177.GÜN

269 17 6
                                    


"Linna ağzını açamayacak kadar acizleştin mi iyice?"

Kinna kaşlarını çatarak kafasından yapılan baskı altında aniden yere kapaklanıp, önündeki daha bugün karşılaştığı adamın tiksinç kokusu altında bayılacağını sanmıştı.

Bu adam hiç duş almaz mı? Şimdi durmuş şeyini ağzıma almamı mı bekliyor-?!

"Hadisene kızım vakit kaybettirme bana!"

Kinna yüzünü ekşiterek; gittikçe kararan havanın altında, rastgele bir sokak arasında, karşısında dikilen kendinden iri ve sanki konuşurken uzun bir maraton koşusundan dönmüş gibi sarkık tombul yanaklarından ter akıtan adamın önünde diz çökmüş, kendine doğru sarkık duran penisiyle dip dibe gelmek zorunda kalmıştı. Saçını tutan nemli elleri penisine yanağını çarptırırken Kinna, dudaklarını ısırarak derin nefes alıp iç çekmişti.

Sakin ol kızım, her zaman yaptığın bir şey. Bu da bir anlık olup bitecek, parayı fışkırttığı suratıma fırlatıp siktir çekip kendi yoluna bakacak. Dayan yarım sa... hatta beş dakikalığına! Beş dakika bile dayanmaz bu piç kurusu!

Kinna tam ağzını açıp yaklaştırırken aniden karanlığın içinden gelen belirsiz bir tekme ile karşısındaki adam bowling topu misali sağa yığılıp birkaç kere yerde yuvarlanmıştı. Sersemleyen ve aşırı terleyen halinden de iki yuvarlamaya kalmadan asfaltın üstünde sızı vermişti. Ağzı açık kalan Kinna afallayarak sağına döndüğü an karanlığın içindeki King ile göz göze gelmişti.

Sol kulağındaki gümüş küpe yine gecenin karanlığında ben buradayım dercesine göz alırken onun King olmaması imkansızdı.

"Ah yine mi sen---"

"Sana şu boku yapmayı bırakmanı söylemiştim. Senin kadar sürtük olmak için can atan bir kadın hayatımda hiç görmedim."

"Birileri kendi kulübündeki diğer kadınların varlığından habersiz sanırım...? -Bana aşırı kafasını takmaktan-"

"Kinna-"

Adam, Kinna'ya gerçek ismiyle seslenerek karanlıktan aydınlığa, gece lambasının altına yaklaşıp belirmişti. Takım elbisesine eşlik eden cep mendili sanki tüm şıklığını bozar gibi aynı zamanda en göze batan yeriydi. Küpesi bunu bastırır gibi aynı zamanda küçük lastik tokayla toplanabilir saçlarıyla da gangster ailelerinden kaçma görünüme sahip yüzüne boynundaki gül dövmesi de eşlik edip, görünüşüne renklilik katıyordu.

"İşim var- Ne-? Beni bulduğun an doyasıya becerdin yine mi acıktın da geldin? Neden peşimi bırakmıyorsun Kin--- 'Kunia'?"

"Dışarıdayken bana adımla seslenme diye sana defalarca kez söyledim."

"Ne beni tekrar kaçırıp cezalandıracak mısın-?"

"Kinna, şu aptal kızı oynamayı bırak. Hele ki yanımda."

Kinna derin nefes alıp üstündeki ceketi düzeltip ayağa doğrulmuştu. King'in yanına yaklaşarak başını kaldırıp gözlerini gözlerine dikerek,

"Benden ne istiyorsun-?"demişti.

"Gece işi dediğin bu boku bırakmanı."

"Benden ne istiyorsun dedim?"

King gözlerini kısarak işaret ve baş parmağıyla Kinna'nın çenesini kavrayıp,

"Seni", demesiyle Kinna suratını ekşiterek yüzünü hızla çevirip adamın parmaklarının arasından kurtulmuştu.

"Senden nefret ediyorum."

"Beni seviyorsun."

"Hayır, senden 'nefret' ediyorum!"

321.GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin