Sabah kendime küfür ederek uyandım bok vardı sinem bu kadar içecek Allah senin belanı versin emi bütün gün mal gibi gezeceksin şimdi kaldır o minik kıçını banyoya gir çabuk sana ceza soğuk duş alacaksın. Kendi cezama sadığımdır buz gibi su biraz olsun ayılmamı sağladı yine güzel bir makyaj yaptım ama gözlerime güvenmediğim için içki sonrası güneş gözlüklerimden birisini aldım taktım gözüme sade giyindim biraz tabi benden ne kadar sadelik çıkarsa göbeği açık bir gömlek, oldukça dar bir jean ve yine topuklu tabi ki düz ayakkabı giydiğim gün öldüğüm gündür sdsdajdasj tamam tamam saçma esprimi de yaptığıma göre gidebilirdim içimde tuhaf bir okula gitme isteği vardı akşamki olaylar yavaş yavaş aklıma geliyordu ve film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu sonere beni alması için mesaj attım hiç araba kullanacak gibi değildim gözlerim kapanıyordu uykudan bir daha böyle içkileri karıştırmamaya söz verdim kendime tabi ne kadar tutarsam sözümü.
Okula giderken sonerle çok ilgilenmedim şu anda istediğim tek şey sağlam bir kahve ben bu kadar perişanken okula giren şöyle bir manzara gördüm
Ben bu kadar perişan olmama rağmen lisa hanım her zaman ki şıklığı ile hızlı hızlı okula giriyordu üzerinde bu sefer ilk sefere tezat olacak şekilde tek parça siyah bir elbise kırmızı bir ceket ki onu tam çıkarıyordu gözlere duş aldırarak ve topuklu ayakkabı vardı saçları at kuyruğu şeklindeydi ve enerjisi buradan bile hissedilebiliyordu yanında ki adamla konuşurken etrafını inceliyordu sanki birisini arıyor gibi kimi arıyorsun ...
Sınıfa geçtik biraz önde oturuyorduk sonerin şımarıklığı sonrası ona yönelen dudaklarım yumuşakça onu öperken hafif bir öksürük sesi ile kendime geldim hiç duymamıştım birisinin geldiğini "arkadaşlar sevişecekseniz dışarda bir yerde yapın burası ne yeri ne zamanı" diyen buz gibi gözlerle karşılaştım bir önceki ders çocuğa baktığı gibi bakıyordu bana sanki dün o sıcak bakışlar onun değil gibi bakıyordu , utandım. Ben sinem yiğit evet ben utandım ben ne zaman birisinden utanmıştım en son hiç bilmiyorum ama ondan utandım elimi sonerden çektim sanki ateşe değiyormuşçasına sonerin affedersiniz hocam duymadık gibi saçma cümlelerini duydum ama benim gözüm yerdeydi çok utanmıştım.
Ders başlamıştı ama ben dinleyemiyordum içimden tahliller yapıyordum. Ben kendini her zaman beğenen etrafındakilerin ona pervane olduğu alev kız olarak tabir ettikleri kız, küçük bir kıvılcım oluyordum onun yanında üstümde bir etkisi vardı bunu bertaraf etmeliydim saçmalıyordum o kim oluyordu daha kaç gün olmuştu sevgilimi istediğim zaman öperim bu kadar sert olacak bir şey yok sonuçta evet evet bunları düşünürken kaşlarımı çattım etraftan meraklı bakışları gördüm ve insanlarında benim bu ezik duruşuma tepkilerini fark ettim ve kendime geldim benim bir imajım vardı. Bakışlarıma eski sinem havasını katıp bacak bacak üstüne attım o bu hareketime tek kaşı ile karşılık verdi.
Ders bitiminde hiç benim tarafıma bakmadı bende sonerin elinden tuttuğum gibi dışarı çıktım canım sıkılmıştı. Grubumuzun hadi ders boşluğumuz var voleybol oynayalım sözleri ile dışarı yöneldik spor dolabımızda ki kıyafetlerimizi giydik ve çok ateşli olduğumu söyleyebilirim kendime bile düşerim ben üstümde bir spor sütyen altımda mini bir şort kırmızı elbette altımda sadece sporda giydiğim düz spor ayakkabı saçlarımı topladım dışarı yöneldim bahçeye çıktığımda o dışardaydı bana döndüğünü ve takılı kaldığını gördüm ama o tarafa bakmadım beni fırçalamıştı sonuçta kimse beni fırçalayamaz o şimdi benim etkimi görecekti. Onun olduğu tarafta ki arkadaşlarıma selam vermek için gittim ve maça davet ettim hiç ona bakmadım beylerin yanından geçerken ellerimi suratlarına sürerek ilerledim ki hepsi peşime takılmıştı ben kavalcı onlar farelerim gibi peşime düşmüşlerdi alana gittiğimde kızlar yine gülerek " ah bu kendi fanları ile gelmiş bile " derken herkes gülüyordu. Çok sıkı maç olmuştu arada bakışlarım ona çarpıyordu ve buz gibiydi hala bakışları tam o esnada bir top yedim suratıma topuk sesleri duydum bana doğru mu yaklaşıyordu sesler bir an algılayamadım sanırım top çok hızlıydı levent yanıma koştu özür dilemek için o esnada "çekil kenara" diyen onun sesini duydum " sen hep böyle zarar ziyan bir adam mısın levent" "sinem iyi misin " iyi miydim bilmiyorum " sen ne kadar sorumsuz bir adamsın levent attığın topu oyun bile olsa bu kadar sert atmakta nedir " afedersiniz hocam " biri beni yerimden kaldırıyordu kokuya bakacak olursak beni götüren lisaydı ne kadar sersemlemiştim bilmiyorum ama kendimi " bırak beni kutupların kraliçesi" derken buldum bir an gözlerim açıldı o da olduğu yerde durdu ve kahkaha attı yanımızda allahtan kimse yoktu "ne o çok mu hoşuna gitti sabahtan beri attığın buz gibi bakışlar ya da fırçalar seni yeterince neşelendirmedi mi lisa hocammm" derken hocamı biraz uzun tuttum başım hala ağrıyordu bana sadece " sus artık sinem saçmalıyorsun okuldayız dedi" tabi bunu derken dudakları kulağıma değecek mesafedeydi nefesinin sıcaklığı kulak mememde hissediyordum sadece orda mı neyse konumuz bu değil " peki efendim" dedim tekrar ve yine o iç çekiş buna daha sonra kafa yoracaktım revire vardığımızda beni sedyeye bıraktı bir soğukluk hissettim sol tarafımda. Kontrollerim bitince beni hastaneye yönlendirdi o vasıfsız hemşire iyiydim ben dememe aldırmadan lisa beni tutup yine arabasıyla hastaneye götürdü kapıda bekleyen gruba delici bakışlar atıyordu ve kimse aksi bir şey diyemiyordu garibim sevgilim bile sesini çıkartamıyordu.
Hastanede bir odaya aldılar beni Kontrol esnasında kapının dışında duran lisa'nın bakışlarına denk geldim
doktorun değdiği yer ağrıyordu başımda hala ağrıyordu yere düşerken sanırım kalçamı da incittim doktor en son onu da çağırdı dışardan hafif bir sarsıntı geçirdiğimi bir hafta gözetim altında kalmam gerektiğini söyledi ama tabi ki ben hastanelerden nefret ettiğim için orda kalmak istemedim ama düşünüyordum soner aile ile kalıyordu benim hizmetçilerim vardı ama gece gidiyorlardı babam ve kardeşim yurt dışındaydı gece yalnız kalamazdım ve diğer kızlara da diyemezdim kimseye kendimi böyle zayıf gösteremezdim ben bunları düşünürken ondan gelen tamam bende kalır bir süre demesiyle ona bakakaldım yoooooo bu olmaz
"hayır" diye tepki gösterdim ama o kadar ani söyledim ki ansızın dudağının kenarının kıvrıldığını gördüm doktor şaşırdı o ise bana dönüp eğildi "merak etme küçüğüm ben seni iyi edeceğim" dedi kutupların kraliçesi-- off kadına öyle demiştim ben dimi ahhh kafam -- kendimi "peki efendim" derken buldum o ise derin bir iç geçirme ile arkasını döndü çıkarken " çıkış işlemlerini yapıyorum toparlan " emrini verdi bu sefer kızdım " emredersiniz efendim" dedim arkasını yan döndü "aferin ufaklık" dedi ve çıktı.
Ben ise yerimde tepiniyordum sensin ufaklık diye....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Juliet (girlxgirl)
RomanceHer şey bir oyunla başlamıştı. Erkek arkadaşıyla yüzlerce insan önünde yüzyılın en güzel oyununu oynamak, insan daha ne ister ki. İnanıyorum ki Shakespeare bu oyunu bizim için yazmış olmalı. Romeo'm ve ben bu oyun için hazırdık. Ta ki "O" devre...