3.BÖLÜM - BENİMSİN

5.4K 575 222
                                    

Uzun tutkulu bir bölüm sizinle :) Yakalım mı buraları?

Kime göre neye göre doğru ya da yanlışız...
Zamana mı yenilir insan,
Yoksa biz mi çok geride kalmışız...
Yetişmeliyiz biz seninle bugüne,
Geçmişte biz yoktuk hep yalnızdık...
Acısız olmazdı aşk,
Biz daha yeni başladık...

*-*

“Aha! Abant’a varmışlar,” dedi Burak Ali gülerek ve redde basıp, görüntülü arama başlattı. Ya bu şeytanlık da babadan kıza, hatta babaanneden direkt toruna geçiyor muydu merak ediyordu? “Bora amcacığım, nasılsınız?” derken arkada olan Eyfel Kulesini özellikle kadraja almaya çalışıyordu. 

“Neredesiniz?” dedi adam başını neredeyse camın içine sokacak kadar yaklaşarak. “Annenlere ve Şebnem’e gideceğinizi söylediğiniz otelde yoksunuz? Ora nere? Arkandaki duvar kağıdı mı?” -Elini kalbine koymuştu.
Burak Ali kafasını kaşıdı, “Hay Allah, hiç geleceğinizi düşünemedim ben ya, oraya gitmekten son anda vaz geçtik  inanır mısın? Keşke arasaydınız.”

Bora sinirle gözünü yumdu, “İnanmam!” diye bağırdı. “Neredesiniz Burak Ali? Hangi cehennemdesiniz? Kızım nerede?”
“Yanımda, güvende ve Paris’te,” dedi etrafı göstererek. “Nasıl güzel mi?”
Oradaki herkes aynı anda “Paris mi?”
“Ne?”
“Yuh!” diye nidalar çıkardılar.

“Bak annemleri de getirmiş peşinden görüyor musun? Hep boş zahmet. Arasaydınız söylerdim. Bu saatten sonra buraya da uçak yok, görüyor musun aksiliği? Hay Allah, tüh! Tıkılıp kaldınız orada.”
“Burak Ali Şimşek, o kızı benden isteyeceksin biliyorsun değil mi?”

Burak Ali dudağını ısırıp, yüzünü ekşitti, “Burak Şimşek isteyecek sevgilimi, o Cem Ernez’den nasıl kızını aldı biliyorsun değil mi?” göz kırptı, “Merak etmeyin, yarın akşam döneceğiz. Hadi görüşürüz,” diyerek telefonu kapattı ve kıza döndü. “Çok mu kötüyüm?”
Kız gülerek “Evet,” dedi. “İnanılmaz kötüsün. Babam o benim.”
“Beni çok seviyor, bak gerçek diyorum,” dedi ciddi olmaya çalıştığı ama çok da beceremediği bir ifade ile. “Babanın sevgisini gösterme şekli bi değişik sadece.”

“Burak Ali Şimşek, çok fenasın.”
“Ama acıktım,” dedi kızın dudaklarını ele geçirip, ateşli bir şekilde öperken. “Açken ben, ben değilim demek ki.”
“Bende çok acıktım,” diyerek aynı şekilde öptü onu kız.
Burak Ali dudaklarını ısırdı, “Bana bak, biz bu gidişle çok yaramaz bir çift olacağız ben sana söyleyim,” dedi bu sefer kızın dudaklarını ısırarak.

“Galiba. Dedene çekmişsin, benim de Bade babaannenin yanında büyüdüğümü hesaba katarsak, çok da uslu çocuklar olmamız beklenemez değil mi?”
“Çok haklısın sevgilim, çok büyük beklentilere girmesin kimse, bizden edepli bir çift beklentisi koca bir hayal kırıklığı olur. Hadi şimdi gidelim ve şu boynunda görmek için sabırsızlandığım hediyeni sana vereceğim akşam yemeğimizi yiyelim artık.”

***

“Kandırdılar. Resmen bizi kandırdılar,” dedi Bora sinirle önündeki içkiyi içerken.
İrem Eylül’e doğru eğildi, “Bunlar gerçekten Paris’te mi şimdi?”
Eylül de emin olmak için sosyal hesabına girmişti ki o an Burak Ali’nin art arda fotoğraflar paylaştığını görüp telefonu kadına çevirdi, “Artık eminiz. Paris’teler bu iki deli.”

Alihan Bora’yı izliyor, duyduklarına ise gülüyordu.
“Edepsiz senin bu oğlun. Yalancı!”
“Yani dedesine çekmiş yapacak bir şey yok. Kardeşi Sertaç Han daha akıl başındadır, ama Burak Ali tam bir kaçıktır,” deyip kahkaha attı. “Öyle bir film vardı değil mi? Gülşen Bubikoğlu‘nun, Necmiye ile Nazmiye kardeşler.”

HAYALLERİNİN PEŞİNDE * IŞIK SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin