Aldığım sandviçi bile bahçeye kurduğum bu aptal standda yemiştim ama tek bir kişi bile hala gelip ismini yazmamıştı.
Evet, tüm öğle aramı buna harcamıştım.
Hoş, şaşırmamıştım da. Dünyanın en sorumsuz gençlerinin tek bir yere toplandığı bir ortamdan bahsediyorduk. İnsanlara ismini sorunca bile garip tepkiler veriyorlardı. Kimilerinin tek derdi hapse girmemekti ki, bu profile gelip üniversite tercih tanıtım haftası organize etmenin önemini kavratmak ne kadar zor olabilirdi (!)
Dürüst olmak gerekirse aklımın bir kısmı hala bir saat önce gördüğüm resim sınıfındaydı. Tüm dünyaya yabancıyken bir anda, tek bir saniyeliğine de olsa ilk kez "acaba bu sefer doğru yerde olabilir miyim?" diye sordurmuştu bana. Bu çok güzeldi.
Demek ki benim gibiler için bile hala ümit var demekti.
Bir yerlere ait olabilmek için, bir şeylerle uğraşmak için, kendimi sevebilmek için.
"Öğrenci Birliği Alımları mı?"
Dolunay'ın sesiydi. Standın önünde duruyordu.
Gözlerimi ondan kaçırdım. Etrafa, insanlara bakıyor ve potansiyel adayları yakalamaya çalışıyor gibi gözükmeyi tercih ettim. "Herkes son bir saattir yeterince dalga geçer şekilde bakıyor zaten. Arttırmanı gerektiren bir el değil bu," dedim. "... Standın önünü kapatmazsan belki gerçekten ilgilenen birileri gelir."
Güldü. "Neden bu kadar sertsin?"
Cevap vermedim. Omuzlarımı silktim.
"... Belki katılmak istiyorum."
Gözüme gelen güneşi engellemek için elimi alnıma siper ettim. Ona baktım. "Gerçekten mi?"
"Hayır tabii ki."
Gözlerimi devirdim. Hiç konuşmadığımız, sadece duşta karşılaştığımız günler çok daha keyifliydi. Çünkü O ZAMANLAR HİÇ KONUŞMUYORDUK VE HAYAT DAHA HUZURLU BİR YERDİ.
"Komikmiş. Kızları da mı böyle düşürüyorsun?" diye sordum.
"Kızları düşürmüyorum."
Ellerimi havaya kaldırdım. "Tercihlere saygı duyarım," dedim.
"Hayır, öyle değil," dedi.
Dalga geçme sırası bendeydi. "Gay olmak gocunulacak bir şey değil. Zevkler ve renkler tartışılmaz. Saygı duyar hatta takdir ederim," dedim.
"Ada..." Sesindeki alaycı ton gitmiş, yerini soğuk ciddiyete bırakmıştı.
Bakışlarımı hala ondan kaçırıyor, etrafa bakınıyordum. Adımı tekrar etti. Yine bakmadım.
Masaya eğildi. Eliyle çenemi tutup ona bakmamı sağladı. "Böyle konuşursan bu okulda başına mutlaka iş açarsın," dedi.
Parmaklarını çenemin altında hissediyordum. Eli çok soğuktu. Benim de kanımı dondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkada Kalanlar
Novela JuvenilYıllarca yetimhanede büyümüş Ada, kendisini çocukken terk eden ailesinden intikam almak isteyen zeki, asi bir genç kızdır. Alacağı bu intikamı yıllarca planlamıştır ve bunun için biyolojik babasının tek oğlu Rüzgar'a yakın olması gerekmektedir. Ada...