on dördüncü sayfa

909 113 205
                                    

lumos.

yorum yapmayı unutmayın lütfen, iyi okumalar!

***

bölüm şarkısı: pvris - are you ten years ago.

they call us, breakfast club

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

they call us, breakfast club.

***

O sabah, Black Malikanesi'nden bir mektup taşıyan kuzguni bir baykuş, kaldıkları motelin penceresine ulaşmıştı. Sinema ziyaretlerinin ertesi günüydü, ikili büyük bir neşeyle tüm gün dolaşmış, muzlu milkshake içmiş ve sevimli bir kafede gece yarısına kadar oturmuşlardı. Sohbetleri öylesine tatlı gelmişti ki, motele dönüp odada yataklarına dağılana kadar sürmüştü.

Bu şekilde uyanmayı ikisi de beklemiyordu elbette. Baykuşun cama çarparak çıkardığı gürültüyle yataktan doğrulan Regulus, gözlerini kaşıdı ilk önce. Ardından pencere önündeki kızın yatağına baktı. Freya derin uykusuna aralıksız devam ediyordu. Gözleri en sonunda davetsiz gelen baykuşu bulduğunda, kaşları çatıldı. Hızla yataktan kalkıp pencereye ilerledi, masada duran Saptanamaz Genişletme Büyüsü uygulanmış çantadan birkaç baykuş yemi çıkardı.

Baykuş uçup gitti, Regulus elinde Black Malikanesi'nin adresini taşıyan mektupla yatağa oturdu. Hızla kağıdı zarfın içerisinden çıkarırken, gözleri hâlâ uyumakta olan kıza dokundu.

Efendi Regulus'a,

Kreacher, Efendi Regulus'un kendisinden istediği şekilde, Bay ve Bayan Black Efendiler evi terk ettikleri anda ona bu mektubu yazdı.

Eve gelebilirsiniz, Efendi Regulus. Bir süre kimse bulunmayacak.

Saygı ve sonsuz sadakatle,
Kreacher.

Regulus bu kısa, çirkin bir el yazısı ile yazılmış mektubu okumayı bitirdiğinde derin bir nefes aldı. Plan basitti. Eve gidecek, Kreacher ile bir Hortkuluk'u yok etmek için gerekli büyüyü arayacak ve yok edecekti. Karanlık Lord'un Kreacher'ı götürüp terk ettiği mağaraya gidecek, sorunsuz bir şekilde evine dönecek ve kaçak hayat yaşayacaktı.

Bu planı yaparken hiçbir zaman yanında ona eşlik edecek biri olduğunu düşünmemişti ama işte, artık yalnız değildi. Her geçen gün daha da yakınlaştığı Freya, ona bu hayatta eşlik edecekti. Kreacher'ın sadakati ve kızın yoldaşlığı varken, en kötü ne yaşanabilirdi ki?

Belki mağaradan çıktıktan ve Hortkuluk'u yok ettikten sonra abisinin yanına uğrardı, bak Sirius, ne başardığımı gör; diye böbürlenir, ardından belki de sarılırdı abisine. Buna ihtiyacı vardı. Buna çok ihtiyacı vardı.

Mağaradan sorunsuz bir şekilde çıkması gerekiyordu, içeride onu neyin beklediğini bilmiyordu ama emin olduğu tek bir şey varsa o da şuydu ki: Karanlık Lord, ruhundan bir parçayı başıboş bir şekilde bırakıp gidecek biri değildi.

six feet under | regulus blackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin