Hüma: Yaw Samet Dayı.
Hüma: Sizin bu bardaklar nereden geliyor?
Marketçi Samet Dayı: Kutuların üstünde yazıyordu ama hatırlamıyorum kızım
Hüma: Dur ben geliyorum
Hüma: Hem cephemi müdafaa etmem lazım
Hüma: Cipsci kıza bırakamam orayı.
Hüma: Hem de çikolatam bitmiş
Hüma: Neyse sonuç olarak geliyorum.
Hüma çevrimdışı...
Marketçi Samet Dayı: Tamam evladım.
Marketçi Samet Dayı çevrimdışı...
_______________________________________Bahçede gördüğüm Kekiğe doğru yürüdüm.
"Kekik. Kızım. Günaydın nasılsın? Ben iyiyim. Şimdi bak. Bugün senin dönüm noktan. Sen bugün uçacaksın. Hatta bundan sonra her gün uçabilirsin."
Tavşanlar uçamaz diye bir şey yoktu bal gibi de uçabilirlerdi.
Ellerimin arasına aldığımda havaya kaldırdım. Uçak uçurur gibi koşarak uçurmaya başladığımda güldüm. Yüzüme vuran rüzgar onun biraz uzun kulaklarını havalandırıyordu.
Nefes nefese kaldığımda yere oturdum.
"Nasıldı? Bence çok güzeldi."
Gülerek konuştuğumda başının üzerine küçük bir öpücük bırakıp beyaz tüylerini karıştırdım.
"Benim şimdi markete gitmem lazım. Zulam bitmiş."
Son kez sarıldığımda yere bıraktım.
"Buralardan ayrılma kızım. Ben gelince sana havuç vereceğim. Görüşürüz kendine dikkat et."
Ellerimi cebime sokup yürümeye başladığımda bir yandan da etrafıma bakıyordum.
Yirmi yıldır hayattayım bu kadar güzel yer görmedim. Gerçi o biraz benim üşengeçliğimden olabilir. Evinde ayrılmayı sevmeyen biriydim.
İleride seksek oynayan çocukları gördüğümde oraya yöneldim.
"Ben de oynayabilir miyim?"
"Oynayabilirsin Hüma Abla."
Attığım taşı atlayıp sekerek ilerlediğimde geri dönüşte de aynısını yaptım.
"Hüma Abla çizgiye bastın."
"Basmadım."
"Bastın."
"Basmadım."
"Bastın Hüma Abla."
"Basmadım Oğuzhan."
"Oğuzhan ayağı çizgiye basmıyor ki nereden çıkardın?"
Arkadaşının dedikleriyle yere çöküp baktığında başını kaldırıp bana baktı.
"Basmamışsın."
"Tamam olsun. Siz oynamaya devam edin ben gidiyorum hoşçakalın."
Yoluma devam ettiğimde sonunda hedefimi görmüştüm.
Marketin kapısını yaslanıp ittirdiğimde artık içerideydim.
Hoplayarak çikolatalar ile dolu koridora girdiğimde elimi Karam kutusuna attım. Dört Karam elime sığdığında kasaya doğru ilerledim. Gördüğüm bardak kutuları ile oraya doğru yürüdüm. Buraya geliş amaçlarımdan biri de buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bardak | Texting
Spiritualalhukan: Sen alhukan: Evet sen. alhukan: Olum millete niye yalan atıyorsunuz? alhukan: Kırılmaz bardak dedik bağrımıza bastık alhukan: İki tekmelenmeye dayanmadı. denizvakar_kuray: Kimsiniz?