Multi : Ateş
Aselin anlatımından.
İkizim ve abilerimle barışmıştık ve şu an üstümden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyordum. Onları o kadar özlemiştim ki. Keşke bu anı daha önce yaşayabilseydik diyordum içimden.
Şimdi ise Arel abimin kolunun altında onun kokusunu ezberlemek istercesine sarılmış ve gözlerimi kapamıştım. Sanki gözlerimi kapatsam sadece onun kokusunu alacaktım. Diğer kokulara burnum kapanacaktı. Ben böyle dururken diğer abilerimin beni izlediğinden emindim. Bera da yanımda oturmuş elimi tutuyordu zaten.
Sonra bir iç çekiş sesiyle istemesemde gözlerimi açmak zorunda kaldım. Tahminimin doğruluğuna sevinirken bulduğum dolu gözlerle hüzünlenmiştim.
"Abi?" Diye sorarcasına konuştuğumda koro halinde söylenen Arel-"Efendim güzelim"
Meriç-"Efendim Bebeğim"
Miraç-"Efendim meleğim"
Barkın-"Efendim küçüğüm"
sesleri doldurmuştu kulaklarımı. Ancak ben şu an sadece Barkın abime odaklanmıştım. Yavaşça Arel Abimin sıcak kollarından çıkıp Elimi de Beradan kurtardıktan sonra Barkın abimin kucağına oturdum. Oda kollarıyla belimi sarmalayıp burnunu boyun girintime sokup derin bir nefes almıştı. Kafasını kaldırdığında akan göz yaşlarını görünce içim bir kez daha burkulmuştu. Naif duygusal abim benim. Tek tek gözyaşlarından öpüp dudaklarımla silmiştim o içimi burkan damlaları. O benim bu hareketimle gülümserken ben de kollarımı boynuna doladım. "Ağlama abim ben artık burdayım." diyip gözlerine baktığımda mutluluğunu yüzünden okuyabilmiştim. "Gitme bir daha meleğim." sözlerini takiben "Gidemezsinde zaten küçük cadı." sözlerini duymuştum.Hepsine bakıp gülümserken abim beni içine sokmak istercesine daha da sarmalamıştı.
Biz böyle birbirimize sarılmış hasret giderirken yanımıza benim yaşlarımda bir kız öğrenci geldi ve Arel abime bakarak "Hocam beni Duygu Hoca yolladı. Beden dersinde konferans yapılacakmış o yüzden bugünkü derslerin iptal olduğunu söylememi istedi." Arel abim anladığını belirterek "Tamam canım Duygu Hocana söyle benim için sorun yok" diyince kızda yanımızdan yavaş yavaş ayrıldı. Bu arada Duygu hoca rehberlik öğretmenimiz.
Kız yanımızdan giderken Barkın abimden ayrılmadan sert olduğunu düşündüğüm bakışlarımı Arel abime çevirdim. Diğer abilerim bize merakla bakarken Arel Abim "Ne oldu bebeğim?" Diye sordu bana.
Ben de hemen sesimi kızgın çıkartmaya çalışıp "O kıza niye canım dedin. O kız senin canın mı hıh!" Diyip kollarımı çiçek yapıp kafamı başka yöne çevirdim. Abilerim ve Bera bu hareketime kıkırdadıktan sonra Arel abim yavaşça burnumu sıkıp "Sen beni mi kıskandın bücür" diyince direk "Evet" dedim. Ne yani yalan mı söyleseydim.
Abim aldığı cevaptan memnun olacak ki yanağıma kocaman bir öpücük koyup "Senin yerini kimse tutamaz balım." Dedi. Ben de ona gülümsedim. Bir süre böyle sohbet edip şakalaştıktan sonra ikizimin sesi doldurdu kulaklarımı. Ve merakla ona döndüm.
"İkizim?"
-Efendim diğer yarım. Sözlerimle gülümsedikten sonra aklındaki soruyu sordu ve hepsi birden vereceğim cevabı beklemeye başladı."Bugün bizimle eve gelirsin değil mi?" Gelir miydim aslında evet. Ama Dolunay ne olacaktı o eve taşınalı daha bir hafta oldu. Onu tek bırakmak istemiyordum. Ama biliyordum ki hayır dersem Dolu beni kapıdışarı ederdi. Çünkü barışmamızı uzun zamandır bekleyen biri de oydu.
Meriç "Bir şey demeyecek misin tatlım." Düşüncelerimden ayıran sesle tekrar onlara döndüm. "Aslında gelirim ama...
Miraç "Ama?"
-Aması abicim biz o eve daha yeni taşındık Dolunay ı da tek bırakmak istemiyorum.