Sessiz sakin ve gün batımını misafir eden mahallenin sokağında, iki araba durdu.
Araba sesini duyan Ulya Hanım ise çoktan oğlunu karşılamak için kapıya çıkmıştı. Ve diğer mahalleliler de.
"Oğlum."
Faris arabadan indiğinde annesine doğru yönelmiş ve hızlıca kolları arasına almıştı onu.
Sıkı bir sarılmanın ardından arkadaki arabada olan kişiler de inmişti.
Faris ile aynı akademide okuyor olan Dünya ve genç adam ile akademiyi bitirmiş, yakın arkadaşlarından olan Dünya'nın abisi Bora da Ulya Hanıma ilerleyip elini öpmüştü.
"Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk."
"Nasılsınız evladım?"
"İyiyiz. Siz?"
Gençlere sorulan sorular ile tam yavaştan sıkılmaya başlayacaklarında Kamil Amca konuşmuştu.
"Çocukları sıkmayın. Daha yeni geldiler bir dinlensinler sonra rahat rahat alırsınız sorgunuza."
Faris başını önüne eğip güldüğünde Dünya ve onun arkasında kalan Bora da gülmüştü.
"Haydi haydi içeri geçin. Masa hazır."
Gençler başlarını sallayıp içeriye girdiği sıralar Meyra da evine girmişti hızla.
Odasına çıktığında kızlar bu ani girişe anlam verememişti.
"Meyra. Ne oldu? İyi misin?"
Genç kız odasındaki mp3'ünü alıp tekrar dışarı çıktığında cevap vermemişti arkadaşlarına.
Gördüğü görüntü o kadar kalbini acıtmıştı ki sebepsizce.
Nedenini bilmiyordu. Ama acıtmıştı işte.
Düğmeye öylesine bastığında bir şarkı doldurdu kulaklarını.
Sanki canını daha da acıtmak ister gibi.
Sesim çıkmaz anla halimden
Yaram çok derin kanar her yerinden
Merhem yoktur cümle alemde
Soran olsa akar gözlerimdenNereye gideyim nasıl edeyim
Benim senden tek bi'dileğim var
Otur yanıma bekle duyana kadar
Gidenlere kanıp sende meyletme
Giden gitsin sen kal ölene kadarDilim lal olur ardın bakarken
Zamanı yok ki her ayrılık erken
Gönlüm yorgun nasıl çare bulsun
Diğer yarımı bulmuşum derkenNereye gideyim nasıl edeyim
Benim senden tek bi dileğim var
Otur yanıma bekle duyana kadar
Gidenlere kanıp sende meyletme
Giden gitsin sen kal ölene kadar
Sakın gitme biz ölene kadarAklını işgal etmişti.
Gözlerini kapatsa o görüntü, açık tutup istemese de düşünse yine aynı görüntü.
Faris.
Ve yanında onunla yaşıt gibi görünen bir kız.
Faris'in başını önüne eğip gülümsemesi.
Kızın da ona katılması.
Bu acıtmıştı işte genç kızın canını.
Nedenini bilmiyordu. Acıyordu sadece.
Aradan geçen saatler ile Faris kendini dışarı atabilmişti.
Genç kız bankta dolan gözleri ile otururken genç adam yürüyüşe çıkıp da ileride gördüğü Meyra ile oraya adımladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bardak | Texting
Spiritualalhukan: Sen alhukan: Evet sen. alhukan: Olum millete niye yalan atıyorsunuz? alhukan: Kırılmaz bardak dedik bağrımıza bastık alhukan: İki tekmelenmeye dayanmadı. denizvakar_kuray: Kimsiniz?