Özlediniz mi? :))) upuzun ve çok değişik bir bölüm sizlerle :) Bakalım Burak Ali ne yapmış? Yorumlarınızın hepsini okuyorum. Geri dönemediğim için üzgünüm :( Ama çok severek okuyorum. Yorumlarda görüşürüz.
-*-
Gidişin yaktı, mahvetti beni.
Ama dönüşün var ya kadın,
Dönüşün yıkımımdı...
Dönüşün bir yıkımdı...
Ama bende yaktım gemileri,
Şimdi sözlerim de senin tufanın olacak!
-
Burak Ali oturduğu masada sıkıntıdan patlayacaktı. Hayır neden annesi zorlamıştı ki buraya gelmek için. Yeterince mutsuzdu, burada daha beter oluyordu. Sandalyesinde hafifçe kaykılıp telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı ki sohbetin içinde geçen isimlerle sadece bakışlarını o tarafa yöneltti.
“Ne yani annenle baban şimdi Duru’nun yanında mı Alihan?” diye inanamayarak sordu İrem.
“Evet. Bende anlamadım bu sabah gittiler. Hiçbir şeyde söylememişler. Onu görmek için gitmişlerdir her halde. Annemin Duru’yu nasıl sevdiğini biliyorsunuz.”
“Kapıyı açarsa görürler,” diye alay eder gibi konuştu Burak Ali.Alihan oğluna ayıplar gibi baktı. “Burak Ali!”
“Yalan mı? Dört yıldır biriniz gidebildi mi yanına? Ya da gidene kapıyı açtı mı?” dedi kendini göstererek, başını sağa sola salladı. Yeterince gergindi, daha fazla gerilmeyecekti. “Ben gidiyorum. Neden geldiysem-”
“Hiçbir yere gitmiyorsun!” diye bağırdı annesi.“Eylül sen neden toplanmamızı istedin? Bir şey mi vardı?” diye sordu İrem merakla.
“Birazdan söyleyeceğim ve sen Burak Ali Şimşek ben açıklayana kadar bekliyorsun.”
“Of!” içindeki sıkıntı onu yiyip bitirecekti. Günlerdir öyleydi zaten. Delirmek üzereydi. Geceleri uyuyamıyor, gündüzleri uykusuzluktan geberiyordu ama akşam olunca yine o lanet sıkıntı boynuna dolanıyor, onu uyutmuyordu. Bu ne garip bir döngüydü. Aklını kaçırmazsa iyiydi. Bu gece biter miydi acaba?***
Taksi siteye giriş yaptığında Duru derin derin nefesler alıp veriyordu. Yanında oturan Bade elini sıktı. “Sakin ol. En zorunu başardın. Dönmeye karar verdin. Bundan sonrası çok daha kolay. Oğlun iyileşecek. Babası ona ikinci kez hayat verecek.”
Duru sadece gülümsedi. -Ama beni asla affetmeyecek, diye geçirdi içinden. Haksız da değildi. Onun gittiği sebeplerde kendisi haklıyken, şimdi dönüşünde o hakların hepsini Burak Ali’ye devredecekti.Önde oturan Burak taksiciye, “Şu beyaz villa,” dedi evi göstererek ve taksici söylenilen villanın önünde durdu.
Buğra pencereden izliyordu her şeyi, fazla konuşkan, neşeli bir çocuk değildi ne yazık ki. Bu da buraya alışma sürecinde epey yoracaktı Duru’yu.
Duru kapıyı açarken korkudan elleri titriyordu. Oğluyla kendi önde Bade ile Burak da arkasında büyük bahçe kapıdan içeri girmişlerdi.Bahçede oturan kabalıktaki gözler yavaş yavaş ona çevrildiğinde her yer birden sessizliğe bürünmüştü. Kimseden çık çıkmıyor, herkes sadece kapıdaki kıza bakıyordu.
Burak Ali de sessizliğin verdiği merakla burnunu kaşıyorken başını kaldırıp baktığında gördüğü kişiye inanamadı, eli havada öylece kalmıştı. Kaşları çatıldı, merakla bakıyor, gerçek olduğuna kendini inandırmaya çalışıyordu. “O mu?” dedi kendi kendine sorar gibi. Peki ya yanındaki kimdi?İlk tepkiyi İrem verdi ve sevinçle koştu kızına. Ama kızını kollarına aldığında yanında duran küçük, masmavi, boncuk gözlerle ona bakan çocuğu görmesi ile sevincinin yerini korku ve telaş almıştı. Çocuk annesinin siyah hırkasını sımsıkı tutmuş, kalabalığa şaşkınlıkla bakıyor, azıcık da korkuyordu.
"Duru..." diyebilmişti sadece.Duru'nun o an sanki tüm gücü tükenmişti. Sadece "Oğlum çok hasta anne, onu iyileştiremiyorum!" diye acı ile inleyip annesine sımsıkı sarılmıştı.
İrem hiçbir şey diyemeden bir çocuğa bir kollarındaki kıza bir de arkasındaki Burak ile Bade çiftine bakıyordu. Bu çocuğun babasını ise sorgulamanın alemi yoktu. Gün gibi ortadaydı...
Öte yandan masadakilerde kızın gelişinin şaşkınlığını atlatamadan çocuğu görmeleri ile daha da büyük bir şaşkınlık yaşamışlardı.
Burak Ali ne konuşabiliyordu, ne sesini çıkarabiliyordu, ne de etrafta olup biteni görebiliyordu. Sadece kızla o küçük çocuğa bakarken, içindeki fırtınanın dinmesini bekliyordu. Duru’nun ağlaması ile birden ayağa kalktı ve babasının sözleri ile gözleri kocaman açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALLERİNİN PEŞİNDE * IŞIK SERİSİ I - FİNAL
RomantizmHayallerle gerçeklerin çakıştığı bir hayat... Hayali aşktı... Hayali bir tek o kadındı ve o kadın gitmeyi seçti, Adam da bıkmadan onu beklemeyi öğrendi... Çünkü biliyordu dönecekti... Çünkü her giden birgün dönerdi... Ama bilmediği kadın döndüğü gün...