2

5.3K 482 534
                                    

Serpil'in yüzünden evde su yoktu. Duş alamamıştım ve alternatif bir çözüm bulmam gerekiyordu. Kıyafet yığını arasında kaybolmuş telefonumu sonunda bulup çantamdan çıkardım. Rehbere girdim. 

Gökalp, Gökalp, Gökalp... Neredesin, hah, buradasın.

Arama tuşuna bastım. Hızlı adımlarla onun evine doğru yürüyordum. Bu saatte uyanık olmasının imkanı yoktu ama şansımı denemek zorundaydım, başka çarem yoktu.

Telefonun sesiyle uyandığı belliydi. "Noldu?"

"Gökalp. Duş. Acil. Sana geliyorum."

Koştura koştura karşıdan karşıya geçtim. Korna çalan arabalara el hareketi çektim. Hiçkimseyle uğraşacak halim yoktu. 

"Ya, ben evde kalmadım ki güzelim."

İnsanın erkek arkadaşının hiçbir işe yaramaması ne kadar üzücüydü değil mi?

Koşturur halim bu cümlenin ardından sakinledi. Olduğum yerde durdum. "Harika."

Esnedi. "Napacaksın ki duşu, nereye gidiyorsun bu saatte? Yat uyu. Ya da buraya gel, bizimkilerle takıldık dün akşam."

Ellerimi saçlarımda gezdirdim. Gökalp fos çıkmıştı, her zamanki gibi ve yeni bir fikir üretmem gerekiyordu.

"Okula başlıyorum hani. Bugün ilk gün. Eylül ayındayız, eylül ayında okullar açılır..."

İğneleyici sesim onu ayıltmaya yetmemişti. "Doğru. Eskiden ne kolaydı hep birlikteydik sen benimle çalışırken. Nereden çıktıysa bu okul işi? Atafen miydi neydi, o değil mi?"

Derin bir nefes alıp verdim. Erkenden okula gitmekten başka çarem yok gibiydi. "Atagül. Biliyorsun değil mi, senin gibi ilgili bir sevgili bulmak bu devirde çok zor."

Güldü. Öksürükle karışık bir gülmeye dönüştü telefondan gelen ses. "Ben kapatıyorum," dedim.

"Boş şans ilk günde."

Ya tabii, çok teşekkür ederim.

Okul binası çok uzak değildi ama geçilen her durakta evin saçmalıklardan bir bir arındığımı hissedebiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okul binası çok uzak değildi ama geçilen her durakta evin saçmalıklardan bir bir arındığımı hissedebiliyordum. Birkaç saatliğine de olsa unutturulan gerçeklikler hoştu. Bambaşka biri olup bambaşka bir hayatım varmış gibi davranabiliyordum çünkü. Çocukluğumda ürettiğim ilk oyundu bu, oynamaya ise on sekizinci yaşımda hala devam ediyor olmam gülümsetmeli miydi yoksa acınası mıydı? İşte ona karar veremiyordum.

Kulaklıklarımı çıkarttım. Okulun güvenliğine yaklaştım. "Günaydın," dedim.

"Yeni kayıt mı?" diye sordu.

"Evet. Çok mu belli oluyor?" diye sordum gülerek. Aramı iyi tutmam gerekiyordu, özellikle de planımda işime yarayabilecek insanlarla.

"Bu kadar erken gelen bir kişi olur genelde, o da spor salonunu kullanmaya. Alıştık artık, kaç yıldır buradayız."

Arkada KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin