18. BÖLÜM - SENİN İÇİN BÜTÜN ZAFERLERİM

5.3K 581 229
                                    

VE FİNALE DOĞRU...

*-*
Uzun bir süre boyunca Duru oğlunu sadece bir camın ardından izledi. Nakilden önce kemoterapi ile bedenindeki bütün hücreleri yok edeceklerdi. O acı çektikçe Duru paramparça oluyordu, o kustukça Duru fenalaşıyordu. Onun saçları döküldükçe Duru kendi saçlarını da yolmak istiyordu.


Burak Ali bir an bile oğlunun yanından ayrılmıyor, odadan çıkmıyordu. Her anında ona destek oluyor, uyuması için ona masal okuyor, müzik dinletiyordu. Ama oğlunun iyileşeceğine de, bu dönemi atlatacağına da inanıyordu.
Bu süreçte tüm ailenin haricinde Rosa ile Luca da Duru’nun yanından ayrılmamışlardı. Luca camın ardından Buğra’yı sürekli güldürmeye çalışıyor, başarılı da oluyordu.

Ve son gün Burak Ali odaya elinde bir makine ile girdi. “O ne?” diye sordu Buğra.
“Bu...” dedi elindekini sallayarak. “Baba-oğul arasındaki bir sır.”
“Nediy?”
“Şimdi bence şu saçlarımızdan bir kurtulalım ne dersin? Burada çok temizleyemiyoruz,” kulağına eğildi, “Ve çok yakında buradan çıkacağız. Bitlenirsek anne bizi eve almaz. Ne dersin, keselim mi saçlarımızı?”
Buğra ağlayarak başını aşağı yukarı salladı. “Tes. Dötüldü zaten hep. Çiykin odu Buyya.”

Onu kollarına aldı Burak Ali, “Çirkin olmadı Buğra. Buğra dünyadaki en güçlü çocuklar arasına girdi. İyileşiyorsun ve yakında ikimizin de saçları yeniden çıkacak. Anlaştık mı?”
“Tamam.”
Burak Ali getirdiği aynayı ikisinin önüne koydu. Önce kendi saçlarını kesti, sonra da gözyaşları içinde oğlunun saçlarını...

Duru ise camın ardında yere oturmuş, eli ile ağzını kapatarak ağlıyordu. O an kimse ona karışmadı, ‘ağlama’ demedi, diyemedi, susturmak için çabalamadı. Çünkü bir anne için bunun ötesindeki tek acı ‘ölüm’dü...

*

Duru heyecanla sedyeye yatarken yanda oğlu ona gülümsüyordu. “Anni teni özledim.”
Duru ağlayarak elini uzattı oğluna ve sıkıca tuttu, “Çok az kaldı bebeğim. Bende seni özledim. Hemde çok özledim. Yakında hiç ayrılmayacağız.”
“Kaydeşim bana ilaç veyecek bilyoy musun? Babam dedi.”
“Biliyorum bebeğim. O senin koruyucu meleğin.”

O sırada hazırlanan Burak Ali içeri girdi. “Duru şimdi rahmine doğru küçük bir kamera uzatacağız. Kordonunu kameradan görmemiz lazım ve tam o bölgeyi uyuşturup bebeğin kordonundan kök hücreyi alacağız. Kamerayı geçirirken biraz acı hissedebilirsin korkma.”
“Tamam. Hazırım. Korkmuyorum.” Şuan korktuğu tek şey çocukları için duyduğu endişeydi.
Kadını alnından öptü, “Başaracaksınız.”
“Başaracaksın.”

Gülümseyerek yerine geçti ve operasyon Sertaç Han’ın da katılması ile başladı. Kök hücre dört saat süren bir operasyonla kordondan alındıktan sonra Sertaç Han hemen bebeğin durumunu kontrol etti.
“Kızımız gayet iyi abi, sıra sizde,” dedi gülümseyerek.

Duru “Çok şükür,” diye rahat bir nefes verip, yandaki oğluna baktı.
Burak Ali başı ile onayladı ve hazırladığı oğluna gelen kanı naklettirmek için işleme başladı. Tüm işlem boyunca da gözünü bile kırpmadan oğlunun başında bekledi.

Ve saatler süren nakilin ardından oğlu yine aynı odaya alındı. Burak Ali kontrollerini yapıp, o uyuduktan sonra dışarı çıktı. Duru yanına geldiğinde ikisinin de gözlerinden yaşları akıyordu.
“Bitti bebeğim,” diyerek kadının yanaklarını tutup kendine çekti ve dudağına uzun bir öpücük bıraktı. “Bitti. En zoru atlattık.”
Duru inanamıyordu, adamın kollarında tir tir titriyordu, “Bitti mi gerçekten?”
“Bitti.”
Bora hemen yanlarına geldi, “Şimdi ne olacak? Bitti mi gerçekten, çıkacak mı?”

HAYALLERİNİN PEŞİNDE * IŞIK SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin