Louis evden ona yeniden süt çocuğu diyip çıktıktan sonra Harry arkasından uzun uzun bakmıştı. Ona senin gelemeyeceğin bir yer derken neyi kastettiğini bilmiyordu ama bu onu daha çok gelmesi için tahrik etmişti. Nereye gittiğinden çok onun gelmesini istememesi onu çekiyordu.
Ayağa kalkıp hemen üstünü değiştirdi ve aynanın karşısına bıraktığı bandanasını aldı. Hızlıca başına taktı ve hemen merdivenlere koştu.
Annesi nereye gittiğini bile soramadan kendini dışarıya atmıştı. Louis'i görmek için sağa sola bakındı. Caddenin en sonunda, onu köşeye dönmek üzereyken gördü. Arkasından seslenmeyi düşündü ama onu atlatmasından çekindi. Ona yetişmek için hızlandı ve köşeden yürüyüp ses çıkarmamaya çalıştı.
Louis köşeyi döner dönmez koşmaya başladı. Alacakaranlıkta onu seçmek oldukça zordu ama onun melodik yürüyüşünü ve vücut şeklini tanıyordu.
Köşeyi dönüp onu yeniden görünce yavaşladı. Louis caddenin yeniden sonuna kadar yürüyüp ara sokağa girdi. Harry nereye gideceğini merak ediyordu.
O ara sokağa girince yeniden koşmaya başladı ve sokağa yetişti. Döner dönmez Louis'i göremedi. Hemen etrafına bakındı ama ortadan kaybolmuştu. Sokağa doğru bir adım attı ve başını kaldırdı. Louis günlük rutinini yapar gibi sokaktaki evlerden birine tırmanıyordu. Bir sağa bir sola atıyordu elini. Gövdesini rahatlıkla taşıyordu kolları.
Karanlıkta kimse o boş sokakta onu fark etmeden kendini evin ikinci katına taşıdı.
Harry evin altına gelip durdu.
"Ne yapıyorsun?!"diye bağırdı, hırsızlık yapmak için buraya geldiğini anlamıştı. Louis telaşla kendini evin çatısına çıkardı ve aşağı baktı. Gelenin Harry olduğunu görünce korkusu azalmış yerini öfke almıştı. Kaşları çatıldı. Ses çıkarmamaya çalışıyordu.
"Ne işin var senin burada?!"dedi, dişlerinin arasından.
"İn aşağı!"dedi Harry, bu sefer sesini kısmıştı. Louis karanlıkta zar zor yüzünü seçtiği çocuğa öfkeyle baktı.
"Eve git, karışma işime!"
"Hırsızlık yapıyorsun! Polisi ararım, bağırırım!"
"Annem misin be?! Sanane!"
"Başkalarına zarar veriyorsun...!"
"Git buradan!"
"Gitmiyorum!"
"Harry...!"
Louis bir şeyler daha söylemek için ağzını açtı. Sonra vazgeçip hızlıca çatıdan kendini sarkıttı. Ayağını borunun üzerine koydu, oradan pencere pervazına, bir kat aşağı ve en son kendini direk yere attı.
Harry onun bu çevik halini hem hayranlıkla izledi hem de hırsızlık yaparak geliştirdiğini düşündüğü için kaşlarını çattı.
Louis'in çatıdaki büyük öfkesi yok olmuştu. Hızla doğrulup Harry'nin yanına geldi. Fısıldayarak kendini açıklama başladı.
"Bak, içeride bana ait olan bir şey var. Çok güzel ve tamamen bana ait olan bir teyp. Sana yemin ederim ki benim. Bu oruspu çocuğu onu benden çaldı ve ben sadece malımı geri alıyorum."
Harry şüpheyle bakıyordu ona. Elleri belinde baştan aşağı süzdü onu.
"Yalan söylüyorsun."
"Yemin ettim!"dedi Louis ciddiyetle. Harry duraksadı.
"Yemin ettin."diye uyardı onu. Louis Donald Doris'in şu an odasında bulunan teybin gerçekten kendisine ait olduğuna inanarak başını hızla salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swagmaster From Doncaster // Larry
FanficLouis, küçük çetesi ile Doncaster'ın içinden geçen, azgın, çapulçu, başıboş bir çocuktur. Hem aralarına yeni gelecek parlak bukleli Harry'i kabullenmesi zaman alacaktı hem de ona duyduğu hisleri.