15. Bölüm

298 234 17
                                    

Uzun bir süre sonra yine geri döndüm. Kötü bir dönemden geçtiğim için bu kadar uzun sürdü. Bir türlü bilgisayarı elime alamıyordum. Sonunda başardım :)

Keyifli okumalarr....

*Hislerimle konuşnaya çalışıyordum ama bildiğim tek şey seni yakınımda istiyor olmam.*

----

"Bu da ne demek şimdi?"

Saniyeler süren bu bakışma benim için asır gibi gelmişti. Onlar karşımda durarak benden bir cevap bekliyordu. Bense gittikçe artan çınlamanın geçmesini bekliyordum.

Dışardan nasıl görünüyordum bilmiyorum fakat Karan bana doğru endişeli bakışlarla ilerlediğinde elimle durması için işaret bırakmıştım hızlıca.

"Konuşmayı kesin."

Hemen şimdi konuşmayı bırakmalılardı, yoksa bir lav gibi artan çınlamadan dolayı patlayacaktım. Karan bana doğru yaklaşmaya çalıştıkça çınlama daha çok artıyordu sanki.

Onlara sırtımı dönerek ellerimle kulaklarımı kapadım, biraz geçmesi ümidi ile.

"Hiçbirimiz konuşmuyor Rüya'm"

"Sus dedim, susun!"

Kriz geçiriyor olmalıydım ve yanımda tek bir ilaç yoktu. Böyle bir yerde kendime nasıl gelebilirim bilmiyordum.

Arkamdaki bakışları göremesem de seslerini duyuyordum. Hepsinde aynı düşünce geziyordu: Merak.

"Kendini kontrol edemiyor, ona yaklaşma bence yoksa kendini uçarken bulursun dostum."

"Ne yapayım? Böylece kriz geçirmesine izin mi vereyim?"

Tek beynimin içinde değil sesli olarak da duyduğum Rüzgar ve Karan'ın konuşmaları beni daha da gerer olmuştu. Kendimi kaya parçasına yaslayarak derin nefesler almaya çalışıyordum ama bunun bile faydası yoktu.

"Sesime odaklan kıvırcık, sadece benim sesime! Bir hisse tutun ve sakin olmaya çalış."

Rüzgar'ın uzaktan gelen yüksek sesine tıpkı dediği gibi dikkatimi vermeliydim. Buna ne kadar uğraşsam da bir faydası olmuyordu. Sanki biri kulağıma dua üflüyormuş gibi çıkan sesler ve çınlama gitmek bilmiyordu.

Bunun bir işe yaramaması üzerine tıpkı söylediği gibi bir hisse yönelmek istedim. Duyduğum sesleri teker teker ayırt etmeliydim ki bu da çınlamaya odaklanmak oluyordu.

Çınlamadan dolayı yüzümü sinirle buruştururken yaslandığım taş parçasına sert bir yumruk geçirmiştim.

Geçirdiğim yumruğun sakat bileğime ait olduğu yeni beynime düşerken acısı kulağımın çınlamasını bile geride bırakarak derin bir sızıyla inletmişti beni.

Ayağımla kayaya tekmeyi geçirip yaslandığım yerden geri gittiğimde arkamda ki Karan olduğunu tahmin ettiğim sert bir göğse toslamıştım.

Onlara ait olan sesler ve çınlama yerini kaybettirmişti sonunda. Krizi atlatabilmiştim. Hem de ilk defa bir ilaca gerek duymadan. Sadece üstünlük sağlayan başka bir acıyla üstelik... Yüzümü şaşkınlıkla beraber kocaman bir sırıtış kaplamıştı.

Toslamış olduğum Karan'a yüzümü döndüğümde bana kaşları çatık ne tepki vereceğine şaşırır vaziyette bakıyordu. Bir anda kocaman sırıtan birini görmek nasıl bir tepki vereceğini bilemez oldurtmuştu tahminimce.

Konuşmasını beklemeden mutlulukla kollarımı boynuna doladım. Diğerlerinin nasıl durduğu hiç umurum değildi.

"Başardım! Çınlama kayboldu, hiçbir şey yapmamıştım hem de."

 SERUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin