82.GÜN

538 44 8
                                    


Yoon karşısında neden dört farklı renkte boya kutusu olduğunu anlamamıştı. Ayrıca adamın kendisine neden o kutular arasından sadece vere vere en koyu rengi, siyahı vermişti bilmiyordu. Arkasına döndüğünde ise onun, duvarı beyaz boyayla boyadığını görünce de aklı iyice karışmıştı.

Haa...?!

İyi de beyaz dururken bana neden siyah boyayı verdi...?

"Bana da neden beyaz boya vermedin? Her cephesini farklı renge mi boyayacağız?"

"En sevdiğin rengi verdim. Burayı senin odan yapacağım."

Yoon öylece arkası dönük olarak konuşan adama bakıp,

"Ama... Diğer üç farklı renkte olan boya kutuları karşı duvarda duruyor... Buna rağmen bana verdiğin renk neden siyah? Ayrıca en sevdiğim renk neden siyah oluyorm--"

Konuşurken farkına varmadan Yoon, ayağını ileri doğru hareket ettirdiğinde boya kutusunun üstünde duran fırçanın kenarına çarpmıştı. Fırçanın ucundaki bir miktar siyah boya, kutudan dışarı takla atarak çıkıp yere düştüğü gibi duvara sıçramıştı. Bunu görmesiyle de Yoon, olduğu yerde donakalmıştı.


------** yıl önce------

"....kırmızı, mavi, yeşil... Tanrım sanırım tüm renkleri seviyorum."

"Tek renk dedim sana."

"İyi de hepsini seviyorum."

Yoon ve Suruni birbirleriyle bir süre sessizliğin içinde uzun süre bakışınca Yoon en sonunda,

"Tamam tamam. Siyah", demesiyle Suruni afallamıştı.

"Ne?! Bir sürü renk saydın ve ardından neden siyah gibi mat bir şey söyledin? En azından beyaz demeni beklerdim."

"Beyazı ayrı seviyorum ama siyahı daha çok."

"Tüm renkleri sevdiğini söyleyen daha demin kimdi--"

"Tüm renkleri karıştırırsan ortaya siyah çıkar, o yüzden siyah dedim."

Suruni duraksayıp aniden istemeden gülümsemişti. Elini, Yoon'un saçında dolandırarak,

"Tamam", demesiyle Yoon kıyafetini sündürüp,

"Neden ki...? Neden sordun...?"

"Bilmem... Öğrenmek istedim."

Seni daha çok tanımak istedim.

"Hmm..."

Yoon ve Suruni okuldan eve dönerken bu sefer yürümeyi seçmişlerdi ve Suruni her iki adımda bir Yoon'u daha çok tanımak ister gibi, havadan sudan soru sormaya başlamıştı. Bir süre sonra da Yoon, bu konuşmayı sıralı bir hale dönüştürmüştü.

"Kahve mi çay mı?"

"Kahve. Makarna mı pizza mı?"

"Pizza. Roman mı manga mı?"

"Roman. Hey-! Manga okuduğumu nerden biliyorsun?!"

"Ehehe, sıra sende!"

"Pekii, kedi mi köpek mi?"

"Kedi! İlerde kesinlikle sahipleneceğim! Şeker mi kek mi?"

"Şeker tabii ki. Futbol mu basketbol mu?"

"Basketbol. Sigara mı ben mi?"

"Siga-- NE?"

"SİGARA MI? SEN CİDDİ MİSİN?!"

321.GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin