14.BÖLÜM: Büyük Teklif

4.6K 314 23
                                    

Daha gözlerimdeki yaşlar kurumadan yeni bölüm sizlerle...

          ~~~~~~~
   Taşa dönmüş bir yürek intikam almadan parçalanmazdı.

Hakan'ın acıdan taşa dönen kalbi, Emre'nin kalbini de kendi kalbi gibi tuzla buz etmeden parçalanmayacaktı.

Aylardır planını ilmek ilmek işliyor, küçücük bir hatanın olma ihtimaline bile izin vermiyordu. İntikam ile işlediği her ilmek,  günü geldiğinde  Ruşendil ve Emre'nin yüreğini acıdan kan revan içinde bırakacaktı.  Kendisi nasıl yandıysa onları da cayır cayır yakacak ama öldürmeyecekti.

Adımlarını Emre'nin çalıştığı hastaneye doğru atarken, attığı her adım yaklaşan felâketin habercisiydi.

Hastanenin acil kapısından giren Hakan, geçmişte yaşadığı acı hatıraları aklından silmeye çalışsa da yapamamıştı. Gözünden akan bir damla yaş yanağından süzülüp yok oldu.

Danışmaya Emre'yi acil görmesi gerektiğini söyledi. Görevli Emre'nin ismini ve danışmaya gelmesi gerektiğini söyledikten sonra Hakan bir kenara çekilmiş onun gelmesini beklemeye başlamıştı.

Emre anonsu duyduğunda önemli birşey olduğunu düşünüp hastasını arkadaşına teslim ederek danışmaya doğru yürümeye başladı. Adımları onu yepyeni hayatına yaklaştırıyordu ama ne yazık ki bundan bi haberdi.

Hakan, Emre'nin geldiğini gördüğünde birkaç adım attı. Ve kurbanı artık karşısındaydı.

Emre ise Hakan'ın geldiğini görüp ellerini yumruk yaparak içindeki öfkeye karşı sakin kalmaya çalıştı ve ona doğru birkaç adım atıp öfke saçan gözlerini, gözlerine dikti.

" Senin ne işin var burada? "

Hakan alaylı bir gülümsemeyle bir elinde dosyaları varken diğer eliyle Emre'nin sol omzunda sanki toz varmış gibi silkeleyip bir adım geri çekildi.

  " Önce bir hoşgeldin der insan. Bu kadar kötü misafir ağırladığını bilmiyordum. "

Emre dişlerini sıkıp elini havaya kaldırsa da birşey yapamadı. Kimsenin duymayacağı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

" Ulan şerefsiz! Sana bir daha karşıma çıkma demedim mi?! Benimle ne derdin var?! "

  Hakan elindeki dosyaları gösterirken alaycı gülümsemesi halâ yüzünde bir maske gibi takılıydı.

" Bu defa seninle değil karın Ruşendil ile bir derdim var. "

Emre'nin kayışları bu son sözlerle kopmuştu. Onun gibi bir pisliğin Ruşendil ile ne derdi olabilirdi? Onun adını o pis ağzına nasıl alabilirdi?

" Ulan seni gebertirim! Karımın adını bir daha ağzına anma! " diyerek Hakan'ı yakasından tutup duvara yapıştırdı. İş yerinde de olsa hiçbir şey umrunda değildi.

Hakan başını iki yana sallayıp Emre'yi ittirerek kendinden uzaklaştırdı.

"Ben senin yerinde olsam bana nazik davranırdım. Birazdan duyacaklarından sonra..."

" Lafı ağzında geveleme anlat ne anlatacaksan! "

" Yürü. "

Hakan önde Emre arkada birlikte hastane bahçesine çıktılar. Bahçeye göz gezdiren Hakan, sessiz ve kimsenin olmadığı bir yeri gözüne kestirip oraya doğru yürümeye başladı. Emre de hiçbir şey demeden onu takip etmeye devam ediyordu.

Banka oturan Hakan, elindeki dosyaları Emre'ye doğru uzattı. Emre Hakan'ın uzattığı dosyaları alıp sorgu dolu bakışlarını ona çevirdi.

" Bunlar ne? "

RUŞENDİL (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin