Alaz Elimi bırakıp elini belime koyup beni içeri doğru hafifçe iteledi.
İçeri girmemizle kapıyı kapatıp; -"Ecem! Geç içeri sen abicim." Dedi sert sesiyle.
Ecemin içeri girmesiyle elimden tutup beni merdivenlere doğru çekmeye başladı.
"Alaz Ne demek Nikah Memuru? Bir durur musun?" dedim öfkeli sesimle.
"Yukarı da konuşacağız Eflin!" Dedi kaşlarını çatarak. Yine özüne dönmüştü.
Sinirli, umursamaz, sert.
Üçüncü kata çıkmamız ile yorulmuştum. Derin bir nefes alıp biraz durdum. Benim durmam ile Alaz da durup bana bakmıştı.
"Biraz yoruldum." dedim nefeslenerek.
Bir anda ayaklarımın yerden kesilmesiyle ağzımdan şaşkınlıkla küçük bir çığlık çıkarken, Alaz beni sanki bebekmişim gibi kucağına almış koridorun sonundaki siyah kapılı odaya götürüyordu.
Çığlığımla gözlerini kısıp bana bakıp tekrar önüne döndü. Ellerimi hızlıca omuzuna koyup destek aldım.
"yürüyebilirdim." dedim fısıltıyla.
Sessiz kalıp kapının yanına gelince bir eliyle kapıyı açıp içeri girdik.
Burası Alazın yatak odasıydı galiba. Çok güzel dekore edilmişti. Benim odamın 3 katı kadar büyüklükteydi. Bir duvarı boydan boya camdı. Karşımızdaki orman ürperticiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alaz eğilip beni yatağa bırakıp, doğruldu.
Ellerimi siyah saten çarşafa bastırdım.
Kafamı kaldırıp Alaz'a Altan Altan baktım.
Aramızda normalde ciddi bir boy farkı vardı. Bunu biliyordum. Ama şimdi resmen aramızda metreler vardı.
Yavaşça mavi gözlerini yüzümde gezdirip bir eliyle yanağını kaşıdı. Karşımdaki görüntüyle yutkundum.
Sıkıntıyla bana bakarak konuştu. "Evlenelim." Dedi.
Bir an ne dediğini algılayamadım. "Ne?"
"Biliyorum. Herşey çok ani oldu. Emin ol bende böyle olsun istemezdim. Zaten eğer beni terk edip gitmeseydin, Sana 1 hafta sonra gideceğimiz tatilde evlenme teklifi edecektim." Dedi sakin sesiyle.
