimi kapattım. Bunu neden yaptığım hakkında bir fikrim yoktu. Bir anlık refleks ile olmuştu sanırım.
Yanağımda hissetiğim sıcaklıkla istemsizce gözlerimi açtım. Siya sinsice gülümsedi ve "Biliyordum uyumadığını!" Sesi oldukça neşeli çıkıyordu. Dün anlattıklarını unutmuş muydu? Yoksa sadece unutmuş taklidimi yapıyor du?
'Tabi ki unutmadı, seni üzmemek için yapıyor'
İçimde konuşan sesin bıkkınca söylediği şeyi haklı bularak;
'Bende mi mutluymuş gibi davranmalıyım?'
Diye sordum.
'E bi zahmet Esila hanım'
Resmen kafayı yemiştim, ya gelmişim burda içim konuşan kim olduğunu bile bilmediğim, daha doğrusu gerçekten var olduğunu bilmediğim birinden tavsiye istiyordum. Kesinlikle sorunlarım var, bazen gerçekten deli olduğumu düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞ BUÇUK
Science Fiction(ARA VERİLDİ) (Klişe bir kitaptır) "Güzel kızsın," diyerek bir anda lafa girmişti Asrın, dediği şey gözlerimi irice açmama ve ağzıma almış olduğum pasta dilimini yutmama engel olmuştu. "Gerçekten güzelsin, ama ben sevmediğim biri ile ilişki kuramam...