9.Bölüm

19.5K 680 42
                                    


🤎

Alev benim kabullenemediğim durumu neşeli sesiyle duyuruyordu.

Gözlerimin önünde ikinci kez sevdiğim adamla nişanlanacağını söylüyordu.

Ve bu çok ağırdı.

Telefonumun çalmasıyla Ali Asaf'ın saçından titreyen ellerimi çektim.  Ali Başını kaldırması ile hemen telefonu alıp ayağa kalktım. Yüzümde rahatsız bakışlarını hissediyordum.

"size iyi geceler."  diyip merdivenlere yürümeye başladım. Ecem Arıyordu. Bir yandan da titreyen ellerimle telefonu açtım.

"Alo Eflin çok önemli şeyler oldu.  " Ecemin heyecanlı sesi kulaklarıma doluyordu.

Ama zihnimin derinliklerinde Alevin Neşeli sesi yankılanıyordu.

Merdivenleri çıkmış şimdi odamın kapısını açmıştım.

"Noldu ki?" bir yandan yatağıma oturmuş bir yandan Ecemi dinliyordum. Daha doğrusu dinlemeye çalışıyordum.

"Dur hoparlöre alayım bir yandan oje sürüyorum da. Ha oldu... İşte Bugün Alev buraya geldi, Akşam yemeğine. İşte babam nişan ile ilgili birşeyler hakkında konuştu. Alev ama baya mutlu tabi. Sonra abim geldi. Babam Abime dedi işte yakın zamanda nişanınızı yapalım diye." diyip derin bir kahkaha attı.

Bunun neresi komikti Ecem?

Söyle bizde gülelim.

"Ama abimin bir bakışı var, hani şu 3 numaralı olan. Dedi ki ne nişanı ama görmen lazım alevin yüz ifadesini"
Diyip tekrar kahkaha attı.

Çatık kaşları seğirmiş çenesi ile kısık gözleri ile attığı bakış.

İç geçirdim. Herşeyini özlemiştim.

"sonra babam biz senle sonra  konuşuruz filan dedi. Abimde konuşulacak birşey yok dedi çıktı gitti. Ama bir çıkıp gidişi var off. Babam da aleve halletmeye çalışacağım dedi ama bu iş olmaz. Bu iş yaş yani anlayacağın." diyip kıkırdadı.

Bu konuya sevinmemin tek nedeni çocuğumun babasının kuzenimle evlenme gibi bir düşüncesi olmamasıydı.

Evet sadece bundan dolayı sevinebilirdim.

Bir anda midemin bulanması
" Ecem bir daki... " dememe kalmadan öğürerek koşarak lavaboya gittim.

Eğilip klozetin içine  kusmaya başladım. Öğürdükçe gözümden yaşlar akıyordu. En son bitkin halde ayağa kalkıp elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp ağzımı çalkaladım.

Gözlerimi aynaya çevirdim. Tenim daha da beyazlamış dudaklarım hafif morarmıştı.  Bir yandan da Ecemin endişeli sesini duyuyordum.

Yavaş adımlarla banyodan çıkıp yatağıma doğru yürüyüp telefonu elime alıp kulağıma koydum.

"Alo Eflin iyimisin? Birşey mi oldu?.. Alo?"

"Alo Ecem burdayım  bir anda midem bulanınca lavaboya gitmek durumunda kaldım." Dedim halsiz sesimle.

"Ayy halasın güzeli bir an önce dünyaya gelse de sevsem onun yanakları inşallah kız olur da bana benzer." söylediklerine göz devirdim. Tabi bu onu görmedi.

"sağlıklı dünyaya gelsin de bebeğim." ondan bahsedince resmen yumuşacık oluyordum. Yavaşça elimi karnıma koydum. Bu kadar derdin arasında bana gelen mucizeyi. Bir kaç patırtı sesi duydum, Sonra Ecemin sesini.

"e-eflin... Abim" demesiyle telefonun kapanması bir oldu ve ben öylece kalakaldım.

1 saattir bir sağa bir sola odamın içinde derin düşüncelerle yürüyordum. Ecemi telefon kapandıktan sonra aramıştım ama aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor diyordu.

Acaba Alaz mı duymuştu konuşmalarımızı veya ona birşey mi olmuştu?

Acıyla kısılan kalbimle derin nefes alıp yatağıma oturdum. Ne kadar ondan vazgeçmeye çalışsamda olmuyordu.

İnsan hiç kalbi olmadan yaşarmıydı?

Hala alevle öpüştüğü görüntüler gözümün önünden gitmiyordu.

Tamam bende bir hata yapmıştım İzmire gelirken ama Levent olayında benim bir suçum yoktu.

Herşey Alevin başının altından çıkmıştı.

Şimdi ise Alaz ile nişanlanacağını söylüyordu.
İşler gittikçe çıkmaza çıkıyordu.
Yavaşça ellimi karnımda gezdirmeye başladım.

Benim minik mucizem

Ben alaza biriyle sevgili olduğu için kızmıyordum. Zaten beni gerçekten sevseydi böyle bir şey yapmazdı ya neyse.

Sonuçta onu terk etmiştim.Benim kızdığım şey bu kişinin alev olmasıydı ve o fotoğraflara inat yapmasıydı.

Bir anda odamın kapısı sertçe  açılıp kapanması ile yerimde sıçramış korkudan kalbim küt küt atmaya başlamıştı.

Alaz anlaşılmayan gözlerle kapının yanında durmuş bana bakıyordu.
Yavaşça gözlerini aşağı indirip karnımdaki elime bakmaya başladı.

Gözlerinin yoğunluğu ayak bileklerimin bile titremesine neden oluyordu. Bakışlarımı gözlerinden kaçırdım.

Biliyordu. 

Yavaşça gözlerini tekrar bana çevirdi. Gözlerini benden çekmeden kapıyı kilitleyip yavaşça yanıma gelmeye başladı.

önüme geçip yavaşça eğildi ben ona anlamayan gözlerle bakarken yavaşça elini kaldırıp benim elimin yanına karnıma koydu.

Bu dokunuşla göz bebeklerime kadar titredim.

Sıcak sert eli karnımda duruyordu.
Yavaşça elini bastırması ile derin bir nefes aldım.

"Bebeğimiz." sanki doğrulamak ister gibi gözlerimin en içine bakıyordu.

Eninde sonunda öğrenecekti. Bunu sonsuza kadar saklayamazdım. Zaten saklamazdım da çünkü nolursa olsun bebeğimin babasıydı.

Yavaşça başımı salladım.

Gözlerinde öyle duygular belirdi ki ağlamak istedim.

Yavaşça ellerini belime sarıp başını karnıma yasladı. Dokunuşundan kurtulmak istedim. Ellerini biraz daha sıkı sardı.

Gözlerim doldu.

Bir gözyaşı yavaşça benden Alazın yanağına intihar etti.

Gözümün önünden yaşadıklarımız bir film geçidi gibi geçmeye başladı.

alazla tanışmam, beraber uymalarımız, Beraber kitap okumamız, beraber yemek yapmamız, yürüyüş yapmamız, saçlarımı örmesi, her ay başka bir şehri gezmelerimiz, bana araba kullanmayı öğretmesi, ben hasta olunca bana bakması, daha o kadar anımız var ki birlikte yaşadığımız.

Titreyen diğer elimi yavaşça kaldırıp yanağındaki gözyaşını sildim. Duygularım karma karışıktı ne doğru ne yanlıştı şuan bilmiyordum.

Gözlerinde öyle duygular vardı ki onu ilk defa böyle görüyordum.
Gözleri dolmuştu.

Dolgun dudaklarını yavaşça karnıma yasladı.

"Merhaba bebeğim."

Sadece eklemeler yapıp attım. Hatalarım varsa kusura bakmayın.

Sizce bölüm nasıldı? Özellikle gidişat nasıl görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Hoşçakalın.

Bay Palmiero Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin