17. Bölüm

254 195 4
                                    

Yeni bir bölümle selamlar canlarım. Karman çorman bölümle devam ediyoruz lemdpeöeğe. Yazarken beynim yandı 3 4 kere silerken buldum kendimi. Şu sıra vitamin takviyesi alsam iyi olacak.

Neyse uzatmadan bir editle bölüme alacaktım sizi  fakat kötü tarafı sadece youtube videoları oluyor.... Sad mood :'')

Keyifli okumalarr...

*"Neden beni sadece kafan güzelken arıyorsun?"*

Sürekli düşüncelerle dolu beynim bomboş bir hale dönmüştü. Sadece onu hissettiriyordu. Ve midemdeki kelebekleri...

Ufacık bir dokunuşu bile bende böyle bir etkiye sahipti. Nefes almayı unutmuştum. Kaybolmuştum bu anda...

Benimkilerle kapalı dudaklarının dokunuşu o kadar hafifti ki gözlerimi açıp bu anın gerçekleştiğinden emin olmak istiyordum. Fakat buna ne gücüm vardı ne de cesaretim. Vücudumu derin bir sıcaklık basmıştı. Esmer yüzümün kızardığından emindim.

Üstümdeki dudaklarının benden bir tepki beklediği aşikârdı. Eğer böyle durmaya devam edersem geri çekilmesi düşüncesi heyecanım dışında korkumu körükleyerek ona doğru bir adım atmamda yardımcı oldu.

Şimdi ise baskılı olmayan dudakları benimkileri aralıyor ellerini belimde dolaştırarak oldukça yavaşça, sınırını aşmadan kendime kalan nefesimi tüketiyordu.

Ama ben bu sınırı bozmak için ellerimi ensesine atarak onu daha da kendime çekerek ona tamamen istediğimi göstermek istedim. Yakın göğsünden yayılan sıcaklık ona tam zıt olan soğuk bedenimi ısıtıyor, beraber yanmamızı sağlıyordu.

Bacaklarım karıncalanıyor yere düşmemek için tüm yükümü ona veriyordum. Bunu fark ederek belimden kaldırıp tezgâha oturtmuştu.

Eşitlenen boylarımızla birbirimizin nefesini tüketmeye devam ediyor. Dillerimizi dans ettiriyorduk ahenkle. Daha önceki yumuşak dudakları özgüvenini bularak daha baskılı ve istekliydi. Yumuşak saçlarını okşarken ağzımdan hoş bir iniltinin kaçmasına engel olamamıştım.

Karan nefes nefese bir şekilde geri çekildiğinde öncekine kıyasen aramızda iki koca adım bırakarak tuhaf bir bakışla bana bakıyordu. Sanki tüm bu yakınlığı yeni kavrıyor gibi duruyordu.

Ne hissettiklerini merak ediyordum. Tüm bunları öğrenene kadar inanmadığım ne olduğunu bile bilmediğim güçlerimin tam da şuanda harekete geçmesini isteyerek ona odaklandım.

İç düşüncelerini duymak için kendimi yırtmama bile gerek kalmadan içimde sanki konuşuyormuş gibi duymuştum kısa sürede onu.

"Kendimi neredeyse kaybediyordum, ya onu korkuttuysam... Kalbi çok hızlı... O da benimkini duyuyor mu acaba?... Çok uzun zaman olmuştu..."

Kısık bir şekilde beynimde dolaşan cümlelerle tebessüm ederken başımı sağa sola sallamıştım.

"Ne oldu?" Artık sırıtan kişi o değil de ben olurken bana kaşlarını çatarak bakıyordu.

"Korkulacak bir şey yapmadın." Dediğim şeyle yüzünde teker teker tüm duygular geçmişti. Bunu kendi zihnimde de hissetmiştim. Başta şaşırırken bir anda rahatlamış aynı zamanda tekrardan kaşlarını çatarak olayı anlamaya çalışıyordu.

İlk defa güçlerimi kullanmaktan keyif alır olmuştum.

"Düşüncelerimi duyabiliyor musun?"

"Sadece ne hissettiğini merak etmiştim. İlk defa isteğimle, bir sıkıntı yaşamadan birini duyuyorum." Dedim buruk bir gülümsemeyle.

"Güzelmiş. Kendimi ifşa edilmiş hissetsem de." Normale döndüğünde aramızdaki mesafeleri aşarak tekrardan yanıma geldi.

 SERUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin