18-) Yolculuk

1.1K 133 299
                                    

Louis koşarak merdivenlerden yukarı fırladı. Kapıya bütünüyle çarparak odasına daldı ve arkasından kapıyı çarptı. Annesini ne derse desin ikna edememişti. Londra'ya gitmek, alışveriş yapmak muhteşemdi ama düğün ve Harry kısmı kanını çekmişti.

Johannah arkasından bağırdı;

"Biletler yarın sabah altı için kesildi! Erken uyu ama önce valizini topla! Sen de Lottie!"

Lottie'ye seslenirken sesi daha yükselmiş ve gırtlaktan çıkmıştı. Kızının sesi de buna karşılık oldukça gür ve cırtlaktı;

"Biliyorum!"

Louis, Lottie'nin, onun yaşlarındaki hali ile aynı tepkileri verdiğinin farkındaydı. Yine de ergen bir çocuğa katlanamıyordu. Annesine kendisine zamanında nasıl katlanmış olduğunu merak ediyordu. Ki bazı zamanlar on sekizi geçmenin ergenliği bitirmediği hissine kapılıyordu.

Dolabının üstünden küçük valizini indirdi. Hâlâ öfkesi geçmediği için sertçe yere fırlattı ve dolabında bulunan iki parça eşyasını da, çekmecesini de hızla boşalttı. Banyosundan da eşyalarını yığıp fermuarı çekti.

Ufacık bavulun yarısı bile dolu değildi ama hazırlanmıştı.

Telefonunu baş ucundaki prize taktı. Uyumadan önce göz atmak istiyordu ama hala mesaj kutusuna tıklamaya çekiniyordu. Düğün için aradı büyük ihtimalle.. bir rezillik çıkarmadım.. Düğün için aradı..

Derin bir nefes alıp çocuğun attığı kısa mesaja tıkladı. Onu azarlamış olmasından ya da düğünden bahsedeceğini düşünüyordu ama beklediğinin çok aksine bir mesaj duruyordu.

Hazmederek okumaya çalıştı ama bunu ancak beş kereden sonra becerebilmişti.

Beii untşmş gii dnma, be unmdım seii Doncaster srrsi

"Ne yazmış bu gerizekalı?"dedi ilk okuyuşunda. İkinci mesaj, daha düzenli yazılmıştı.

Dün gece çok sarhoştum, yanlışlıkla oldu. Kusura bakma.

Louis'in tek bacağı son hız stresle sallamaya başladı.

"Sarhoş mu? Siktir oradan!"dedi gülerek. "Hiç de yanlışlıkla olmamış... Sakın! Sakın ümitlenme!"

İlk mesajı yeniden okumaya çalıştı.

'Beii utşmş gii dnma, be unmdım seii Doncaster srrsi'

Her şeyi bok gibi yazmasına rağmen Doncaster'ı muntazam yazmayı nasıl becerdi acaba? En sonda Doncaster serserisi demiş, burası açık. Başta da beni demiş.. beni.. beni... utaşmış? Hayır. Utanmış? Hayır.. Unutmuş! Beni unutmuş gii..

Gözlerini kırpıştırdı. Yerini düzeltti. Hem zorlanıyor hem de zevk alıyordu bu işten.

Beni unutmuş gibi diyor! Evet, orası belli.. donma? Hayır orayı anlamadım. Sonrasında... ben diyor sanırım. Ben ummadım? Hayır.. Ben unutmadım- Ha! BENİ UNUTMUŞ GİBİ DAVRANMA, BEN SENİ UNUTMADIM DONCASTER SERSERİSİ!

Evet! Evet! Bu yazıyor! Hayır, hayır.. Bir daha oku. Umutlanma.. Ama gerçekten bu yazıyorsa çok güzel olurdu. Zaten başka ne yazıyor olabilir ki? Gerçekten bunu mu yazmış? Sarhoş olup beni düşünmüş ve benim yaptığım gibi bana mı yazmış? Bunca yıl sonra hala aklındayım demek ki. Neden şaşırıyorum ki? O da hala benim aklımda.

"Kim o?"dedi karanlığın içinden gelen imalı ses. Louis oturduğu yerden sıçradı. Ufak bir çığlık da berberinde atmıştı.

Işıkları kapamış, çoktan yatağına geçmişti ve kendi gözüne soktuğu telefon ışığından dolayı arkayı görmesi zaman almıştı. Kapıyı yine çalmadan aralayan annesini görünce sakinleşmeye başladı.

Swagmaster From Doncaster // LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin