15.Bölüm: Tutsak

4.4K 327 33
                                    

Geç de olsa yeni bölüm geldi canlarım keyifli okumalar.  Bir hatam olursa affola.🙏
~~~~~~

" Bu kızın burada ne işi var Zeynep Hanım?! "

Zeynep Hanım misafielerine endişeli gözlerle bakıp hızla gelini Ruşendil'in yanına gitti ve onu kolundan sıkıca tutup misafirlerin birkaç adım uzağına sürükledi.

" Sen bana hesap mı soruyorsun?! Hadsiz! Saygısız! Kendine gel yoksa ben seni kendine getiririm! "

  " Zeynep Hanım! Benim yaşadığım eve kocamın evlenmesini istediğiniz kızı misafir kabul ediyorsunuz! Asıl siz saygı sınırlarınızı aşıyorsunuz! "

Ruşendil öyle çok sinirlenmişti ki kalbi neredeyse yerinden çıkacaktı. Kaç gündür hem Emre'nin garip hallerine ve sözlerine katlanıyor hem de işe başladığı yeni okuluna ve öğrencilerine alışmaya çalışıyordu. Bu yaşadığı olay ise artık bardağı taşıran son damla olmuştu.

  Zeynep Hanım keyifle kahkaha atıp Ruşendil'in yıkalacağını bildiği o acımasız sözleri sıraladı.

  "Yazgı'nın bu gelmesini ben değil Emre istedi. "

Ruşendil'in kalbi duyduğu kelimeler ile resmen kurşuna dizilmişti. İçinden bir ses inkâr ediyordu. Emre böyle birşey yapmaz diyordu. Ama o diğer ses... Ruşendil o sesi dinlememeliydi. Eğer dinlerse sevdasın hükmünü kendi elleriyle verecekti.

İçinden " Güçlü ol, sakın ağlama Ruşendil. Zeynep Hanım yine her zamanki gibi oyun oynuyor. "Diye kendine güç veriyor, ellerini yumruk yapıp sakinleşmeye çalışıyordu.

Yazgı ve annesi Yeşim Hanım, Ruşendil'i alaycı ve acıyan bakışlar ile izlerken Yazgı içinden Emre'nin böyle bir kız ile nasıl evli kalabildiğini düşündü. Neyse ki çok kısa bir zaman sonra has karısı kendisi olacaktı.

Ruşendil başını dikleştirdi. Her ne olursa olsun başını eğmeyecekti.  Sesinin pürüzlü çıkmasına engel olamadan konuşmaya başladı.

" Size inanmıyorum. Emre geldiğinde, ona sorarız. Bakalım o mu çağırmış? Yoksa siz mi çağırmışsınız? "

" O zamana kadar gözümün önünden kaybol! Odana çık ve Emre'nin gelmesini bekle! "

"Hayır! Ben de sizinle burada bekleyeceğim! "

" İnat edip de benim canımı sıkma Ruşendil! Sana ne diyorsam onu yap! "

" Hayır Zeynep Hanım gitmeyeceğim! "

Zeynep Hanım misafirlerine ayıp olmaması için daha fazla diretmemeye karar verdi. Ruşendil'in kolunu daha da  sıkı tutarak onu salondaki tekli koltuklardan birinin önüne resmen attı.

Ruşendil yere düşmekten son anda kurtulup elleriyle tekli koltuğu bularak oturdu. Göğsünde hiç dinmeyen bir yangın vardı. Kalbinde ise ince bir sızı. Korkuyordu, deli gibi. Emre'nin bu kadını evlerine çağırmış olması korkusu sarmıştı bedenini. Eğer ki bu doğruysa ölürdü. Daha ona sevdiğini bile söyleyemeden başka bir kadın ile paylaşmaktansa ölmeyi tercih ederdi.

Zeynep Hanım geri yerine oturduktan sonra misafirleri ile sohbet etmeye kaldığı yerden devam etti. Bir gözü de Ruşendil'deydi. Bir saygısızlık yapıp kendilerini rezil etmesinden korkuyordu.

Emre nöbetinden çıktığında, annesinin ısrarı yüzünden konağa gitmek üzere arabasına bindi. Günlerdir Ruşendil'den olabildiğince kaçıyor, ona soğuk davranıyordu. Oysa yüreği öyle miydi? Ondan uzak kaldığı, kalmak zorunda olduğu her saniye yüreği cayır cayır yanıyordu.

Kalbinin acısını, Ruşendil'i bırakmak zorunda oluşunu, onu deli gibi sevdiğini unutmak için günlerdir kendini rakı masasına atıyordu.

Oysa ki rakı aklını uyuşturuyordu, kalbini değil. İnsan aklını yitirse bile yüreği nasıl unuturdu sevdiğini?

RUŞENDİL (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin