54.GÜN

681 63 2
                                    

Yoon arada kendinden geçip uykuya dalıp çıkmaktan artık neyin rüya neyin gerçek olduğunu anlayamamaya başlamıştı. Zaman kavramı ilk defa onun için çok ağır işliyordu. Sanki dakikalar zihninden yıllar geçmiş hissi veriyordu.

Neden böyle hissediyorum?

O adam da buradayken zaman zaten düzensiz değil miydi?

Neden birden zaman kavramım karmaşık olduğunu bildiğim halde, daha çok altüst oldu...?

Yoon derin nefes alarak kıpırdanmaya başladı. Kolları kafasının yukarısından bağlı olduğu için eklemlerine doğru uyuşmaya başlamıştı. Sebepsiz mide bulantısı karnını guruldatıyordu. İçtiği su iyice böbreklerine oturmuştu.

Yoon gözlerini yumdu,

bir kez daha,

bir şeyler hatırlamak için.


Koşuyorum.

Neden koşuyorum...?

Rüya mı görüyorum...?

Yoon'un ayakları kumsala ulaşmıştı. Her adımı kumu etrafa sıçratırken kaçtığı şeye dönüp bakamıyordu bile. Öyle bir korku, bütün gücünü ayak topuklarına vermişti.

"Kaçmak zorundayım, yoksa beni yakalayacak."

Ne beni yakalayacak...?

Yoon, düşünmeden denize girip koşmaya devam etti. Onu geriye iten dalgaya rağmen ayaklarını derine basa basa denizin içine kendini bıraktı.

"Hala arkamda mı? Bakmalı mıyım...?!"

Yoon kafasını arkasına döndüremiyordu. Sanki kafası onu sadece karşısına bakması için kendisini boynuna sabitlemişti. Vücudu da sadece ileri hareket etmesi için yapılmış gibiydi.

Yoon tam derin nefes alıp suya dalacakken ağzını açamadığını fark etti.

Ellerini ağzına götürdüğünde ağzı yerinde düz deri parçası olduğunu fark ettiği an donakaldı.

"Ağzım?! AĞZIM?!!"

Eliyle yoklamaya devam ederken, suratında sanki ağzını başka bir yerde bulacakmış gibi panikle her tarafına sürtmeye devam etti.

Zihni ona, "durma, yoksa seni denizin içinde de yakalayacak", demesiyle Yoon burnuyla derin nefes alıp suya daldı.

Ağzım yok.

Ağzım yok.

Bu bir rüya.

Uyanmalıyım.

Bir süre denizin dibine doğru yüzmeye devam etmesiyle dalgaların daha şiddetli olduğu bir alana gelmişti. Yoon'un soluk alış-verişleri arttı. Artık kulaç atmaktan yorulmaya da başlamıştı. Çok hızlı soluduğu için burnunun içi de acıyordu.

Aniden ayağından içeri çekilmesiyle Yoon bağırdı.

Bu bağırış ağzı olmadığı için zihnindeki bir çığlık gibiydi.

Denizin dibine çekilmeye devam ediyordu.

Karanlık ve zit gibi suyun boğucu basıncı altında en sonunda bacağı serbest kaldı. Ama artık karanlığın içine çekilmişti. Gözlerini açtığında bulanık görmesine rağmen onun aksine sanki derin suyun içinde, camın ardından dışarıya bakıyormuş gibi etrafını net görebiliyordu.

321.GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin