Zayn yol boyunca Liam'ın elini hiç bırakmadı. Arka koltukta, Denis arabayı sürerken yol boyunca sessizce sonu beklediler. Louis ve ailesi bir süre daha Londra'da kalacaklardı ama yolculukta Louis de onlara eşlik ediyordu. Hem bu süreçte Xander'i ikna etmek için hem de Harry'i yalnız bırakmamak için önlerindeki bir haftayı hepsi orada geçirecekti. Bunun için de Doncaster'daki eşyalarından bir kaçını daha toplamak adına dönmüştü Louis. Harry de bu yolculuk sırasında onu yalnız bırakmak istemedi. Ama Zayn ve Liam orada kalan hesaplarını kapatmak zorunda hissetmişti.
Liam, evde kalan eşyalarını toparlayıp -evin kendi eşyaları sayılmazsa ona ait çok da bir şey çıkmıyordu zaten- Harry'nin yanına geri döneceklerdi. Bu sefer Louis ve ailesinin şimdi yaptığı gibi bir süreliğine değil, gerekirse temelli bir şekilde. Londra'daki okulu da kazanırsa üstüne, Harry ile beraber yaşayacaklardı. O ev olmasa, ayrı bir ev dahi olsa beraber olacaklardı.
Zayn de bu planın bir parçasıydı aslında. Daha iki gece önce ellerinde kahveler ile çok uzak bir tarihin hayalini kuran çocuklar, şimdi o hayalleri planlıyordu gerçek hayatta. Ama bunun hayalini kurmak, yaşamaktan daha eğlenceli olmuştu. Kimse bunların yaşanacağını tahmin etmemişti.
İçlerinden yalnızca Niall Doncaster'a temelli geri dönüyordu. Okuması gereken bir lise yılı daha vardı.
Denis Doncaster'a girdikten on dakika sonra Zayn'in evinin önünde durdu. Çocuklar bagajdaki birer ufak çantaları ile Denis'e teşekkür ettiler.
"Her zaman beni arayabilirsiniz.."dedi sevecen bir sesle. Özellikle Louis ile arasını iyi tutmaya çalışarak. Louis bu sefer onu kırmadan gülümsedi.
"Yaptığın her şey için teşekkürler."
Denis patlayıp duran egzozu ile gözden kayboldu.
Çocukların hepsi ellerindeki valizler ile uzun bir süre sadece etraflarına baktılar. Ne yapacaklarını kararlaştırmamışlardı.
"Ben evime yürüyeceğim buradan."dedi Liam, Zayn'in evine korkarak bakarken. "Niall, uğrayacağın bir yer yoksa beraber yürüyelim?"
Niall kendi valizini eline geri alıp Liam'ın arkasına geçti.
"Akşam bende buluşuruz."dedi, herkesin evlere dağılmasını söyleyerek. Zayn isteksizce kendi evine baktı. Louis elini onun omzuna atıp kulağına eğildi;
"Son kez."dedi, kırık bir sesle. Zayn'in ailesi ile son konuşması olacaktı. Liam ile bir hayat kuracağını onlara söyledikten sonra zaten ailesinin onun adını dahi ağızlarına almayacağını biliyordu.
Zayn omuzlarını dikleştirdi. Gruptan ilk ayrılan o oldu ve bahçe kapısından eve girdi.
Liam üzülerek onun ardından baktı ama yapabileceği bir şey yoktu. Bu konuşma gerçekleşirken yanında durması ona yalnızca zarar verecekti.
Niall ile beraber o da yanlarından ayrıldı.
Saat öğlenin on ikisiydi ve gece Liam'ın evinde buluşuncaya kadar aşağı yukarı en az yedi saatleri vardı.
Louis, kızgın güneşin altında Harry'e döndü. Harry'i kendi evinde görünce onun oraya ait olmasından kaynaklı çok gözüne batmıyordu. Ama yine bu kasabayı arka planında onu görünce yüzündeki gülümsemeye engel olamıyordu.
Bir tür kamp gezisine çıkmış gibi duruyordu. Beyaz beyzbol şapkasından fışkıran parlak bukleleri ve güneşin biraz olsun yakmadığı süt beyazı teni, buraya ait olmadığını haykırıyordu.
Kolsuz tişörtünü kot şortunun altına sıkıştırdı ve sırf çantasını taktı. Louis onun kısacık şortuyla sırıtan uzun bacaklarına uzun bir süre baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swagmaster From Doncaster // Larry
FanficLouis, küçük çetesi ile Doncaster'ın içinden geçen, azgın, çapulçu, başıboş bir çocuktur. Hem aralarına yeni gelecek parlak bukleli Harry'i kabullenmesi zaman alacaktı hem de ona duyduğu hisleri.