on beşinci sayfa

861 104 44
                                    

lumos.

yorum yapmayı unutmayın lütfen, iyi okumalar!

***

bölüm şarkısı: sufjan stevens - visions of gideon.

traitor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

traitor.

***

Regulus Black, henüz çok küçüktü.

Altı yaşındaydı ve Grimmauld Meydanı 12 numara yas içerisindeydi.

Ölümün ne olduğunu, nasıl hissettirdiğini bilmiyordu çocuk; ailesinin neden bu kadar kederli olduğunu, evlerine gelen dost ailelerin neden kara giysiler içerisinde olduğunu anlayamıyordu. Düşünüyordu.

Bu bir oyun olmalı, diyordu. Black ailesini ziyarete koyu renk giysilerle gidersek komik olabilir demiş olmalılar!

İnsanlar annesinin yanına gidiyor, saygılarını sunuyordu. Dedesi ölmüştü, halbuki ona dedesinin uzun bir seyahate çıktığını ve gelirken kendisine bir sürü güzel hediye getireceğini söylemişlerdi.

Regulus bir süre sonra bu kederli ortamdan çok sıkıldı. İnsanlar yanından geçerken kafasını okşuyordu ve çocuk bundan hiç hoşlanmamıştı. Saçlarına dokunulmasından nefret ederdi.

Oturduğu koltuktan kalkıp salondan çıktı, evin merdivenlerini tırmanırken tozları almakta olan ev cini Kreacher'a selam verdi. Kreacher başını eğerek selamladı küçük çocuğu.

Kendi odasına girmek istemedi, bu yüzden bakışları abisi Sirius'un odasına kaydı. Küçük adımlarla odaya ilerledi, kapıyı tıklattı.

"Yalnız kalmak istiyorum," diyen sesini duydu abisinin. Kapıyı hafifçe araladı ve başını içeri uzattı.

"Benim, Regulus."

"Ah, gelsene Reggie." dedi Sirius, sevgiyle. Bu evdeki en sevdiği kişi, küçük kardeşiydi.

Çocuk abisinin bu isteğini derhal yerine getirdi. Odaya girip kapıyı arkasından kapattıktan sonra, kendinden iki yaş büyük olan abisinin yanına, yatağa oturdu. "Neler oluyor anlamıyorum, Sirius."

"Olan bir şey yok, dedemiz öldü o kadar. İnsanlar sadece fazla dramadan hoşlanıyor."

"Ama ölmesi kötü bir şey değil mi?"

"Hayır, gayet doğal. Çok yaşlıydı ve dolu bir hayatı oldu. Eh, bana sorarsan uzun bile yaşadı."

"Böyle söyleme," ded Regulus huysuzlanarak. "Annem çok üzgün."

"Yılda bir kere bile zor görüştüğü biri için bu kadar üzülmesi sence de komik değil mi, Reggie?" dedi sakince Sirius. Sekiz yaşındaydı, yakında dokuz olacaktı ama bu konularda o kadar kesin bir düşüncesi vardı ki, insan yedisinde neyse yetmişinde de odur dedirtiyordu.

six feet under | regulus blackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin