17-) 3 Yıl Sonra

1.1K 140 345
                                    

3 Yıl Sonra

Louis elinde tuttuğu çakmağı havaya atıp yakaladı. Zayn'in iki dudağı arasında duran sigaranın önüne tutup yaktı ateşini. Her zamanki neşeleri yine yerindeydi. Yazın son günlerine doğru, liseden mezun olmanın rahatlığı ile eve gitme ihtiyacı duymuyordu hiçbiri. Hava iyice kararmış, hepsinin elinde yarı dolu bira kutuları, kahkahalar ile duvara çıkma yarışında düşenlere gülüyordular.

Önlerindeki üç metre uzunluğundaki park duvarına yalnızca ayakları ile en yükseğe çıkabilenin kazandığı bir yarıştı bu. Duvarda yukarı doğru kaç adım çıkabiliyorsa, skoru öne çekiyordu. En sonunda da artistik bir takla ile yere geri iniyorlardı. Bu taklayı beceremeyenlere gülmek bir yana dursun daha ilk adımında yere yuvarlananlara gülmek daha eğlenceliydi.

"Bu işte Louis'den daha iyisi yok!"dedi Stan, oturdukları yerden. Kasabadaki çocuklar bunun yarışını yaparken çetenin dört üyesi, öteki duvarın üzerine oturmuş onları izliyorlardı.

Louis, aldığı övgüyle göğsünü kabartırken, birasından bir yudum aldı.

"Ben de o kadar cılız olsam ben de yapardım.."dedi Zayn, Louis'i tahrik etmek için alaycı bir sesle.

"Duyanda seni bir şey sanacak, benden daha betersin, şu hâline bak!"dedi Louis hemen. "Hem bu zayıflık işi değil, bacak kaslarının kütlenle olan orantısı. Ve biraz da kordinasyon ve zeka işi- Hey! Küçük! Oradaki! Bana bir bira daha at!"

Elindeki boş bira kutusunu orta sona giden çocuğa fırlattı. Kasabadaki çocukların yanına koşarak giden çocuk, elinde yeni bir bira ile geri geldi. İlk denemesinde Louis'in eline denk getirdi.

Çocuk kısa bir süre ondan tebrik beklemek için durdu.

"Aferin.."dedi Louis, ve kutuyu açıp kafaya dikti. Ama bu söz çocuk için yeterliydi. Yüzünde tatmin olmuş bir gülümseme ile geri döndü.

Louis'in iki yanında oturan Stan ve Zayn, duvara çıkmanın özel taktiklerinden bahsediyordu. Louis başını hafifçe onlardan bir metre kadar uzakta oturan Liam ve Niall'a çevirdi. Ellerinde tuttukları biranın dibini delip tek içişte kafaya dikmeye çalışıyorlardı. Liam ve Niall; Aiden, Stan, Zayn ve Louis'in aksine üniversiteye gitmeyi planlıyorlardı. Niall'ın bunu yapmak için mezun olmayı beklemesi gerekiyordu ama Liam diğerleri ile yaşıt olduğundan çoktan planını yapmıştı. Bu yaz, onların beraber geçireceği son yaz olabilirdi.

Son yaz diye aklından tekrar geçirdi Louis. Üç sene önceki yaza gitmişti yine aklı. On sekiz yıllık hayatında, onun, hatırladığı zaman kalbini sıkıştıran tek anısı, hayatında en fazla bir haftalık yer etmiş bir çocuktu.

Nasıl olur da hala onun arabaya binmeden önce ona dokunduğu zaman içinde coşan his hala tazeydi?

Louis yaz tatili bitinceye kadar Harry'e ulaşmanın yollarını denemişti. Aslında bu Harry gittikten bir aya kadar da çok olağan bir şeydi. Louis onu ne zaman arasa, ilk bir iki dakika kekelemeler ve sessizlikler ile geçiyordu. Sonraki dakikalar ise oradaki hayatı hakkında Harry, Doncaster'daki hayatı hakkında da Louis susmuyordu. Koyu bir sohbete dönüşüyordu.

Bazen, Louis bu olduğu zaman o günü şanslı gün ilan ediyordu, Harry'nin kahkahasını duyabiliyordu. Bazen ufak bir kıkırdama...

Ama sonra ne olduysa bu görüşmelerin önce süresini kısalttı Harry, sonra sayısını. Louis başta bir pot kırdığını düşünse de zamanla asıl nedenini fark ediyordu.

Harry, eski hayatına dönünce, buranın ikinci sınıf insanları ile muhattap olma tahammülü kalmamıştı.

Ama Liam ile konuştuklarından emindi. Hâlâ da görüştüklerini ara sıra söylüyordu Liam. Ama Louis için artık hangi kalıba soksa uymayan duygularını sahiplenmek eskisinden daha zordu. Ne yaparsa yapsın, kendisine söz vermişti; Harry onu aramayıncaya kadar, o da onu rahatsız etmeyecekti.

Swagmaster From Doncaster // LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin