lumos.
iyi okumalar!
***
bölüm şarkısı: london grammar - strong.
if a child, a child cries,
would you not forgive them?***
Astronomi Kulesi, geniş bir korkulukla çevriliydi ve yıldızlı gökyüzünü mükemmel bir şekilde görebilecek kadar yüksekti. Öyle ki zaten büyülü kalenin en büyük yapısı da, bu kuleydi.
Saat gece yarısına vuralı çoktan yarım saati geçmişti ve çocuğun bahsettiği buluşma saatine, yalnızla 20 dakika kalmıştı. Kız gitmeyi düşünmüyordu ama içini kemiren meraka da hakim olamıyordu. Gitmek, dinlemek ve geri dönmek istiyordu. Yalnızca bu.
Uyuklamakta olan iki oda arkadaşına kısa bir bakış attı Freya ve oturduğu yatağından sakin adımlarla kalkıp ayakkabılarını giydi. Üzerindeki siyah pijama takımını değiştirmeyi düşünmüyordu çünkü orada çok kalmayacak, çocuğun derdini öğrenecek ve geri dönecekti.
En azından kafasında planı bu şekilde yapmıştı.
Slytherin binasından çıktıktan sonra sessiz ve ürkütücü görünen soğuk zindanlarda ilerledi, merdivenleri çıktı ve ana kata ulaştı. Adımları kızı okulun dışına sürükledi ve soğuk gökyüzünün altına bıraktı. Ekim ayının getirdiği rüzgarlar, bu gece ortada yoktu ve hava güzel denebilecek kadar sakindi. Bu iyiydi, üşümekten hoşlanmazdı.
Astronomi Kulesi'ne ulaştığı zaman çevreye ufak bir bakış attı ve normal şartlarda kapalı tutulan yapının geniş kapısından içeri girdi. Yüksek merdivenlere bir bakış atıp ofladı ve tırmanmaya başladı.
Çok değil, yalnızca 5 dakikalık bir tırmanıştan sonra, kulenin en yüksek katına ulaşmıştı. Derin bir nefes alıp soluklanırken, etrafına baktı. Saatin 1'e vurmasına yalnızca 5 dakika vardı ve çocuk çoktan burada olmalıydı. Peki ama neredeydi?
"Beni mi arıyorsun?" dedi bir ses, kızın hemen arka çaprazından. Freya, paniklememiş bakışlarını yavaşça o yöne doğru çevirdiğinde, yüksek binanın korkuluklarına yaslanmış çocuğu gördü. "Sence?" dedi çocuğa bakmaya devam ederken.
"Aradığını buldun öyleyse," dedi Regulus, gözlerini kızın pijama takımında gezdirirken. "Epey hazırlanmışsın anlaşılan." derken sesinde gizli bir alay vardı.
Freya, gözlerini indirip kendi üzerine baktı ve omuz silkti. "Oradan öyle görünüyorsa karşı çıkacak değilim,"
"Pekala," dedi Regulus. Ardından sırtını yasladığı korkuluktan çekti ve odanın ortasına doğru ilerleyip başını kaldırdı. Yıldızlar, bu duru gecede pasparlaktı ve muazzam bir görüntü sunuyorlardı izleyenlerine. "Konuya gelelim artık." dedi gözlerini yıldızlardan çekmeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
six feet under | regulus black
FanfictionFreya Ida Lori, yalnızlığı tam anlamıyla tadan ve yaşayan bir kızdı ancak ironik bir şekilde bu durumda olan tek kişi o değildi. O da kız ile aynı durumdaydı. Regulus Arcturus Black. Regulus, 18. yaşının beraberinde getirdiği tehlikeye ortak olar...