5

1.3K 124 104
                                    

"Seni var ya. Parçalarım. Ne demek bizsiz stalk işine başlamak. Ha bir de üstüne bulmuşsun aradığını amacına da ulaşmışsın. Seni arkadaşlıktan reddederdim de dua et ponçik bir kalbe sahibim."

Ayışıl, Eda ve Meyra sabahın köründe başımda bittiğinde sadece onları dinleyebilmiştim uykulu gözlerle.

"Hı, ne?"

"'Hı, ni?' dersin tabi. Kim bilir saat kaça kadar uğraştın."

"Tamam Ayışıl sakin ol. Kim peki? Ya da ne yapacaksın?"

Meyra'nın sorusuna ona dönüp cevap verdim.

"Yaşlı bir amca aslında ulaştığım kişi. Ama işte sorun da burada. Ben dayılarımla konuştuğum gibi konuşamam ki."

Eda sorusunu sordu bu sefer.

"Bir oğlu falan var mı acaba?"

"Ya abi. Konuştuğumuz konuda geçen amca kim Allahınızı severseniz?"

"Bardak firmasının kurucusu olan Orhan Kuray amca. 56 yaşında bir dayımız. İki tane çocuğu var."

"Anladım tamam. Çocuklarının cinsiyetleri?"

"Bir oğlu var. Bir tane de küçük kızı."

"Bir şey diyeceğim. Neden bardak firmasının sahibine yazıyoruz? Yani neden böyle bir işe kalkıştık?"

"Çünkü hem işsizim. Hem de bardaklar için minik bir açıklama yapmak istiyorum. Gerçi işsiz olmam daha büyük bir etken. Ya aslında tam olarak da emin değilim bu konuda. Büyük ihtimal yazmam."

Kızlar birbirlerine bakıp güldükten sonra bana döndüler.

"Tamam. Hadi kalk sen elini yüzünü yıka sonra da aşağı inelim."

"Siz inin. Ben lavaboya gideyim."

Yatağımdan kalkıp lavaboya girdiğimde elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde babamların çoktan masaya oturmuş olduğunu gördüm.

"Günaydınlar güzel ailem. Nasılsınız bakalım?"

"İyiyiz Hüma Hanım. Siz nasılsınız?"

"Ben de iyiyim Babam Bey. Notlar arasında yuvarlanıp gidiyoruz işte."

Güzel bir kahvaltıdan sonra masayı topladığımızda dışarı çıkmak istemişti kızlar. Ben de odama çıkıp üstümü değiştirdiğimde aşağı inmiştim.

"Ee sizde durumlar ne?"

Ayışıl, başını telefonundan kaldırdığında cevap verdi.

"Hı? He. İyi. Sizin nasıl?"

"İyi. De sizin ne bu haliniz?"

Eda ve Meyra'ya baktığımda onlar da başlarını telefondan kaldırıp baktı bana.

"Ne varmış halimizde?"

"Oğlum madem telefona bakacaksınız ne diye dışarı çıkmak istediniz?"

Kollarımı iki yana açıp konuştuğumda telefonlarını ceplerine koydular.

"Tamam bıraktık. Gel."

Kollarına girdiğimde yürümeye devam ettik.

🌸🌸🌸

"Hüma telefonunu bana versene iki dakika. Fotoğrafları yükleyeceğim."

Uzanıp masanın köşesinde duran telefonumu aldığımda Eda'ya uzattım.

Önümdeki özete yazmaya devam ettim.

Bardak | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin