"Nasıl?"
Harry ceketlerinin kol düğmeleri ile oynarken Liam'a bakıyordu. Giydiği koyu renk takımın içinde oldukça huzursuz görünüyordu.
"Çok güzel."dedi Liam gülümseyerek.
"Robin seçti işte!"dedi Harry, Liam'ın söylediğini duymamazlıktan gelerek. Son anda annesinin ve Robin'in ısrarı ile giydiği takımını beğenmemiş ve karşı da çıkamamıştı.
"Güzel seçmiş."dedi Liam gömleğinin yakasını düzeltirken. Onun huzursuzluğunu hissediyor ve nedenini de anlıyordu. Bu takım renkli, simli ya da pullu değildi. Diğer herkes gibi görünüyordu ve dikkat çekemeyecek olması onu içten içe eritiyordu.
"Hiç güzel değil..!"dedi kaşlarını çatıp. Liam'ı baştan sona süzdü. "Sen daha güzel olmuşsun!"
Liam onun giydiği gömleğe, pantolona, ayakkabılara, kol düğmelerine, kravatına, yeleğine ve kravat tokasına baktı. Sonra kendi üstündeki pantolan ve gömleğe.
"Haksızlık ediyorsun kendine!"dedi kırık bir sesle. "Çok hoş duruyor."
"Hani başkalarının zevklerine göre yaşamak yanlıştı?!"
"Giyme o zaman."
"Ama o zaman annem üzülecek."
"Ah, Harry! Sürekli olarak her şeyi aynı anda istiyorsun!"
"Ne ilgisi var?"
Liam onun yatağına oturdu. Daha fazla onu ikna etmek için uğraşamayacaktı. Doncaster'dayken beş tane ergene ebeveynlik yapmıştı zaten. Şimdi burada da küçük şımarık bir velet ile kendini yormayacaktı.
Harry hışımla giysi odasına geri döndü. Hızlı hızlı ceketini ve yeleğini soyuyordu. Louis'in ona dediği gibi, başkası zevk alsın diye kendinden ödün vermeyecekti.
Hemen eski fikri olan kıyafetlerini çıkardı askıdan. Seçtiklerini tek koluna atıp odaya geri döndü. Üstündekileri soyarken Liam sessizce onu izliyordu.
"Zayn ile dün gece seviştik."dedi, mahçup bir sesle. "Hâlâ Jelena ile birlikte olduğunu biliyorum ama bana söz verdi. Ailesi ile de konuşacak. Üstelik bu aldatma sayılmaz, öyle değil mi? Boş ver. Kendimi kandırıyorum ben. Çok kötü bir şey yapıyorum.."
"Kes şunu Liam..!"dedi Harry, beyaz fırfırlı gömleğinin üzerine mavi yeleğini giyerken. Odasındaki çarşaflar, seçtiği elbiseler, en sevdiği renk, her şeyin maviye dönüşmesi gözle görülür bir farktı. Onun da çok hoşuna gidiyordu. Nedense hep aşağıladığı bu aptal aşık olma fikri şimdi ona çok hoş bir fikir olarak geliyordu. Louis'in aptal aşığı olabilirdi.
"Yanlış mıyım? Sevgilisi olan bir erkekle yattım."
"İnan bana, aramızda tek masum olan insan sensin. Buna rağmen tek vicdan azabı duyan da sensin."
"Louis de rahatsız oluyor. Xander ile birlikte olman-"
"Bugün ayrılacağım ondan!"
Harry hemen odanın öteki ucundaki aynanın önüne geçip makyaj malzemelerini önüne yığdı.
"Bugün mü? Bir arıza çıkmasın?"
Harry omuz silkti.
"Bu yüzden buraya çağırdım. Düğüne gitmeden önce onunla konuşacağım. Düğüne gelip arıza çıkarmasın. Sen de yanımda ol. Belki ayaklarıma kapanmaktan biraz olsun çekinir. Ha! Bir de! Louis'den sakın bahsetme. Ona kafayı taksın istemiyorum. Ben onunla ilişki yürümüyor diye ayrılıyorum."
Liam çarpık bir gülüşle onu süzdü. Eline aldığı farı yavaş yavaş sürerken bir yandan da telefondan saati kontrol ediyordu.
"Bence Xander çoktan Louis'e kafayı taktı ama yine de sen bilirsin..."dedi, imalı bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swagmaster From Doncaster // Larry
FanfictionLouis, küçük çetesi ile Doncaster'ın içinden geçen, azgın, çapulçu, başıboş bir çocuktur. Hem aralarına yeni gelecek parlak bukleli Harry'i kabullenmesi zaman alacaktı hem de ona duyduğu hisleri.