23

1.7K 241 141
                                    

bölüm şarkısı:

shouse - love tonight

*

- Dolunay'ın Ağzından -

Ada'yla yaptığım konuşma, ona gece gönderdiğim mesajla tabii ki bağlantılıydı. Okuyup okuyamadığını görmem gerekiyordu.

Şanslıydım ki silmekte çabuk davranmıştım.

Ufak bir selamlaşmanın ardından onu sınıfına bırakıp spor salonuna geçmek üzere aşağıya iniyordum. Tek cümlesinde ne kadar teste tabi tutulduğunun farkında mıydı, şüpheliydim. Gözünden çok şey kaçmayan biriydi Ada. "Zeki kızsın," derken gerçeği söylüyordum. Aynı anda birden fazla şeyi düşünüp ona göre hareket eden bir yapısı vardı. Kafası hep doluydu. Hep ama. Belki aynı şey benim için de bilmukabele söylenebilirdi ama en azından benim için basketbol vardı. Kafamı boşalttığım, kendimi yalnızca oyunuma verdiğim özel, güvenli bir alan... Ada'nın neyi vardı, kimi vardı bilmiyordum. Esasında erkek arkadaşı vardı, doğru, bunu göz ardı edemezdik. Belki de kafa dağıttığı yer onun yanı olabilirdi. Yine de yeterli gelmiyor gibiydi sanki. Hep yorgun, hep mordu gözlerinin altı. Sabaha kadar resim çiziyor olabilirdi, onu Depo'ya götürmek için odasına girdiğim gün yerdeki kağıt parçaları buruşturulmuş, katlanmış, kimi zamansa ortadan ikiye ayrılmıştı. Yine de onun da Ada'nın güvenli alanını oluşturduğunu sanmıyordum çünkü yeterince resim yapmıyordu. Görmemiştim.

Boş zamanlarında ne yaptığını merak ediyor olmamın rutin karakter analizlerimden ibaret olduğunu düşünerek vicdanımı rahatlattım. Ne konularda benziyor, ne konularda tamamen zıtlaşıyor olduğumuzu ancak tahmin edebilirdim. Bilmiyordum. Onun hakkında ortaya atılmış birtakım bilgiler vardı ama o kadardı. Ada Oğuz şu sokakta yaşayan şu yaşındaki motorcu kızdı. Herhangi bir lise öğrencisi ergenin kendini dışarıya ispatlama ça. basından eser yoktu ortada. Sürekli kendini gösterip kendi zevklerini kabul ettirmeye, onaylanmaya çalışmıyordu. Bence ihtiyacı da yoktu ki bunu o çok iyi biliyordu. Girdiği odada sönük kalmak için fazla dolu bir kadındı. Neden hala kendi krallığını oluşturmamıştı?

Bu okul, ancak kendilerini yönetebilecek o lideri bulduğunda bir silahtı. 

Zeki biri için bu ne zor ne de uzaktı.

Aden'le Ada'yı aynı karede görmek zordu. Bir çöplükte tek horoz öterdi ve ne yazık ki ikisinden birinin sessiz kalıp boyun eğmesi mümkün değildi. Ada'nın müdahil olup ortalığı çoktan karıştırmış olması gerekirdi. Karakterine uyan şekilde liderlik için adını ortaya koyması, gerekirse Aden'e meydan okuması. Bunu yapmamıştı, yapmıyordu. Bunun yerine Hazal'ı matematik çalıştırıyor, Rüzgar'ı hastanede ziyaret ediyor, belki de evde huzur bulamadığından okula gelip duş alıyordu. Etliye sütlüye karışmayan, kendi halinde, sert çıkışlarıyla şahsına münhasır bir karakterdi fakat gösterdiğinden çok fazlasına sahipti. Gizleniyordu. Gözlerindeki ışığı seçebiliyordum. Koridorun öteki ucundan gözüküyordu. Ada Oğuz. Bu okulun asla unutmayacağı isimlerden biri olabilecek güçteydi. Neden kullanmıyordu?

Çantayı soyunma odasına bıraktım. Ayakkabılarımı değiştirdim. 

Basketbol topu elimde, sahaya çıkmaya hazırdım. 

Sektirdiğim her saniye boş salonda yankılanıyordu. Yankı büyük bir kısmı salonun tribününden etrafa yayılıyor, bir kısmı sekiyor ve olduğum yere geri dönüyordu.

Arkada KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin