Vücudumda inanılmaz bir ağrı vardı her yerim ağrıyordu ne oldu bana , nerdeyim ben. Bu sesler ne ?
Zihnim yavaş yavaş yerine gelirken aklıma son anlarım geldi bileklerimi kesmiştim şimdi buradaydım ama burası neresi !!
Gözlerimi açmak istemiyordum kendime gelmemle neden o halde olduğumu da hatırladım.
-Lisa diye mırıldanıyordum
O sırada konuşan bir erkek sesi duydum ama bu sesi tanımıyorum tedirgin oldum
-Sakin olun hastanedesiniz, sizi buraya zamanında getirdiler biraz daha geç olsa sizi çoktan kaybetmiştik küçük hanım.
Tekrar lisa diye mırıldandım sanki istemsizce sadece o çıkıyordu ağzımdan o sırada doktor yakınlarınız kapıda ben onlara haber veriyim dedi
Lisa gitmişti kimseye haber vermesine gerek yoktu yaşamışım ölmüşüm ne fark eder ki...
Beni bırakıp gitmişti içime yine o acı doldu.. Herkes bırakıp gitmiyor mu zaten
Önce İçeri giren topuk seslerini fark ettim gelen kadın bir doktor demek , aynı onun gibi atıyordu adımları ah evet ben onun adım atışını bile ezbere biliyordum ama o beni terk etmişti gözlerimin yanından akan yaşa engel olamadım
Oda onun gibi kokmaya başladı derin nefesler aldım gözlerimi açarsam eğer onun olmadığını görecektim böyle kalsa daha iyi onu şimdiden özledim.
Yatağımın kenarına oturan bir ağırlık sonrası kokusu daha da arttı koku hafızası bu demek ki sonra bir el elimi tuttu sanki onun elleri . Hissetmesi bile güzeldi. Bir daha dokunamayacağım lisanın ellerine gelen bu yabancının ellerini sanki onun elleriymiş gibi tutundum ama yaşlar gözümden akıyordu hala içime içime ağlıyordum o sırada yanımda ki kişi yanıma doğru eğildiğini fark ettim saçları yanaklarıma değdi saçları bile onun gibi kokuyordu ama sonra o kişiden gelen sözler ile gözlerim deli gibi açıldı
-Benim juliet'im uyanmış hoş geldin sevdiğim, hoş geldin aşkım , affet beni kadınım. Seni dinlemeyip kıskançlığımın kurbanı oldum. Ağlıyordu gitmemiş....
Bense ona bakakalmıştım hayal mi gerçek mi ayırt edemiyordum ne kadar ilaç verdiler bana acaba o devam etti;
-Odana girdiğimde yerde kanları gördüğümde aklım çıktı içime , ruhuma öyle bir işlemişssinki senin öldüğünü düşünmek bile beni kahretti, kazım seni kollarına aldığında yana düşen kollarınla bende öldüm. O anlar hayal meyal zihnimdeydi babamın ona tokat atışını anımsıyordum yüzüne baktım kırmızıydı bazı noktaları
-Sevgilim ne olur affet beni yatağın önünde diz çökmüştü affet beni , beni sensiz bırakma, beni terk etme ah ne terk etmesi ben onsuzluktan bu haldeydim o terk etme diyordu ama konuşamıyordum boğazımda bir yumru vardı resmen o devam etti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Juliet (girlxgirl)
RomanceHer şey bir oyunla başlamıştı. Erkek arkadaşıyla yüzlerce insan önünde yüzyılın en güzel oyununu oynamak, insan daha ne ister ki. İnanıyorum ki Shakespeare bu oyunu bizim için yazmış olmalı. Romeo'm ve ben bu oyun için hazırdık. Ta ki "O" devre...