15. Bölüm

14.1K 491 92
                                    

Gözlerimi yeni bir güne midemin bulanması ile açtım. Öğürerek lavaboya koştum.

Klozete eğilmem ile kusmaya başladım. Öğürdükçe gözlerimden yaşlar akıyordu. Sifonu çekip ayağa kalktım. Artık her sabah neredeyse güne böyle başlıyordum. Aynadaki halime baktım. Yüzüm solgun duruyordu. Saçlarım dağınık, Gözlerimin feri sönük...

Lavaboda işlerimi bitirip odama geri döndüm. Gün yeni doğmaya başlamıştı. Dağılmış saçlarımı ensemde toplayıp yatağımı topladım.

İşimin bitmesi ile giyinme odasına girdim. Çiçekli dizin altında biten hafif gögüs dekolteli Mavi bir elbise giydim. Çiçekli elbiseleri seviyordum. Baya baya seviyordum. Dolabımda bir kaç tane çiçeksiz elbise olabilirdi.

Telefonumun çalması ile odama geri döndüm.

Ecem arıyordu. Telefonu açıp kulağıma koymamla neşeli sesi duyuldu. "Günaydın!"

Sabahın köründe nasıl bu kadar neşeli olabiliyordu.

"Günaydın Ecem." dedim ona nazaran sakin bir sesle.

"Bugün size geliyorum!" Dedi heyecanla. "Canın birşey çekiyor mu? Gelirken alayım."

"Yok, teşekkür ederim. Canım birşey çekmiyor şuan. Sen gel yeter." dedim.

Dertleşmeye, birine içimi dökmeye ihtiyacım vardı. Biliyordum ben böyle yaptıkça içime kapanık oluyor, Etrafıma duvarlar örüyordum. Duvarlar üzerime üzerime geliyor, daralıyordum.

Ecemle birkaç şey daha konuşup telefonu kapattım.

Mutfağa inip günaydın dedim. Kızlar kahvaltı hazırlıyordu. Sabahları fazla iştahım olmazdı. O yüzden fazla zahmet etmemelerini söyledim.

Kahvaltımı yaptıktan sonra meyve suyumu alarak bir elim karnımda bahçeye çıktım. Hava güneşliydi. Yavaş adımlarla bahçedeki oturma yerine ilerleyip, oturdum.

Bahçenin etrafı korumalarla çevriliydi. Masimmo'yu görmemle baş selamı verdim. Onun da selam vermesi ile önüme döndüm.

Alaz soğuk yapılı, sert ve duygusuz bir insandı onu ilk tanıdığım zamanlarda.

Biz 3 senedir beraberdik. O zamanlarda beraber çok güzel vakitler geçirmiştik.

Ama son olanlar beni, bizi o kadar yıpratmıştı ki. Bazen düşünüyorum. Benim başıma gelenler Alazın başına gelse,bana ayrılmak için bir not yazıp gitmesi, onu bir kadınla yatakta fotoğrafını görsem...

Başımı iki yana salladım.

Onun Alev ile el ele gelmesi, öpüşmesi, Alevin nişanlanacağız demesi işte bunlar kalbimde kapanmayacak derin yaralar açmıştı.

"Ben geldim!"Ecem in neşeli sesini duymam ile elimdeki bardağı bırakıp ayağa kalktım.

Arkamı dönmem ile Ecemin gülümseyen yüzü ile karşılaştım.

Hızlıca yanına gitmem ile birbirimize sımsıkı sarıldık. Onu çok özlemiştim.

" Hoşgeldin Ecem." dedim ondan ayrılırken. " İyi ki de geldin..." dedim tebessümle.

Kıkırdayıp koluma girdi. "çok hoşbuldum." Dedi gözleri dalarak. Onun daldığı yere bakmam ile şok içinde gözlerimi açtım.

Ecem, Massimo'nun olduğu yere bakıyordu. Massimo ise Çatık kaşları ile Telefonla  konuşuyordu.

Ecemi dürtüp "Biraz daha bakarsan herkes anlayacak. " dedim şaşkınca. "hem ne ara oldu?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

Ecem gözlerini kaçırarak "Birşey olduğu yok." Dedi dudağını büzerek. "Birşeyin olacağı da yok zaten. Massimo'nun eski sevgilisi Beatrice Sosyal medyadan iki de bir fotoğraf paylaşıyor birlikte oldukları zamandan. Ya hala beraberler, ya da...her neyse." Dedi üzgün bir sesle

"Sen ne yapıyorsun nasıl geçiyor hamilelik?" Dedi konuyu değiştirerek.

"Kusmalarım hala geçmedi." dedim elim karnımda iken. " ama herşeye rağmen mutluyum. Karnımda bir mucize taşıyorum." geçen Alaz ile doktora gittiğimizde 2 hafta sonra kalp atışlarını duyabileceğimizi söyledi. " dedim heyecanla karnımı okşarken.

"Ay cinsiyeti belli olsa da bir sürü kıyafetler, ciciler alsam halasının Birtanesine." Dedi elini karnıma koyarak neşeyle.

Ona tebessüm ettim.

Sağlıklı bir şekilde gelsin de cinsiyeti benim için farketmezdi.

Akşama doğru güzel vakit geçirdik  tatlı yaptık, kitap okuduk ve en son film açıp izledik. Sonra ise odama çekilip uyuya kaldım.

1 haftadır Ecem ile beraberdik. Arada dışarı çıkıp geziyorduk onun dışında genellikle evdeydik. Beraber dertleşiyor, film izliyor ve kitap okuyorduk. Bazen ise onu Massimo'ya bakarken yakalıyordum. Massimo düzgün bir insandı hiç bir zaman bir yanlışını görmemiştim ama Ecem için imkansızdı şuan çünkü bir sevgilisi vardı.

Bugün ise babamlara gitmiştik. Ali Asaf ve poyraz ile özlem gidermiş, Babam ile ise uzun zaman sonra sohbet etmiştik. Pişmandı yaptığı şeyler için bunu bakışlarından anlıyordum.

İrem ise Dışarıdaydı.

Babama hamile olduğumu nasıl söyleyecektim bilmiyordum. Ama karnım belli olmadan söylemem lazımdı veya Alaz geldiğinde beraber söylemeliydik, Ailelerimize.

Ecem telefonunu göstererek ayağa kalktı. Alaz arıyordu.

Bakışlarımı ellerime çevirdim. Bu bir haftadır Alaz her gün en az 10 defa arıyordu ama ben açmıyordum.

Açamıyordum. O ise Ecemi arıyor iyi olup olmadığımı soruyordu.

İyi olmaya çalışıyordum. Herşeye rağmen... 

"Abla!" sesini duymam ile bakışlarımı İrem'e çevirdim. "hoşgeldin!" dedi hızlıca yanıma gelmesi ile ayağa kalkıp ona sarıldım.

"hoşbuldum Ablacım. Sende hoşgeldin." dedim tebessümle.

"hoşbuldum." Dedi geri çekilerek.
Üzerinde turuncu dizin üstünde bir elbise vardı. "geleceğinizi bilsem daha erken gelirdim." Dedi dudağını büzerek.

"bizde Ecem Ablan ile geldik." dedim ona tebessüm ederek. "Alevler felan yazlığa gitmişler galiba. Babamda yeni çıktı işi varmış." dedim. Alev ve amcamların yazlığa gittiğini poyraz dan duymuştum.

Poyrazı, Ali Asafı ve İremi  ise bugün dayım almaya gelecekti. Onlarda beraber yazlığa gideceklerdi. Hatta benide çağırmışlardı ama gitmek istememiştim.

Kaşlarını çatarak "Evet yengemle amcam yazlığa gitti ama Alev abla yazlığa değil Japonya'ya gitti." Demesi ile donup kaldım.

Araba fuarı... Başımı iki yana salladım.

İnşallah dedim içimden.

İnşallah bizi tamamen bitirecek birşey yapmazsın Alaz.

.

Bitti.

Sizce nasıldı?

Sizce Neler olacak?

Eflin karakteri nasıl?

Bay Palmiero Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin