1. Bölüm

1K 488 585
                                    

ilk hikayemin ilk bölümünde sizlerle beraberim sevgili okurlar. Öncelikle hepinize bu hikayeye bir şans verdiğiniz için teşekkürlerimi sunar, hoş geldiniz diyorum. Umarım nice okurlara ulaşırız, hepinizi seviyorum ve keyifli okumalar diliyorum...


*Ölmek istemiyorum ama bu şekilde yaşamak da istemiyorum, sadece bir şeyler hissetmek istiyorum.*

Depresyon, sürekli üzüntü halinde ve hiçbir şeyden zevk almamaya deniyor. Benim hissettiklerime bunlar mı deniyor yani, Ben böyle mi hissediyorum?

Kendimden bile emin olamıyordum. Kendimi bilmiyordum, âdete yabancıydım. Hiçbir zaman kendimi bilememiştim ki. Kimdim ben?

Aynaya boş bakışlarımı atarken ellerimi lavaboya dayamış iyice eğilmiştim, sanki kendimi ilk defa görüyor gibi.

Hayır... Sen sürekli böyle hissetmiyorsun bu ev ve içindeki böyle hissetmene neden oluyor diye yanıtladı iç sesim.

Kendime gelmeye çalıştığımda gene rüyama aklım gitmişti. Her zamanki gibi beyaz elbise, koşan bir adet ben, açık alan, iki adet kötücül klonlarım, son bir ses "tarafını seç" öyle bir sesti ki bu her yerden yankılanan adeta içler ürperten bir tını.

İçimden ürperti geçmişti.

Odanın sessizliğini ondan önce kalkmış olduğum alarmım doldurmaya başladı. Ellerimi dayadığım lavabodan kaldırıp yüzümü yıkadım buz gibi suyla, beni çabucak kendime getirmesi için. Oyalanmayı bırakıp işe gitmeliydim, zaten koca evi geçindiren bir bendim bundan da olursam aç kalacağımız kesindi o kadınla.

İsmimi bile söylemek istemediğim o varlıkla yüz yüze gelmeden şu evden gitmek istiyordum ama pek mümkün değil gibi. Odanın dışında duyduğum tabak, çanak sesi de bunu kanıtlar nitelikteydi.

Kıyafetlerimi giymiş dış kapıya ilerlerken içimden bir ses benden para isteyeceğini söylüyordu. Konuşması da geç kalmamıştı zaten, nefret ettiğim o tiz sesini duydum.

"Para lazım bana."

Derince soluklanıp gözlerimi kısa bir süre kapatırken ağır bir şekilde geri açıp onun tiksindirici görünüşünü izledim.

Dünden kalma askılı kırmızı elbisesi ve elinde bir kupa kahveyle salonun kapısına yaslanmış tıpkı benim gibi boş bakışlarla bakıyordu. Ona mı çekmişim acaba?

"Bana da lazım ama yok işte." Omuz silkip geri kapıya dönerken kulpu çevirmiştim ki kolumdan tutup kendine çevirdi Selvi Hanım.

"Ciddiyim ben iş başvurum var ama taksi param bile yok."

"Otobüsle git mesela?" Kolumu elinden kurtarıp aşağıdaki korna sesleriyle hızla ayakkabılarımı geçirdim ayağıma.

"Rüya ciddiyim ben!? Her gün iş bul demeyi biliyorsun madem ver parayı."

Sabrım son demlerinde, sınanırken son kez ona döndün. "Bu benden kaçıncı isteyişin? Cebimde sadece kira parası var. Salak mıyım ben? İçkilerin için biraz daha mı yatırım yapıyım? Ne halin varsa gör. Gerekirse yürüyerek git."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
 SERUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin