Adı neydi içimizdeki o coşkulu sevincin?
Sıcaklığı nasıldı güneşin?
Suyun verdiği o doygunluk,
Çileğin lezzetini,
Baharın kokusundaki o heyecanı,
Ben senden sonra hepsini unuttum...
‘Mutluluk’ adı altında ne varsa sildim yüreğimden.
Hani dışarıda delice bir fırtına kopar,
Yağmur gökyüzünden acelesi varmış gibi yağar,
Gök yer yüzüyle kavga eder, gürler, şimşekler patlar...
Ama sen evinde, sıcacık bir polara sarılmış sadece izlersin o taşkınlığı,
Sıcacıktır evin, şöminenden çıkan ses rahatlatır seni...
İşte seninle olmak öyle güven duygusuydu benim için...
Sensizlik ise, o yağmurda dışarıda olmak gibi perişanlıktı, sefillikti...-*-
Burak Ali gitarını alıp ona koyulan sandalyeye oturdu. “Benim bu dünyada tek hayalim var sanıyordum. Ama Duru, sen benim beklentilerimi çoğalttıkça çoğaltıyorsun. Doyumsuz bir yürek oldum sayende. Sen bana kendinden verdikçe, ben çok daha fazlasını beklemeye başladım.” Yüzünü buruşturdu, “Yüzsüzlük edip, bir şey daha isteyeceğim senden?”
Duru gülerek, “Ne istiyorsun?” diye sordu.
“Seni... Bir ömür benden bıkmayacak o yüreğini istiyorum. Bana döndüğün için teşekkür ederim.”“Döneceğim o kapıyı aralık bıraktığın için, o cesareti benim yüreğime ektiğin için ben teşekkür ederim Burak Ali.”
“Hayatımda bir ilk yaptım,” dedi utanarak. “Duru Şimşek, bu şarkı yalnız senin için yazılıp, bestelendi.” Sertaç dedesine baktı, “Beste için azıcık yardım aldım ama, sözler tamamen bana ait. Hayallerimin yapım aşamasında benim tek dayanağım, bugüne kadar elimi tutan tek kadınım, başımın en tatlı belası ve dünümün anısı, bugünümün rüyası ve geleceğimin tek ışığı ‘Hayalim’ şarkısı senin için yazıldı...”Işıklar sönüp, bahçedeki küçük fenerler yandı. Duru gözyaşları ile adama bakarken, bütün ailesi ikisini gülümseyerek izliyordu.
Ve Burak Ali gitarı ile önce müziğe sonra da sözlere giriş yaptı...“Sustuk...
Suskunluğumuzdan medet umduk...
Kaybolduk...
Ayrı ayrı tek başımıza yorulduk...
Yenildik...
Yendiğimizi sandığımız o duyguda savrulduk...
Hayaldik...
Gözlerindeki o ateşin sihriyle gerçek olduk...
Bugün mutluluğun düğünü var...
Uzat elini, yanıma gel ey aşk kokan yar...
Yarınım, geleceğim sana emanet...
Sıkı tut bakışlarımı, beni gözlerinle sar...
Benim teninde, ellerinde adım günahkar,
Büyük cesaret inan elini tutmak...
Bir gülüşün, o ateşin inan akla zarar,
Yeminim, tek hayalim olsun aşkında yanmak...
(Söz: Eda Hakverdi)Ve alkışlar duyulduğunda Burak Ali gitarı yere bırakıp kollarını açarak Duru’yu yanına çağırdı, o da bunu bekliyormuş gibi koşarak adamın yanaklarını avuçlarının içine alıp, dudaklarını öpmeye başladı.
Islıklar, ‘oooo’ sesleri arasında ikisi de mutlulukla birbirilerinin gözlerinin içine bakıyorlardı.
“Seni seviyorum tek hayalim.”
“Seni seviyorum bütün hayallerimi gerçekleştiren sihrim.”*
Herkes gittikten sonra Duru zar zor uyuttuğu kızını yatağına yatırıp görüntülü bebek telsizini alarak aşağı, terastaki kocasının yanına gitti. Burak Ali toplamadığı müzik sisteminden romantik bir müzik açıp, sesi kıstı.
“Uyudu sonunda.”
Burak Ali arkasına bakıp gülümsedi, “Bu kız aramızı bayağı açacak gibi.”
“Valla seni benden uzaklaştırırsa bizim onunla aramız açılacak gibi,” diyerek kıkırdadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALLERİNİN PEŞİNDE * IŞIK SERİSİ I - FİNAL
RomanceHayallerle gerçeklerin çakıştığı bir hayat... Hayali aşktı... Hayali bir tek o kadındı ve o kadın gitmeyi seçti, Adam da bıkmadan onu beklemeyi öğrendi... Çünkü biliyordu dönecekti... Çünkü her giden birgün dönerdi... Ama bilmediği kadın döndüğü gün...