Zayn onun beline doladı kollarını ve var gücüyle geri çekti. Niall tüm bunları birkaç adım geriden izliyordu. Her iki taraftan birini seçemiyordu. Louis bir çete üyesinin yapacağı son şeyi yapmıştı. Ama konu Louis'ti. Louis'in onlar için yaptığı onca şeyi bir hata ile silemiyordu.
Louis ağzından tükürükler saçarak bağırmaya, Zayn'in elinden kurtulup Stan'in üzerine atlamaya çalışıyordu. Ama Zayn ona sıkıca arkadan sarılmış bırakmıyordu.
Aiden hemen eğilip yerden kalkıp Louis'in üzerine koşmak isteyen Stan'i tuttu.
"Ben söyledim! Ben söyledim!"dedi Harry, aralarına girip. "O sadece onayladı, sizi kurtarmaya çalışıyordu! Amacı bu değildi, ben söyledim!"
O ne kadar bağırırsa bağırsın kimse onu duymuyor gibiydi. Eski hayatında böyle bir kavganın yanından geçecek bir şiddete dahi tanık olmamıştı. Şimdi Stan ve Louis'in yüzlerinin aldığı ifadeyi görünce ürpermişti.
Zayn Louis'i sıkıca tutup sahanın dışına çıkardı. Hâlâ tel örgülerin ardından bağırıyordu Louis;
"Sen kendi kendini bitirdin, Stan! O piç lafını senin götüne sokacağım!"
"Ödlek piç! Bırak şunu Zayn! Gelsin de günü gostereyim ona!"
Stan ağzından kan boşalırken hala etrafa tehditler savuruyordu.
Harry korkuyla etrafına baktı. Liam da hemen sahadan çıkmış Zayn ve Louis'in peşinden gitmişti.
Harry yavaş yavaş oradan uzaklaşması gerektiğini düşündü. Liam dışında ona burada insan gibi davranacağını düşündüğü kimse kalmamıştı. Üstelik tüm bu kargaşaya kendisinin neden olduğunu itiraf ettikten sonra kimsenin ona iyi davranacağını düşünmüyordu. Aslında kimsenin bu itirafı duyduğunu da düşünmüyordu.
Sahadan çıkmadan önce son kez arkasına baktığında küçük sarışın çocuğun dolan gözleri ile onun kadar korkmuş olduğunu gördü.
Soyunma odasına kadar Louis'i çekti. Sıralı dolapların arasında duran banka doğru fırlattı onu. Hâlâ boğazını parçalayacak kadar yüksek bir sesle bağırıyordu. Sesi koridorda bile yankılanıyordu.
"Sakin ol!"dedi Zayn, onun kadar yüksek bir sesle. Hemen ikisinin arkasından içeri koşarak Liam girdi.
Zayn ile içeri girer girmez göz göze geldi ama hemen başını çevirdi.
"Sakin ol, Louis. Sadece konuşacaktık. Olayı bize anlatman için çağırdık seni."dedi Liam yumuşak bir sesle.
"Sikerim sizi de konuşmanızı da! Hesap mı soruyorsunuz benden?! Kaç kere yediğiniz bokun hesabını sordum ben size. Her seferinde gözü kapalı inandım. Şimdi bir ibnenin sözüyle piç kurusu mu oldum?!"
"Onun sözüyle değil, Louis."dedi Liam, var gücü ile bağıran Louis'e karşı. Hâlâ sakin ve anlayışlıydı. Açıklamaya çalışıyordu.
"Senin ve Harry'nin annesi böyle söyledi. Biz de hatta seni orada satmak istemedik. Bir bildiğin vardır dedik ve suçun hepsini Zayn üstlendi."
Zayn en az Louis kadar bağırarak konuşup ortamın alevini arttıran biri olduğu için köşede susmuş Liam'ı dinliyordu. Liam ikisi için de bir sakinleştirici görevindeydi.
Harry koridordan soyunma odasının içine baktı. Ağır ağır girdi içeri ve korkarak konuşan üçlüye baktı.
Louis'in bir anda üzerine saldırmasından korkuyordu.
"Hepsi senin suçun!"diye bağırdı aniden Zayn. "Olay patladı, birbirlerine girdiler daha yeni ortaya geçip yalan söylediğini söylüyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swagmaster From Doncaster // Larry
FanfictionLouis, küçük çetesi ile Doncaster'ın içinden geçen, azgın, çapulçu, başıboş bir çocuktur. Hem aralarına yeni gelecek parlak bukleli Harry'i kabullenmesi zaman alacaktı hem de ona duyduğu hisleri.