178.GÜN

211 21 6
                                    


"Su çok sıcak mı?"

"Hayır...iyi."

Yoon saç diplerinden akıp yanağında süzülen ılık suyun verdiği titreme hissiyle sırtını daha çok arkasındaki iriliğe sokuşturmuştu. Ardından Suruni'nin çıplak ıslak bedeninin önünde, dizlerini göğsünün önünde kıvırıp bozuk musluktan damlayan kireçli suyun metaforunda gözlerini yavaşça sessizliğe yummuştu.

Suruni bunu fırsat bilip, dudaklarını yavaşça Yoon'un omzunun üstüne getirip, izinin olduğu tarafın üstünden nazikçe öperek,

"Acıyor mu...?" diye sormuştu.

"Hayır."

Yoon'dan cevap, mırıldanarak ve istemeyerek dudaklarından zorla çıkmış gibi hissettirince Suruni, durgun bakışları altından tekrar bir soru daha sıcak nefesiyle Yoon'un kulağına fısıldamıştı.

"Benden nefret ediyor musun?"

"I ıı"

"Yoon--"

"Daha fazla soru sorma-"

Suruni kaşlarını yukarı kaldırarak birkaç saniyeliğine dudaklarını Yoon'un cildinden uzaklaştırıp, gözlerini küvetin kenarına destek amaçla koyduğu ellerinin parmak uçlarından suya damlayan su damlalarına çevirmişti.

"Tamam."

Yoon hafifçe gerinerek sırtını, Suruni'nin kalp atışlarını daha net hissedebileceği noktaya sürterek kafasını geriye doğru onun çenesinin altına gelecek şekilde büküp gözlerini tekrar yummuştu.

Dürtüsel olarak kalçasını geriye çekmeye çalışan Suruni'yi o anda Yoon'un ani hareketleri afallatmıştı. Sağ elini kol dirseğinden ters çevirip uzanarak, penisini tuttuğu gibi hiçbir şey demeden tiz bir inlemeyle saatler öncesinden kızarık, yumuşak deliğine tekrar sokmasına şaşırmıştı ama hiçbir şey dememişti. Yoon kendi yaptığı hareketten rahatsız olurcasına öne doğru eğilip içindeki su ile beraber giren sert ve iri sıcaklığın doluluk hissi altından karıncalanan kasığına elini koyup üstünden içeriye doğru bastırmıştı.

"Mgğhnh...!"

Suruni arkasında hareketini bozmadan sırtını küvete vererek oturmaya devam ederken ön tarafının su altından Yoon ile bağlantısı görür görmez gözlerini kısıp elleriyle küveti kenarlarından daha sıkı tutup derin nefesler almaya başlamıştı.


***


Kinna az çok önceden de kulaktan dolma bilgilerle bildiği o yıkık binaların içine sonunda varmasıyla, pencerelere bina diplerinden bakarak iç çekmişti.

Ben nereye geldim lan...?! Kim burada yaşar...! Delirmiş olmalı değil mi? Sevgilisiyle yaşamıyor muydu o? Kızı burada tek başına mı bırakıyor-?! Dalga geçiyor olmalısın...

Kinna ağır adımlarla bina aralarından geçerken farları kapalı araba içinde göğsünde ellerini birleştirmiş şekilde uyuya kalmış polis memurunun varlığını fark edememişti. Alanın bilinmeyen mistik derinliği sanki taş duvarların içinde yaşayanları fark ettirmese de gizleyen bir yana sahipti.

Boğucu mat hava rutubetten ve çürümekten kaybolmuş duvarların ardındaki canlılığı pandoranın kutusu misali içine çekiyordu.

O yüzden Yoon'un varlığı bile bir hayaletten farksızdı.

Kinna diğer binalardan daha aydınlık ve farklılığı hissedilir binaya yaklaşıp penceresine doğru başını kaldırarak bir süreliğine göremediği buğulu camların ardından bakınmıştı. Yukarı çıkıp çıkmamak konusunda tereddüt içindeydi.

321.GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin