Freya Ida Lori, yalnızlığı tam anlamıyla tadan ve yaşayan bir kızdı ancak ironik bir şekilde bu durumda olan tek kişi o değildi.
O da kız ile aynı durumdaydı.
Regulus Arcturus Black.
Regulus, 18. yaşının beraberinde getirdiği tehlikeye ortak olar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
cause you're the reason i believe in fate, you're my paradise. and i'll do anything to be your love, or be your sacrifice. 'cause i love you for infinity.
***
"Puding yemek istiyorum,"
"Pekala."
"Kaymak Birası içmek istiyorum,"
"Buluruz,"
"Ne tatlı kedi... Bunu da istiyorum."
"Sen bilirsin,"
"Beni dinliyor musun, Black?"
"Tabii ki alırız."
"Regulus..."
Freya ve Regulus, sabah çıktıkları yolculuğu erken bitirmek için anlaşmış olsalar da; Muggle dünyasında ilginç bir şekilde fazla eğlenmişler, bu sebepten dolayı gezi sürelerini bir saat daha uzatmaya karar vermişlerdi. Bu kararlarını almalarının üzerinden ise yaklaşık beş saat geçmişti ve hala geziniyorlardı. Gün düşmeye başlamıştı, İngiltere'deki kafe ve restoranlar hafiften kapanmaya hazırlanıyor, eğlence mekanları açılmaya başlıyordu. Saatin 8 olmasına 18 dakika vardı ve ikili, neredeyse hiç yorulmamıştı.
Birkaç parça kıyafet, biraz şekerleme ve içecek almışlardı. Ardından sakin bir sokakta sevimli ve küçük bir kitapçı bulmuş, orada uzun süre dolaşmanın sonunda birkaç ansiklopedi, birkaç roman ve bir tane de çizgi roman almışlardı. Ansiklopedilerin içeriği bilimseldi, bazıları uzay bazıları deniz altı ile ilgiliydi. 2 gün daha pansiyonda kalacakları için kendilerine uğraşacak şeyler almak istemişlerdi. Okuldan aldıkları kitapların hepsini bitirmişlerdi ve tek seferde anlayabilecek zekaya sahip olduklarından, bir daha okumaya gerek yoktu. Hortkulukları yok etmenin yolunu kitaplar söylemiyordu. Tek çareleri, Black Malikanesi'nin geniş kütüphanesiydi ancak Regulus, bu konuda pek de umutlu değildi. Yine de bunu kıza söylemedi.
Regulus, gözlerini bir noktaya sabitlemişti ve bütün ilgisini o noktaya vermişti. Baktığı yerde bir çocuk parkı vardı. İki küçük çocuk birbirlerini kovalıyor ve bağırıyorlardı. Bir kadın gülümseyerek onları izliyordu ve kadının yanında dondurma yiyen, diğerlerinden daha küçük duran bir kız vardı.
